22 yıldır kayıp Kerevan İrmez'in akıbeti soruldu

30.09.2017

DİYARBAKIR – İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınlarının “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” sloganıyla her hafta düzenlediği oturma eyleminin 451’incisi gerçekleştirildi. 1995 yılında Şırnak'ta kaybedilen Kerevan İrmez'in akıbetinin sorulduğu eylemde, İHD Genel Başkan Yardımcısı ve Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici yaptığı konuşmada “Ceylan Önkol’un faili devlettir” dedi. 

İHD ve Kayıp yakınların “Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın” sloganı ile her hafta düzenlediği oturma eylemlerinin 451’incisi, İHD Diyarbakır Şube binasında gerçekleştirildi. Kayıpların fotoğraflarının taşındığı eyleme İHD Diyarbakır Şubesi yönetici ve üyeleri, kayıp yakınları ve insan hakları aktivistleri katıldı. Eylemde, 1995 yılında Şırnak'ta kaybedilen Kerevan İrmez'in akıbeti soruldu. Eylem öncesi bir konuşma yapan İHD Genel Başkan Yardımcısı ve Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, geçtiğimiz günlerde Lice Belediyesi kayyumu tarafından Ceylan Önkol Parkı’nın isminin değiştirilmesine sert tepki göstererek, “Ceylan Önkol’un faili devlettir. Kimse bu coğrafyada acıları yarıştırmaya kalkışmasın” diye konuştu. 

'Ceylan'ın faili devlettir'

 Her dönem derin devletin faillerin ortaya çıkmaması için çalıştığını ifade eden Bilici, Ceylan Önkol’un faillerinin de hala ortaya çıkarılmadığını söyledi. Ceylan’ın gözlerinin hala üzerlerinde olduğunu vurgulayan Bilici, Ceylan Önkol adına açılan parkın isminin değiştirilmesini şu sözlerle değerlendirdi: “Darbeyle gelen Lice kayyumunun ilk icraatlarından biri Ceylan’ın ismini kaldırmak olmuş. Halkın değerleri hiçe sayılarak atanan kayyumun bu icraatı bize Ceylan’ın faillerinin devlet olduğunu gösteriyor. Çünkü Ceylan isminden rahatsız olmanın başka bir izahı olamaz. Kayyum Ceylan’ın bakışlarından rahatsız olmuştur bu rahatsızlığının sebebi de faillerin devlet olmasından kaynaklıdır.”
 
‘Kayyım derhal özür dilemelidir'
 
Parkın isminin Fırat Simpil olarak değiştirilmesine de değinen Bilici, “Biz hiçbir zaman acıların yarıştırılmasını kabul etmedik. Fırat Simpil de bu coğrafyada yaşanan kirli savaştan kaynaklı olarak yaşamını yitirmiştir. Biz insan hakları savunucuları olarak ilk günden beri Fırat’ın faillerinin de ortaya çıkarılması için bir mücadele yürüttük. Bu şekilde bir acıları yarıştırarak neyi amaçlıyorsunuz, neyin peşindesiniz?” sorularını sordu. 
 
Tüm kayyumların atanır atanmaz halkın değerleriyle oynadığının altını çizen Bilici, “Tahir Elçilerin, Uğur Kaymazların, Orhan Doğanların ve birçok kişinin isimleri parklardan, anıtlardan indirildi. Bu bilinçli izlenen bir politikadır. Bu politikaları reddediyor ve kabul etmiyoruz. İsimlerini saydıklarım ve sayamadıklarım hepsinin isimlerinin derhal yerine takılması gerekiyor. Bunu yapanların da kamuoyundan özür dilemesi gerekiyor. Eğer bu yapılmıyorsa, bize göre Ceylan Önkol’un faillerine destek veriliyor demektir” dedi. 
 
Kayyumu acıları yarıştırmama konusunda uyaran Bilici, “Hiç kimse bu coğrafyada acılarımızı yarıştırmaya kalkmasın. Bu son derece acı verici ve tehlikeli bir durumdur. Ceylan Önkol, bu coğrafyada yaşamını yitiren bir çocuktur ve bizim değerimizdir. Buna saygı duyulmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı. 
 
Kerevan İrmez'in akıbeti soruldu
 
Bilici'nin konuşması ardından İHD Diyarbakır Şubesi Kayıp Komisyonu Üyesi Adnan Örhan, 19 Ekim 1995 tarihinde Şırnak’ın Silopi ilçesinde askerlerce gözaltına alınan ve bir daha haber alınamayan Kerevan İrmez’in kaybedilme hikayesini anlattı. Kerevan İrmez’in evli ve 8 çocuk babası olduğu bilgisini veren Örhan’ın şunları anlattı: “Kerevan İrmez, ekim ayı başlarında cezaevinden tahliye olduktan birkaç gün sonra evlerine özel harekat timleri ve sivil polisler tarafından baskın düzenlenir. Baskında 35 yaşındaki İrmez, evinden tüm ailenin gözü önünde alınıp götürülür. Görgü tanıkları, İrmez’in Silopi’ye bağlı Bêspin Köyü’nde bulunan jandarma karakoluna götürüldüğüne tanık olurlar. 
 
Kerevan’ın ailesi olaydan hemen sonra Silopi İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne başvuruda bulunur ancak emniyet yetkilileri böyle bir kişiyi gözaltına almadıklarını söylerler. Bu olaydan kısa bir süre sonra Kasrik Boğazı civarında başı kesik bir ceset bulunur. Bulunan cesedin üzerinde çok ağır işkence izlerine rastlanır. Ceset Kerevan İrmez’e ait olabileceği düşünülerek aileye haber verilir. İrmez’in ailesi olay yerine gider ancak cesedin Kerevan İrmez’e ait olmadığı anlaşılır. Kerevan İrmez’den o tarihten itibaren bir daha haber alınamadı.” 
 
Konuşmaların ardından 5 dakikalık oturma eylemi yapıldı.