İki yıl arayla gözaltına kaybedilen iki kardeşin akıbeti soruldu

01.10.2016

DİYARBAKIR- İHD ve Kayıp yakınların “Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın” sloganı ile her hafta düzenlediği oturma eylemlerinin 399’uncusu gerçekleştirildi. Diyarbakır Valiliği’nin ikinci bir emre kadar açık alandaki tüm eylem ve etkinliklerin yasaklandığına yönelik kararının devam etmesi nedeniyle, bu hafta da İHD Diyarbakır Şube binasında gerçekleştirildi. Eylemde, 1992 yılında İstanbul ilinde iki yıl arayla gözaltına alındıktan sonra kendilerinden bir daha haber alınamayan Ayhan Efeoğlu ve Ali Efeoğlu kardeşlerin akıbeti soruldu. 

 
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve Kayıp yakınların “Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın” sloganı ile her hafta düzenlediği oturma eylemlerinin 399’uncusu, Diyarbakır Valiliği tarafından açık alandaki tüm eylem ve etkinliklerin ikinci bir emre kadar yasaklanması nedeniyle, İHD Diyarbakır Şube binasında gerçekleştirildi. Kayıp fotoğraflarının taşındığı eyleme İHD Diyarbakır Şubesi yönetici ve üyeleri, TUHAD-FED yöneticileri, kayıp yakınları ve insan hakları aktivistleri katıldı. Eylemde, 1992 yılında İstanbul ilinde iki yıl arayla gözaltına alındıktan sonra kendilerinden bir daha haber alınamayan Ayhan Efeoğlu ve Ali Efeoğlu kardeşlerin akıbeti soruldu.
 
‘TV ve radyoları kapatmak, farklılıkları yok etmektir’
 
Oturma eylemi öncesi konuşan İHD Genel Başkan Yardımcısı ve Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, KHK’lerle TV ve radyoların kapatılmasını eleştirdi. Türkiye’de keyfi yasaklama ve uygulamalarla muhalif kesimlerin ötekileştirilmeye çalışıldığını söyleyen Bilici “Yasalarla yok etme sürecine başlandı. Amaç Türkiye’de bütün farklılıkları yok etmek, hepsini susturmak, Türk-Sünni anlayışını egemen kılmaktır. Bu yaparken de, olanlar görülmesin duyulmasın diye, bütün muhalif basını susturma kararı aldılar. Bir darbe ile el koyma kararı aldı. Hiçbir hukuki gerekçesi yok. Hiç insani açıklaması yok. Hiçbir uluslar arası sözleşmede yeri yok. Bir daha kendilerini toparlayamamacasına TV ve radyoların mal varlıklarına el konuldu.” diye belirtti.
 
Ceylan Önkol’un katledilişinin yıl dönümü olduğunu vurgulayan Bilici, hukuki girişimlerinin sürdürdüklerini ve bu konuda sonuç alıncaya kadar da devam edeceklerini söyledi. 
 
İki kardeş iki yıl arayla gözaltında kaybedildi 
 
Yıldırım ardından İHD Diyarbakır Şubesi Kayıp Komisyonu Üyesi Av Hasan Yalçın, 1992 yılında İstanbul ilinde iki yıl arayla gözaltına alındıktan sonra kendilerinden bir daha haber alınamayan Ayhan Efeoğlu ve Ali Efeoğlu kardeşlerin hikayesini anlattı. Yalçın şunları belirtti: “Ayhan Efeoğlu 25 yaşında olup Yıldız Teknik Üniversitesi 2. sınıf öğrencisiydi. Ayhan Efeoğlu, 6 Ekim 1992 tarihinde okulunun önünde telsizli sivil polislerce yakalanarak gözaltına alındı. Ayhan’ın annesi Feriha Efeoğlu ile babası Osman Efeoğlu İstanbul DGM savcılığı, TBMM Başkanlığı ile resmi ve sivil kurumlara başvurular yaparak oğullarının akıbetini sordu. Ailenin anlatımlarına göre; Siyasi Şube tarafından gözaltına alınan Ayhan Efeoğlu, Gayrettepe’de bir süre işkenceye tabi tutulur. Görgü tanıklarına göre Ayhan’ı gözaltına alanlardan biri Terörle Mücadele Bürosu’ndan Fikret Işıkkayalar isimli bir komiser idi. Ayhan Efeoğlu için açılan soruşturmada hiçbir ilerleme kaydedilmedi. 21 Ocak 2008 tarihinde, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Memur Suçları Soruşturma Bürosu, isnat edilen suçu işkence ve kötü muamele kabul ederek zamanaşımı süresinin dolduğuna; dolayısıyla şüpheli olan İstanbul Emniyeti Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü görevlileri hakkında takipsizlik kararı verdi. Ankara'daki faili meçhul cinayetler soruşturması kapsamında tutuklu bulunan eski özel harekât polislerinden Ayhan Çarkın’ın medyaya yansıyan beyanları doğrultusunda Ayhan Efeoğlu hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 24 Mart 2011 tarihinde tekrar bir soruşturma başlatıldı. 26 Mart 2011 tarihinde, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı şüpheli Ayhan Çarkın’ın ifadesine başvurdu. Sorgulama tutanağında yer alan olaylardan biri de Ayhan Efeoğlu’na ilişkindi. Buna göre, bir telsiz anonsu üzerine Siyasi Şube’ye giden Ayhan Çarkın, sorgu sırasında uğradığı işkence sonucu ölen bir kişinin koliye konmuş bedeni ile karşılaştı. Çarkın’ın ifadesine göre, o sırada Siyasi Şube’de bulunan kişiler, Fikret Işıkkayalar, Ali Osman Akar, Baki Avcı, Hasan Erdoğan, Ahmet Sarkaya, Şefik Kul, Ayhan Özkan ve Ali Çetkin idi. Bu kişilerden Ali Osman Akar ile Ahmet Sakarya, koli içindeki bedeni kamyonet ile İstanbul dışında bir yere götürüp gömdü. Ayhan Çarkın, ifadesinde, daha sonradan bu kişinin Ayhan Efeoğlu olduğunu konuşmalardan duyarak öğrendiğini, ancak sorgusunun kim tarafından yapıldığını bilmediğini belirtti. Yeniden açılan soruşturmada çeşitli savcılıklar birden fazla kez görevsizlik ve yetkisizlik kararı verdi ancak Ayhan Efeoğlu'nun akıbetine ilişkin bir bilgiye ulaşılmadığı gibi şüpheliler hakkında da bir işlem yapılmadı. Acılı anne ile babanın evlat acısı sadece Ayhan Efeoğlu değildi.  Ayhan’ın kaybedilmesinden iki yıl sonra 5 Ocak 1994 tarihinde kardeşi Ali Efeoğlu İstanbul-Pendik’te gözaltına alınarak kaybettirildi. Ailenin her iki oğlu için yaptığı tüm çabalar sonuçsuz kaldı.” 
 
Yapılan konuşmaların ardından, tüm zorla kaybedilenler ve faili meçhul cinayete kurban gidenlerin anısına beş dakikalık oturma eylemi gerçekleştirildi.