2017 yılında hak ihlalleri arttı

11.12.2017

DİYARBAKIR - 10-17 İnsan Hakları Haftası nedeniyle İHD, TİHV, DTO, Baro ve Hak inisiyatifi tarafından yapılan ortak açıklamada, 2017 yılında insan hakları ihlallerinin sistematik ve yaygın bir şekilde artış gösterdiğine dikkat çekildi. 

İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Diyarbakır Temsilciliği, Diyarbakır Barosu, Diyarbakır Tabip Odası (DTO) ve Diyarbakır Hak İnisiyatifi tarafından, İnsan Hakları Haftası kapsamında 2017 yılı insan haklarının durumuna ilişkin İHD Diyarbakır Şube binasında ortak basın toplantısı düzenledi. Toplantıda konuşan İHD Eş Genel Başkan Yardımcısı Raci Bilici, hafta boyunca insan haklarına ilişkin faaliyetler düzenleyeceklerini dile getirerek, “Bu hafta boyunca gerek ülkemizde, gerek bölgede yaşanan tüm ihlalleri tespit edip kamuoyu ile paylaşacağız” diye konuştu.
 
Sivil Toplum Örgütleri (STÖ) tarafından hazırlanan hak ihlalleri raporunu okuyan Bilici, ömrünü hak ihlalleriyle mücadeleye adayan Tahir Elçi soruşturmasının etkin yürütülmediğini vurguladı. Bilici, çatışmalı ortamın 3 binden fazla insanın yaşamını yitirmesine sebep olduğunu dile getirerek, OHAL ilanının ardından hak ihlallerinin tavan yaptığını söyledi. 
 
‘Sokağa çıkma yasağı mağduriyet yaratıyor" 
 
Derinleşerek devam eden çatışmalı ortamın bölgeye ciddi yansımaları olduğunu dile getiren Bilici, “Çatışma ortamı nedeniyle bir başka hak ihlaline yol açan konu ise, askeri operasyonlardan kaynaklı yaşanan ihlaller, özel güvenlik bölgeleri ve sokağa çıkma yasakları ilanları oldu. Kırsal yerleşim bölgelerini de kapsamına alan yüzlerce bölge askeri operasyonlar yapılacağı gerekçesiyle özel güvenlik bölgeleri ilan edilmiş, yine pek çok kez sokağa çıkma yasakları ilan edilmiştir. Yasakların ilan edildiği kırsal yerleşim alanlarında yaşayan yurttaşlar, doğal ve rutin hayat akışını sürdürememekte ve mağduriyetler yaşamaktadır” diye konuştu. 
 
‘Cezaevinde işkence ve kadına şiddet artarak devam etti’
 
Bilici, “İşkencenin yaygın ve sistematik hak ihlalleri ile gündeme geldiği bir başka konu ise, cezaevleridir” diyerek OHAL’den sonra cezaevlerinde yaşanan işkenceye dikkat çekti. Bilici şöyle devam etti: “Kadınlara yönelik şiddet ve katliamlarda, 2017 yılında devam etti. Toplumsal yaşamımızda, kadınların sözüne-yaşam biçimine tahakküm kurmanın bir tezahürü olarak karşımıza çıkan erkek şiddeti ve adeta şiddeti cezasızlıkla ödüllendiren yargı kararları, Türkiye’de cinsiyet eşitsizliği sorununu daha da derinleştirmektedir.”
 
‘Çocuk ölümleri arttı'
 
Çocuklara yönelik ihlallere dikkat çeken Bilici, “Aynı şekilde çocuklara yönelik şiddet ve hak ihlalleri, bu süre içerisinde devam etti. Şiddet sonucu katledilen çocukların yanı sıra yurt, okul gibi kapalı kurumlar başta olmak üzere toplumsal yaşamda çocuklara yönelik artış gösteren cinsel istismar vakaları dikkat çekmektedir. Yine çatışmalı ortamların varlık gösterdiği bölgelerde sahipsiz bırakılan patlayıcılar sonucu da, çocukların yaralanmalarına ve yaşamlarını yitirişine hala tanıklık ediyoruz” ifadelerini kullandı. 
 
‘OHAL derhal kaldırılmalı'
 
Bilici son olarak şunları söyledi: “Sizlerle paylaştığımız ve açıklamaya çalıştığımız ihlaller basın açıklamasına sığdırılamayacak kadar geniş bir yelpazede cereyan etmektedir ve son derece ciddidir. Çünkü ihlaller yaygın ve sistematik bir hal almış durumdadır ve önlemeye yönelik siyasi bir irade görülmemektedir. Sonuç olarak diyoruz ki; insan hakları ihlallerinin oluşumuna yol açan OHAL’in bir an önce kaldırılması ve Kürt meselesinin çözümünde yeniden müzakerenin dilinin kullanılması talebinde bulunuyoruz. Her koşul altında dil, din, ırk, milliyet, cinsiyet, etnik ve kültürel farklılık ayrımı yapmadan BM Evrensel Beyannamesine taraf ülkelerin, yükümlülüklerini yerine getirmeye davet ediyor, yaşam hakkının kutsal olduğu vurgusunda bulunarak özgürlüklerle dolu, insan onuruna uygun bir yaşam temenni ediyoruz.”
 
Bilici tarafından okunan raporda, OHAL’den bu yana yaşanan ihlallere ilişkin şu veriler yer aldı: 
 
* Yayınlanan Kanun Hükmünde Kararnamelerle 100 binin üzerinde kamu personeli ve akademisyen ihraç edildi.
 
* 160 basın-yayın organı süresiz olarak kapatılarak mal varlıklarına el konuldu.
 
* 166 gazeteci halen cezaevlerinde tutuklu bulunurken, onlarcası hakkında soruşturma ve davalar açıldı, kimileri hapis cezalarına çarptırıldı.
 
* 94’ü DBP’li belediyeler olmak üzere 101 belediyeye kayyum atandı.
 
* 110 DBP’li belediye eşbaşkanı kayyum atamaları sonrası tutuklanırken, bugün 68’i hala tutuklu olarak bulunmaktadır.
 
* 9’u HDP’li ve 1’i CHP’li olmak üzere toplam 10 milletvekili hala tutuklu olarak bulunmaktadır.
 
* 5 HDP’li vekilin vekilliği düşürülürken, kimi vekillere çeşitli hapis cezaları verildi.