
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları, “Kayıplar bulunsun failler yargılansın” eyleminin 861. haftasını, Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleştirdi. Eyleme kayıp yakınları, sivil toplum örgütü temsilcileri, hak savunucuları ve çok sayıda kişi eyleme katıldı. Eylemde, faili meçhul ve gözaltında zorla kaybedilenlerin fotoğrafları taşındı. Her hafta olduğu gibi birçok sivil ve çevik kuvvete bağlı kolluk görevlisi alandaki yerini aldı. Bu hafta, Diyarbakır’ın Hani ilçesine bağlı Gömeç köyünde 15 Ağustos 1994 tarihinde, askerler tarafından gözaltına alınan İbrahim Kartay’ın akıbeti soruldu.
İHD Diyarbakır Şube Başkanı Ercan Yılmaz, eylemde yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Değerli kayıp yakınları, sivil toplum örgütlerinin değerli temsilcileri, hepiniz “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” talebiyle gerçekleştirdiğimiz oturma eylemimize hoş geldiniz. 861. haftamızı geride bırakıyoruz. Yıllardır bu alanlarda, Türkiye'nin farklı yerlerinde, İstanbul Galatasaray Meydanı'nda, Batman'da, Gülistan Caddesi'nde, Yüksekova'da aynı taleple her cumartesi sokaklardayız. Talebimiz nettir.
Türkiye’nin geçmişle yüzleşme problemi var. Türkiye’de zorla kaybetme gerçeği yaşanıyor. Bu gerçekle yüzleşilmesi gerektiğini özellikle 90’lı yıllarda devletin bizzat yönettiği, azmettirdiği, planladığı bu cinayetlerle yüzleşmenin; hem yakınları zorla kaybedilen yurttaşların, kayıp yakınlarının adalet arayışının tesisi hem de toplumsal barışın sağlanması açısından çok önemli olduğunu defalarca bu alanlardan belirttik ve bu konuda adım atılmasını istedik.
Uzun süredir Kürt meselesinin demokratik yollarla çözümü konusunda birçok tartışma yaşanıyor. En son geçen hafta pazartesi günü Meclis’te bir komisyon kuruldu. Bu komisyonun içinde kayıp yakınları da var. Şu an pozisyonu milletvekili olsa da aynı zamanda faili meçhul cinayete kurban giden Tahir Elçi’nin eşi Sayın Türkan Elçi de bulunuyor. Komisyonun içinde, uzun süre Diyarbakır Baro Başkanlığı yapmış, derneğimizin üst kurul delegesi ve uzun süre yönetim kurulu üyeliğini yapmış olan Sezgin Tanrıkulu ile Meral Danışan Beştaş gibi, bu meseleyi, zorla kaybetme ve faili meçhul cinayetler meselesini çok iyi bilen arkadaşlarımız, dostlarımız da yer alıyor. Biz buradan komisyona çağrıda bulunmak istiyoruz.
Kayıp yakınları ve insan hakları savunucuları olarak bu çalışmada esas alınması gereken en önemli meselelerden birinin Türkiye’deki zorla kaybetme gerçeği ile ilgili yapılması gereken çalışmalar olduğunu belirtmek istiyoruz. Komisyonla ilgili kamuoyuyla paylaşılan 12 maddelik taslak metinde, sivil toplum örgütlerinin, üniversitelerin ve komisyonun gerekli görmesi halinde toplumun tüm kesimlerinin dinlenebileceğinden bahseden bir madde yer almakta. Bu komisyonun ivedilikle Cumartesi İnsanlarıyla, kayıp yakınlarıyla görüşmeler yaparak bir kez daha hikâyelerini ve taleplerini dinlemesi gerekmektedir. 30 yıla yaklaşan bu mücadelemizle ilgili olarak komisyonun kayıp yakınlarını, Cumartesi İnsanları’nı muhatap alması gerekmektedir.
Yine komisyondan ivedilikle beklediğimiz başka bir husus da, 12 maddelik taslak metinde belirtildiği üzere, komisyonun Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne yasa tasarısı önerileri sunacak olmasıdır. Biz, yasa tasarısı önerisi değil, Birleşmiş Milletler’in zorla kaybetme suçu ve kişilerin zorla kaybedilmeden korunmasına dair uluslararası sözleşmesinin Türkiye tarafından imzalanması için bu komisyonun aktif görev alması gerektiğini düşünüyoruz. Meclis’in bu sözleşmeye imza atmasının, geçmişle yüzleşme açısından ne kadar önemli olduğunu hatırlatmasını istiyoruz. Uzun yıllardır bu alanlardayız. Uzun yıllardır bu meydanlarda geçmişle yüzleşmenin neden önemli olduğunu ifade ediyoruz ve her hafta bir kaybımızı hatırlatıyoruz. Bu hafta da 1994 yılında Diyarbakır’ın Hani ilçesinde zorla gözaltına alınarak kaybedilen İbrahim Karta isimli yurttaşın hikayesini sizlerle paylaşacağız.”
Salime Çakır, 15 Ağustos 1994’te askerler tarafından gözaltına alınan eşi İbrahim Kartay’ın hikâyesini Kürtçe olarak anlattı: “1994 yılında eşimi köyden aldılar, hiçbir suçu yoktu. Dört çocuk babasıydı. Köyden alınıp götürüldüğünden beri cesedini dahi göremedik. Kayınpederim, gözaltına alınan karakola gidip ‘Çocuğum suçsuz, onu bırakın’ dedi. Ancak askerler, ‘Suçlusunuz, oğlunu da görmedik, sen de bir daha karakola gelirsen seni de asarız’ diye kayınpederimi tehdit etti. Kayınpederim korktuğu için bir daha karakola gitmedi. Allah kimseye böyle bir acı yaşatmasın. Kemiklerimizi istiyoruz, bizim de mezarımız olsun istiyoruz.”
Ardından İHD Diyarbakır Şubesi Kayıp Komisyonu Üyesi Avukat Berfin Elçi, İbrahim Kartay’ın hikâyesini okudu. “1965 Lice doğumlu İbrahim Kartay, Diyarbakır’ın Hani ilçesine bağlı Gömeç köyünde yaşıyordu. Evli ve üç çocuk babası olan Kartay, çiftçilikle geçimini sağlıyordu.
15 Ağustos 1994 tarihinde, askerler tarafından İbrahim Kartay’ın köyüne baskın düzenlendi. Köy halkı meydanda toplanarak köyü boşaltmaları istendi. Eşyalarını almalarına izin verilmeden evler yakılmaya başlandı. Köylülerin geçim kaynağı olan hayvanlar da silahla taranarak öldürüldü.
Köy çıkışında eşini bekleyen Salime Çakır’a köylüler, eşinin gözaltına alındığını söyledi. Çocuklarıyla birlikte komşu bir köye sığınan Salime Kartay, on gün boyunca eşinden haber alma umuduyla bekledi. Ardından kayınpederiyle birlikte Hani’ye giderek Cumhuriyet Başsavcılığına başvuruda bulundu. Ancak savcılıktan herhangi bir yanıt alamadılar. Bunun üzerine Hani Jandarma Karakolu’na gittiler. Burada, yetkililer İbrahim Kartay’ın gözaltına alınmadığını söyledi. Bir süre sonra baba Kadri Kartay tekrar karakola başvurdu. Ancak karakoldaki görevliler tarafından kendisine ateş açıldı ve oğlunu bir daha sormaması için tehdit edildi.
Ailenin tüm başvuruları sonuçsuz kaldı. Gözaltına alınırken ve gözaltında tutulurken birçok kişi tarafından görülmesine rağmen, yetkililer İbrahim Kartay’ın gözaltına alındığını inkâr etti. O günden bu yana kendisinden bir daha haber alınamadı.
İbrahim Kartay’ın gözaltında kaybedilişinin 30. yılında bir kez daha talep ediyoruz:
Yargı makamları, zaman aşımını; faillerin soruşturulmasını ve yargılanmasını engellemek amacıyla kullanmaktan vazgeçsin. İbrahim Kartay dosyasında gerçeği açığa çıkaracak, suça karışan tüm sorumluları tespit ederek yargılayacak etkinlikte bir soruşturma başlatılsın. İbrahim Kartay için ve tüm kayıplarımız için adalet sağlansın!”
Şimdi de; İbrahim Kartay ve diğer tüm kayıp ve faili meçhul siyasi cinayetlere kurban gidenler için 1 dakikalık oturma eylemine geçiyoruz.
İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ