Zeytun: Sadece failler değil, dönemin kamu görevlileri de yargılanmalı

19.05.2018

DİYARBAKIR - İHD Diyarbakır Şubesi ve Kayıp yakınlarının ‘Kayıplar Bulunsun Failler yargılansın’ sloganıyla gerçekleştirdikleri eylemin 484’üncüsü gerçekleştirildi. Eylemde, 1994 yılında Siirt’te kaybedilen Mehmet İnan’ın akıbeti soruldu. Eylemde bir konuşma yapan İHD Diyarbakır Şube Başkanı Abdullah Zeytun, zorla kaybetmeler ve faili meçhul siyasi cinayetlerle ilgili sadece davalardaki faillerin değil, olayların gerçekleştiği dönemde görev almış kamu görevlilerinin de yargılanması gerektiğini belirtti. 

İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları, “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” şiarıyla her hafta düzenledikleri oturma eyleminin 484’üncüsünü gerçekleştirdi. Diyarbakır Valiliği tarafından Koşuyolu Parkı’ndaki İnsan Hakları Anıtı önünde gerçekleştirilmesine izin verilmeyen eylem, geçmiş haftalarda olduğu gibi İHD Diyarbakır Şube binasında gerçekleştirildi. Kayıpların fotoğraflarının taşındığı eyleme, İHD Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Raci Bilici, Diyarbakır Şube Başkanı Abdullah Zeytun ile İHD Diyarbakır Şubesi yönetici ve üyeleri, Hak İnisiyatifi temsilcisi Reha Ruhavioğlu, kayıp yakınları ve insan hakları aktivistleri katıldı. Eylemde, 1994 yılında Siirt’te kaybedilen Mehmet İnan’ın akıbeti soruldu.

‘Cezasızlığın arkasına sığınan siyasal iktidarlar, adalet talebimizi görmezden geldi’

Eylemde bir konuşma yapan İHD Diyarbakır Şube Başkanı Abdullah Zeytun, yıllardır devam eden bu eylemle kayıplarımızın akıbetinin ortaya çıkarılmasını, faillerin bulunup yargılanmasını ve gerçek bir adaletin zeminini ve tesisi talep ettiklerini belirtti. Gerçek bir barış, toplumsal uzlaşı ve birlikteliğin oluşması için adalet talebinde bulunduklarını söyleyen Zeytun, “ Ancak gerek önceki iktidarlar ve şimdiki iktidarlar her türlü bahanenin, hukuki sürümcemenin ve cezasızlığın arkasına sığınarak, bu talebimizi ve arayışımızı sonuçsuz bırakmak istemektedirler. Geçmişte yaşanan kaybedilme ve insanlığa karşı işlenen suçlara ilişkin takip etiğimiz, mücadele verdiğimiz tüm dosyalar, her türlü delili, tanığı, sanığı belli olmasına rağmen görmezden gelindi. Dosyalar batı illerine taşındı ve mizansen davalarla failler hakkında beraat kararı verildi” diye konuştu. 

Zorla kaybetmeler ve faili meçhul siyasi cinayetlerle ilgili sadece davalardaki faillerin değil, olayların gerçekleştiği dönemde görev almış kamu görevlilerinin sorumluluğunun bulunduğunu ve yargılanması gerektiğini belirten Zeytun, “Kayıp yakınları olarak bu mücadelemizin nedenidir, gerekçesidir” dedi.  

‘Adalet sağlansaydı Helin Şen’ler, Cemile Çağırca’lar katledilmeyecekti’

“17-31 Mayıs Uluslararası Gözaltında Kayıplar Haftası”nda bulundukları hatırlatan Zeytun, “Buna rağmen, kayıp ve siyasi cinayetlerinin yoğun gerçekleştiği bir coğrafyada, adalet taleplerimizin karşılık bulamadığı, hakikat, yüzleşme ve adalet taleplerimizin görmezden gelindiği bir süreçteyiz. Adalet haykırışımız yerini bulsaydı, yakın dönemde 2015 yılındaki sokağa çıkma yasakları sürecinde 11 yaşındaki Helin Şen’ler, 13 yaşındaki Cemile Çağırca’lar katledilmeyecektir. Bu aslında kamu görevlerinin, karar mercilerinin politik duruşunu da göstermektedir. Bu nedenle biz mücadelemizi kayıp yakınları ile birlikte sürdürmeye devam edeceğiz” diye konuştu.

24 yıldır haber alınamayan Mehmet İnan’ın akıbeti soruldu

Zeytun’un ardından İHD Üyesi Emin Ermin, 28 Şubat 1994 tarihinde Siirt’te kaybedilen Mehmet İnan’ın hikayesini anlattı. Ermin, şunları belirtti: Ailenin anlatım ve beyanlarına göre; İnan ailesi Siirt il sınırına yakın bir yerde ikamet ediyordu. Mehmet İnan kaybedilmeden önce de 3 kez gözaltına alınıp serbest bırakılmış. Askerler, Şubat ayı sonlarına doğru Mehmet İnan’ın evine tekrar baskın yapar. Baskın sırasında çevrede muhbirlik yaptığı ileri sürülen Eyüp isimli kişi de askerlerin yanındadır. Baskın sonrası askerler İnan’ı alıp götürürler. Ancak bir süre sonra serbest bırakırlar. Ancak 28 Şubat günü, Mehmet’in babası Ali İnan,  eşi ve çocukları su kuyusu mevkiinde hayvanlarını otlattıkları sırada Mehmet İnan, ailesinin ihtiyaçlarını tedarik etmek üzere Siirt’e gider. Akşam evine dönmeyince ailesi kaygılanmaya başlar. Baba Ali İnan, ertesi günün sabahında Siirt Cumhuriyet Savcılığına, Tugay Komutanlığına yazılı başvuruda bulunur. Ancak bir sonuç alamaz. İnan’ın kayboluşundan yaklaşık 4-5 ay sonra, polisler baba Ali İnan’ı Siirt Emniyet Müdürlüğü’ne götürür. Orada kendisine bazı fotoğraflar gösterilir. Fotoğraftakilerin hiç biri babaya tanıdık gelmez. Polisler babayı geç bir saatte eve bırakır. Mehmet İnan’dan o tarihten itibaren haber alınamaz, akıbeti hala bilinmiyor. Bugün burada insan hakları savunucuları ve kayıp yakınları olarak, 1994 yılında kaybedilen Mehmet İnan ve tüm kaybedilenler anısına 5 dakika oturma eylemi gerçekleştiriyoruz.”

Konuşmaların ardından beş dakikalık oturma eylemi gerçekleştirildi.