
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları, “Kayıplar bulunsun failler yargılansın” eyleminin 837. haftasını, Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleştirdi. Eyleme kayıp yakınları, sivil toplum örgütü temsilcileri ve hak savunucuları katıldı. Eylemde, faili meçhul ve gözaltında zorla kaybedilenlerin fotoğrafları taşındı. Her hafta olduğu gibi birçok sivil ve çevik kuvvete bağlı kolluk görevlisi alandaki yerini aldı. Bu hafta, JİTEM tarafından 21 Şubat 1993 tarihinde kaçırılarak katledilen İHD Elazığ Şube Başkanı Avukat Metin Can ve Doktor Hasan Kaya’nın failleri soruldu.
Eylemde konuşan İHD Bölge Temsilcisi Mehmet Tahir Saçaklı, Kürtçe şunları söyledi: “Bu hafta 21 Şubat Dünya Anadil Günü olduğu için biraz ondan bahsetmek istiyorum. Bizler insan hakları savunucuları ve andığımız kayıplarımızın fikir, düşünce ve görüşleri vardır. Aynı zamanda Kürt olmak ve Kürtçe de bunlardan önemli bir noktaydı. Cumhuriyetten bu yana Türkiye’de ki diğer diller ve özelikle Kürtçe baskılara maruz kaldı. Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana ve hala Kürtçe bilinmeyen bir dil olarak adlandırılmakta, kısıtlamalara ve yasaklara maruz kalmaktadır. Son dönemlerde bölgede belediyelerin yol ve caddelere yazmış oldukları Kürtçe ifadeler silinip karartıldı, bu çok büyük bir problemdir. 21. yüz yılda hala böyle uygulamaların olması büyük bir utançtır.
Diğer bir mesele Vedat Aydın, onu da burada anmak istiyoruz. İnsan Hakları Derneğinin kongresinde yaptığı Kürtçe konuşma nedeniyle gözaltına alındıktan kısa bir süre sonra kaçırılıp katledilmişti. Bugün hikayesini anlatacağımız iki değerli şahsiyet Avukat Metin Can ve Doktor Hasan Kaya insan hakları savunucularıydılar ve Elazığ’da yaşıyordular. Bu coğrafyada yaşayan insanların sıkıntı ve sorunlarını dile getirmek istiyorlardı. Onların haklarını anlatıp bu konuda kamyonu uyarıp hak ihlallerine karşı onlar yalnız bırakmama çabasındaydılar maalesef 1993 yılında vahşi bir şekilde kaçırılıp katledildiler.”
Ardından Kürtçe konuşan İHD Genel Merkez Denetleme Kurul Üyesi Şevket Akdemir ise şunları ifade etti: “Ben 32 yıldan önce Metin ve Hasan’ı tanıdım. O dönem Van’da çalışıyordum. 90’lı yıllar çatışmaların ve zorla kaybetmelerin yoğun yaşadığı bir dönemdi. Hasan ve Metin’in haberini aldığımızda Elâzığ’a gittik. İki üç gün boyunca onları aradık ve Dersim-Elazığ arasında bulunan Dinar Köprüsü altında cenazelerini bulduk. Bugün bu değerleri insanların yıl dönümü, o dönem 30’lu yaşlarda gençlerdik şimdi 70 yaşımdayım. Ancak faillerini hala bulamadık.”
İHD Diyarbakır Şubesi Sekreteri Ömer Saman, Elazığ’da 21 Şubat 1993 tarihinde katledilen Metin Can ve Hasan Kaya’nın hikayesini Kürtçe okudu. Saman, “İki yakın arkadaş olan Avukat Metin Can ve Doktor Hasan Kaya OHAL ile yönetilen Elazığ'da yaşıyorlardı. 1993 senesinde Metin Can İnsan Hakları Derneği'nin Elazığ Şube Başkanı iken Hasan Kaya da aynı şubenin üyesiydi. İkisi de polis tarafından takip ediliyor ve ölüm tehditleri alıyorlardı.
21 Şubat 1993 günü Doktor Hasan Kaya’nın yanına gelen iki kişi, durumu acil bir yaralı için kendisinden yardım istedi. Bunun üzerine Doktor Hasan Kaya yanında Avukat Metin Can ile birlikte Elazığ'ın Yazıkonak (Vartatil) Köyü'ne doğru yola çıktı. Ancak gitmelerinin üzerinden saatler geçmesine rağmen geri dönmediler ve kendilerinden bir daha haber alınamadı. O görüşmede yanlarında bulunan bir İHD yöneticisinin daha sonra teşhis edeceği o iki kişiden biri JİTEM adına çalışan itirafçı Ayhan Öztürk olduğu öğrenildi.
Ailelerin, demokratik kitle örgütlerinin ve İHD' nin tüm yasal girişimleri sonuçsuz kaldı. Önce, Metin Can ve Hasan Kaya'nın yola çıktığı otomobil terkedilmiş halde bulundu. Aileleri telefonla aranarak işkence sesleri dinletildi. 23 Şubat 1993 günü Metin ve Hasan’ın ayakkabıları bir poşet içerisinde Metin’in bürosunun yakınına bırakıldı. Sonra, 27 Şubat 1993 günü iki arkadaşın işkence görmüş cansız bedenleri Dinar Köprüsü altında bulundu.
Dönemin basını, "Yeşil" lakabıyla bilinen Mahmut Yıldırım'ın Metin Can ve Hasan Kaya'nın kaybedilip öldürülmesinden sorumlu olduğunu yazdı. Yıldırım MİT, JİTEM ve Emniyet için önemli bir operasyon elemanıydı. Yıldırım'ın Elazığ Emniyet'inden yardım aldığı basına yansıdıysa da iç hukuktan Metin Can ve Hasan Kaya Davası'na yönelik bir sonuç alınamadı. AİHM'e taşınan dava ise Türkiye'nin mahkumiyeti ile sonuçlandı.
Kaybedilişlerinin 32. Yılında: "Metin Can ve Hasan Kaya dosyasında adalet istiyoruz! İnsan hakları savunucularına yönelik günümüzde de sürdürülen ağır baskılara son verilmesini talep ediyoruz!
Şimdi de gözaltında alındıktan sonra zorla kaybettirilen Metin Can, Hasan Kaya ve diğer tüm kayıp ve faili meçhul cinayetlere kurban gidenler için 1 dakikalık oturma eylemine geçiyoruz.”
İHD Diyarbakır Şubesi