Cezaevlerinden Bir Ağıt Daha Yükselmeden…

01.07.2010

BASINA VE KAMUOYUNA

(Cezaevlerinden Bir Ağıt Daha Yükselmeden…)

 

 

“Kafam cam kırıklarıyla dolu doktor! Bu nedenle beynimin her hareketinde düşüncelerim acıyor. Anlıyor musun?”

 

Cezaevlerinde Ölenler                                                                           36

Cezaevlerinde İşkence ve Kötü Muamele Maruz Kalanlar         397

Sağlık Hakkı İhlali                                                                                 554

Beslenme, Isınma ve Fiziki Koşulardan Doğan İhlaller               236

Sevk Uygulamaları Konusunda Yaşanan İhlaller                          105

 

Bunların dışında disiplin soruşturmaları, keyfi uygulamalar ve benzeri ihlallerle İHD 2009 yılı raporunun bilançosu toplam 2640 ihlal.

 

Hasta mahkûmlara şöyle bir göz atarsak; 325 hasta tutsak var ulaşılan. Ve bunlardan 55’i hemen tahliye olması gereken ağır hastalar. Hastalıklarına baktığımızda kanser, kalp, zatürree, felç gibi zaman yitirmeden, uzun ve özenli bir tedaviyi gerektiren çok önemli hastalıklar.

 

Bu hastalar arasında Adli Tıp raporuna rağmen bırakılmayan mahpuslar da var. Belleğimizi yokladığımızda, hasta ve tedavi olmazsa yaşamını yitirebilir denildiği halde müdahale edilmeyen İsmet Ablak gibi çok sayıda hasta da yaşamını yitirdi.

 

Sayısal veriler hepimize yeterince bir şeyler anlatıyor sanırız. Bunun üzerine çok bir şey eklemek yersiz ve zaman kaybı. İçerdeki hastaların bizim kadar hoyratça ve umursamazca harcayacak bir dakikaları bile yok.

 

Yaşam en kutsal haktır. Sen yasalarına göre birilerini suçlu say ve at içeri, ardından ikinci bir cezayı da sağlıksız koşullarınla ver. Ve beklenen son; bedenler çürümeye başlasın. Ve kanser ve kalp ve zatürree ve nice melun hastalık mekân tutsun senin suçlularını! Duvarlar, kelepçeler, adli tıp yardımcındır artık… Hatta Hipokrat yeminli hekimlerin de…

 

Bu ülkenin aydınları, sanatçıları ve tüm duyarlı insanları; bilim de, sanat da yaşayanlar için ya, yaşam için ya… Yaşamı yaşatmak için neden bir şeyler yapmıyorsunuz? İçerdekilerin çoğunun sizde emeği var, sizin de onlar da…

 

Geçenlerde geç kalınmış bir salıvermenin ardından, bir hasta mahpusu yitirdik. Hepiniz bilirsiniz GÜLER ZERE’yi… Ve içerde daha onlarca GÜLER var. Ali var, İsmet var, Hasan var, 14 yaşından beri cezaevinde olan doktorların en fazla 2 ay ömür biçtiği 18 yaşındaki Abdullah Akçay var. Soğuk duvarların ıssızlığında hastalıklarıyla baş başa bıraktığımız onlarca tutsağımız daha… Ve onlar için mavi gökyüzü istiyoruz.

 

Hastalığın çaresizliğine bir çaresizlik daha eklenmesin. Cezaevlerinden çıkan her cenazede insanlığımızı yitiriyoruz. Aman unutmayın bunun için kimse af beklemiyor. Sadece insan olmanın onurunu yaşamak ve yaşatmak gerekiyor. Ve tüm vicdanlara, tüm yetkililere seslenmek istiyoruz bir kere daha cezaevlerinden bir ağıt daha yükselmesin, ihmale, duyarsızlığa ve taşlaşan vicdanlara bir kurban daha vermeyelim…

 

 

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ