878. HAFTA: MEHMET GÜLER’İN AKIBETİ SORULDU

İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları, “Kayıplar bulunsun failler yargılansın” eyleminin 878. haftasını, Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleştirdi. Eyleme kayıp yakınları, sivil toplum örgütü temsilcileri, hak savunucuları ve çok sayıda kişi eyleme katıldı. Eylemde, faili meçhul ve gözaltında zorla kaybedilenlerin fotoğrafları taşındı. Her hafta olduğu gibi birçok sivil ve çevik kuvvete bağlı kolluk görevlisi alandaki yerini aldı. Bu hafta, 1 Aralık 1997 tarihinde çalıştığı işyerine gittikten sonra bir daha kendisinden haber alınamayan Mehmet Güler’in akıbeti soruldu.

İHD Diyarbakır Şube Sekreteri Fırat Akdeniz, eylemde yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Değerli Cumartesi Anneleri, kayıp yakınları, aramızda bulunan sivil toplum kuruluşlarının değerli temsilcileri, halk savunucuları; “Kayıplar Bulunsun, Failler Yargılansın” oturma eylemimizin 878. haftasında bir kez daha burada bir aradayız. Dile kolay değil; 878 hafta aynı derin acıyla, aynı sızıyla, aynı inat, mücadele ve kararlılıkla geçen bir ömür…

Bu meydanlarda ömrümüz kayıplarımızı aramakla geçti. Bu meydanlarda yaşlanıyoruz. 30 yıldır kayıp yakınları olarak, İnsan Hakları Derneği olarak kayıplarımızın akıbetini bu meydanlarda soruyoruz. Birçok annemiz, yıllarca bu meydanlarda kayıplarını aradı ancak bugün aramızda değiller.

Maalesef annelerimiz, evlatlarının bir kemiğine dahi kavuşamadan, bu özlemin sessizliğiyle ve gözü açık bir biçimde bu dünyadan göçüp gitti. Geride kalan annelerimiz, kendi evlatlarının kemiklerine kavuşmadan ölmek istemiyor. 30 yıldır bu mücadeleyi bu meydanlarda sürdürüyorlar ve kayıplarımız bir an bile unutulmuş değil.

Hala ilk günkü gibi yüreğimiz kanıyor, ilk günkü gibi yaramız açık ve kabuk bağlamıyor. Çünkü hala cenazelerimiz yerlerde; binlerce kefensiz ve mezarsız ölülerimiz var. Bu nedenle bizler, kendi ölülerimize, mezarsız bırakılan kayıplarımıza bir yer bulmak zorundayız. İşte bu yüzden 30 yıldır bu meydanda mücadelemizi sürdürüyoruz.

30 yıl önce bu meydanlarda demiştik: “Koşullar ne olursa olsun, kayıplarımızın akıbeti ortaya çıkana ve failler hesap verene kadar bu mücadeleden vazgeçmeyeceğiz.” Bir kez daha burada, bu hatırlatmayı yineliyoruz.”

İHD Diyarbakır Şubesi Kayıp Komisyonu Üyesi Avukat Berfin Elçi, Mehmet Güler’in hikayesini okudu: “Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde ikamet eden 24 yaşındaki Mehmet Güler, evli ve 2 çocuk babasıydı. Kaybolduğu tarihten sonra, bir çocuğu daha dünyaya gelir. İhlas Kargo isimli bir şirkette çalışarak geçimini sağlamaktaydı.

Nüfus sayımından sonraki gün olan 1 Aralık 1997 tarihinde çalıştığı kargo şirketine giden Mehmet Güler, günün sonunda eve dönmez. Oğlunun eve gelmemesi üzerine çalıştığı kargo şirketine giden annesi Şefika Güler, oğlunun eve gelmediğini ve nerede olabileceğini sorarak bilgi edinmeye çalışır. Kargo çalışanları, Mehmet Güler’in diğer bir çalışan olan Murat Güneş ile birlikte kargo aracıyla Batman’a gittiğini, orada bir tanıdığına rastladığını ve geri dönmediğini söylerler. Anne Şefika Güler, oğlunun Batman’da misafir olarak kaldığını düşünerek eve döner.

Aradan bir gün geçer ancak Mehmet Güler eve dönmez. Endişe duymaya başlayan anne Şefika Gürbüz, kargo şirketine giderek büro sahibi Murat Sütşurup ile görüşür. Bir telefon görüşmesi yapan büro sahibi, oğlunun iyi olduğunu söyler. Telefon görüşmesi sonrası oğlunun kısa bir süre içerisinde eve döneceğini düşünün anne Şefika Güler, evine gider.

Aradan yine birkaç gün geçmiş fakat Mehmet Güler eve dönmez. Endişeleri artan Anne Şefika Güler, oğlunun en son görüldüğü kişi olan kargo çalışanı Murat Güneş ile görüşür, ancak farklı bir bilgi edinemeyince Murat Sütşurup’un evine gider. Burada telefonla kiminle görüştüğünü öğrenmek ister. Ancak Murat Sütşurup, görüştüğü kişinin Murat Güneş olduğunu söyleyerek, farklı bir bilgiye sahip olmadığını söyler.

Çaresizce evine dönen anne Şefika Güler’in anlatımlarına göre; her iki Murat’ın da çevrede Hizbullah yandaşı olarak biliniyormuş. Oğlu Mehmet Güler’in de bir süre bu kişilerle fikri bir yakınlık yaşadığı için bulundukları ortamlarda yer almış, ancak daha sonra fikri ayrılık yaşamıştır. Anne Şefika Güler, bu nedenle oğlu Mehmet Güler’in isimleri Murat olan bu iki kişinin işbirliğinde Hizbullah Örgütü tarafından kaçırıldığını düşünür.

Anne Şefika Güler’in oğlunun eve döneceğine dair umutları tükenince, İnsan Hakları Derneği Batman Şubesi’ne ve Batman Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuruda bulunarak, oğlunun akıbetinin ortaya çıkarılmasını ister. Oğlunun gözaltına alınmış olabileceğini ihtimalini zayıf gören anne Şefika Güler, isimleri Murat olan iki kişi hakkında suç duyurusunda bulunur. Yine çeşitli gazetelere ilan vererek arayışlarını sürdürür.

1999 yılı Nisan ve Mayıs aylarında kolluk kuvvetlerinin Hizbullah Örgütüne yönelik gerçekleştirdiği operasyonlarda, birçok kişi gözaltına alınmış ve örgüt üyesi olmak iddiasıyla tutuklanmıştır. Belirtilen tarihlerde Hizbullah Örgütüne üye olmak iddiasıyla tutuklananlar arasında Mehmet Sütşurup ve Mehmet Güneş isimli kişiler de bulunmaktaydı.

Mehmet Güler’den 1 Aralık 1997 tarihinden itibaren bir daha haber alınamadı ve akıbeti hala meçhul. Bu coğrafyada Mehmet Güler gibi, gözaltında veya yasa dışı yapıların kaçırmaları sonucunda binlerce insan kaybedildi veya öldürüldü. İnsan hakları savunucuları olarak bizler, yaşam hakkına kastedilen her eylemi bir insanlık suçu olarak gördüğümüzü ve bu tür suçların fail ve sorumlularıyla birlikte açığa çıkana dek zamanaşımına tabi olarak görmediğimizi bir kez daha belirtmek isteriz. Şubemiz ve kayıp yakınları olarak 878 haftadır gerçekleştirdiğimiz eylemlerimizde, adaletin tesis edilmesi için Kayıpların bulunması ve faillerin yargılanması talebimizi yineliyoruz.”

Şimdi de Mehmet GÜLER ve diğer tüm Kayıp ve Faili Meçhul siyasi cinayetlere kurban gidenler için 1 dakikalık oturma eylemine geçiyoruz.

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ