İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları, “Kayıplar bulunsun failler yargılansın” eyleminin 880. haftasını, Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleştirdi. Eyleme kayıp yakınları, sivil toplum örgütü temsilcileri ve hak savunucuları katıldı. Eylemde, gözaltında zorla kaybedilenlerin ve faili meçhul saldırı sonucu katledilenlerin fotoğrafları taşındı. Bu hafta, Diyarbakır'da 25 Aralık 1994 tarihinde gözaltında kaybedilen İhsan Haran’ın akıbeti soruldu.
İHD Diyarbakır Şube Sekreteri Fırat Akdeniz, eylemde yaptığı konuşmada şunları söyledi: “880 hafta az bir süre değil; kayıplarımız için buradayız. 90’lı yıllarda annelerimiz, yıllarca karakol kapılarında, adliye koridorlarında kayıp çocuklarını aradılar. İşitmedikleri hakaret, çekmedikleri zulüm kalmadı. Annelerimiz, yıllarca gözleri yolda, bir gün çocukları çıkıp gelecek diye beklediler. Bugün ise annelerimiz, çocuklarının kemiklerinin peşindeler. Çocuklarının kemiklerini bulup onları defnetmek ve yaslarını da sonlandırmak istiyorlar. Annelerimiz bu mücadeleyi 30 yıldır sürdürüyor. 30 dakika da olsa, çocuklarını hiç unutmadılar.”
Ardından Haran’ın eşi Nesibe Haran ise Kürtçe şunları söyledi: “30 yıldır İHD ile birlikte kayıplarımızı arıyoruz. İhsan’ı 25 Aralık 1994’te JİTEM tarafından gözaltına alınarak, 3 gün sonra kaybettiler. Abdülkadir Aygan itiraflarında İhsan’ı nasıl öldürdüklerini anlatıyor. Kaybedildiği günden beri onu arıyorum. Her yere başvurdum. Devlet bunu iyi bilmeli, kayıplarımızı aramaktan vazgeçmeyeceğiz. İhsan’ın hiçbir suçu yoktu, sadece Kürt olduğu için kaybedildi. Ben katillerini ve İhsan’ın kemiklerini arıyorum.”
İHD Diyarbakır Şube yöneticisi Eylem Kaya, İhsan Haran’ın hikayesini Kürtçe okudu. “Diyarbakır’ın Lice ilçesinde bağlı Arıklı (Hüseynik) Köyü 1994 yılının Mart ayında, askerlerce yakılır. Bu olay üzerine ailesiyle Diyarbakır’a taşınan İhsan Haran, inşaat işçisi olarak geçimini sağlamaktadır.
İhsan Haran 25 Aralık 1994 tarihinde, yeni çalışmaya başladığı Diyarbakır yeraltı çarşısı inşaat alanına gider. Ancak, akşam eve dönmez. Köylüleri F. H., Haran Ailesi’nin evine gelir. Onlara 25 Aralık 1994 sabahında, inşaat alanına gelen üniformalı polis memurlarının kimlik kontrolü yaptığı ve ardından İhsan’ı gözaltına alarak götürdüklerini söyler.
Eşinin gözaltına alındığını öğrenen Nesibe Haran, onun nerede tutulduğunu öğrenmek için Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcılığı’na dilekçe vermeye çalışır. Ancak, yaklaşık bir ay boyunca uğraşan aile, mahkeme önündeki polisler tarafından engellendikleri için bunu başaramaz. Valilik ve emniyet müdürlüğü nezdinde yaptığı başvurular da sonuçsuz kalır. Savcıya ulaşamayan Nesibe Haran, eşini bulmak umuduyla civardaki hapishaneleri dolaşır. Diyarbakır E Tipi Cezaevi’nde 31. Koğuş’ta kalan ve isminin kamuoyuna açıklanmasını istemeyen bir kişi, İhsan Haran’ı gözaltında gördüğünü söyler. Nesibe Haran, 6 ay boyunca eşinin nerde olduğunu öğrenmek için girişimlerde bulunur. Ancak sonuç alamaz.
Nesibe Haran, daha sonra İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi aracılığıyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuruda bulunur. Yapılan başvurunun ardından AİHM’in 26 Şubat 1996 yılında hükümetten olayla ilgili bilgi talep etmesinden sonra Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığında bir soruşturma başlatılır. Ancak İhsan Haran’ın gözaltında kaybedildiğine ilişkin yeterli delil olmadığına karar veren savcılık, 21 Ocak 1998 tarihinde takipsizlik kararı verir. AİHM, 6 Ekim 2005’te Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 2. Maddesinin ihlal edildiğine karar verir.
JİTEM tetikçilerinden Abdülkadir Aygan’ın 2009 yılının Ocak ayında basına yansıyan itiraflarında İhsan Harran’ın Diyarbakır JİTEM’de sorgulandıktan sonra JİTEM Grup Komutanı Abdülkerim Kırca’nın talimatı ile infaz edildiği detaylarıyla yer aldı. Ancak dosyada bir ilerleme olmadı.”
Şimdi de İhsan Haran ve diğer tüm Kayıp ve Faili Meçhul siyasi cinayetlere kurban gidenler için 1 dakikalık oturma eylemine geçiyoruz.
İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ