Cezaevleri ‘Ezaevleri’ne Dönüºtürülmekten Vazgeçilsin!

11.03.2010

 

BASIN AÇIKLAMASI
(Cezaevleri ‘Ezaevleri’ne Dönüºtürülmekten Vazgeçilsin!)
 
                                                                                                                     
Değerli basın mensupları,
 
İnsan Hakları Derneği olarak hak ihlalleri konusunda hassasiyetle üzerinde durduğumuz konulardan biri, cezaevlerinde yaºanan hak ihlalleri ve sorunlardır. Aslında kapsamlı bir ºekilde baktığımız zaman ülkemizin en büyük sorunlarından biridir cezaevi sorunu. Her ne kadar bu konuda çağdaº normlar ölçeğinde adımlar atıldığı iddia edilse de, Türkiye’de bulunan cezaevlerinde halen çok ciddi hak ihlalleri yaºandığı, tutuklu ve hükümlülerin önemli sorunlarla karºı karºıya bırakıldığı herkesin malumudur. Politik mahkumların çoğunlukta olduğu Bölge Cezaevlerinde özgün sorunların yaºandığını da ayrıca vurgulamak gerekir. Yürürlüğe konulan yeni yasa ve yönetmeliklerle her dönem daha da sorunlu hale gelen, baºta Diyarbakır, Van, Mardin, Batman Erzurum ve Bitlis olmak üzere Bölge cezaevlerinde, 2009 yılında iºkence ve kötü muameleden tutalım, anadilde konuºma yasağına kadar, ciddi ihlaller gerçekleºmiºtir.
 
2009 yılı içerisinde toplam 1.008 hak ihlalinin yaºandığı bölge cezaevlerinde baºta hastalık olmak üzere çeºitli nedenlerle ölümler gerçekleºirken, çok sayıda tutuklu ve hükümlü iºkence ve kötü muameleye maruz kalmıºtır. Sevk uygulamaları ve sürgünlerle çok sayıda tutuklu ve hükümlü baºka cezaevlerine sevk edilerek adeta cezalandırılırken, sevk uygulamaları sırasında kötü muamelelere maruz kalmaktadırlar. Raporumuzda sayısal verilerle iºaret ettiğimiz baºlıklarda da görüleceği gibi, halen aile görüºü engellenen, haberleºme vb. hakları engellenen yüzlerce tutuklu ve hükümlünün olduğunu görmekteyiz. Yine çeºitli nedenlerle verilen disiplin cezaları üst seviyelere ulaºırken, birçok cezanın keyfi bir ºekilde verildiğini açık bir ºekilde gözlemlemekteyiz. Bu da cezaevlerindeki hak ihlallerinin dayandığı boyutları ortaya koymaktadır.
 
Değerli basın mensupları,
 
Dikkat çekilmesi gereken bir baºka husus, 2009 yılının ortalarından baºlayarak, yıl sonuna kadar devam eden DTP’li siyasetçi ve seçilmiºler ile çeºitli sivil toplum kuruluºu temsilcilerine yönelik yürütülen operasyon sonucu yaºanan tutuklamalardır. 2009 yılına ait hak ihlalleri raporumuzda açıkladığımız verilerde de dikkat çektiğimiz gibi, bu yıl içerisinde bölgemizde yaklaºık 1.500 kiºi tutuklanarak cezaevlerine konulmuºtur. Böylesi büyük bir tutuklama furyası, elbette ki baºta cezaevlerine yansımıºtır ve birçok ilde cezaevlerindeki tutuklu sayısı bir anda iki üç katına çıkmıºtır. Kapasitesinin çok üstüne çıkan cezaevlerinde bulunan tutuklu ve hükümlüler, bazen tek kiºilik yatakta 2-3 kiºi yatmak zorunda bile kalmıºlardır.
 
Cezaevi konusunda öncelikli ele alınması gereken bir diğer konu ise İmralı Özel Güvenlikli Tek Kiºilik Kapalı Cezaevi’dir. 24 saatlik iºkence anlamına gelen ağırlaºtırılmıº tecrit ve izolasyon uygulamalarıyla dünyada tek örnek durumunda olan İmralı Cezaevi’ndeki uygulamalar, 11 yıldan bu yana ağırlaºarak devam etmektedir. İmralı Tek Kiºilik Cezaevi’nin, İmralı F Tipi Cezaevi’ne dönüºmesi, aslında hücre ve tecrit uygulamasının ağırlaºtırılmasından baºka bir ºey değildir. İnsan hakları savunucuları olarak İmralı Cezaevi’nin, Birleºmiº Milletler Minimum Cezaevleri Standartlarına uygun hale getirilmesine yönelik taleplerimize bir kez daha yinelemekteyiz.
 
Yaºadıkları bir insanlık trajedisine dönüºmüº TMK mağduru çocukların cezaevlerinde yaºadıkları sorunlar, bizleri insanlığımızdan utandırır hale getirmiºtir. Eğitim ve aile ortamından alınıp, soğuk duvarlar ardına hapsedilen çocuklarımız, birçok cezaevinde iºkence ve kötü muameleye, birlikte kaldıkları diğer mahkumların saldırılarına da maruz kalmaktadırlar. Bu sorunun tek çözümü, TMK mağduru çocukların, bir an önce özgürlüklerine kavuºturulmalarından geçmektedir.
 
Değerli basın mensupları,
 
Hasta tutuklu ve hükümlüler konusunu ayrıca değerlendirmek gerekmektedir. Sağlık hakkı ihlali olarak belirlediğimiz baºlıkta 131 ihlal yaºanırken, bu ihlaller içerisinde yer alan ağır hasta mahpusların sayısı her geçen gün artmıºtır. Türkiye genelinde cezaevlerinde bulunan 49 ağır hastanın büyük bölümü bölge cezaevlerinde bulunanlardır. Tedavi edilebilir hastalıklar, cezaevlerinin zor koºullarından dolayı ölümcül hastalıklara dönüºmektedir. Ölüm sınırına gelen mahkumlarla ilgili tahliye taleplerimiz ise reddedilmektedir. Çete suçlamasıyla tutuklu bulunanlar, Ergenekon sanıkları, rüºvet, vb yüz kızartıcı suç nedeniyle cezaevinde bulunanlar, en ufak bir sağlık gerekçesiyle tahliye edilirken, muhalif politik tutuklulara yönelik “cezaevinde ölüme terk et” anlayıºı ciddi bir ayrımcılıktır. Bu vesileyle baºta Cumhurbaºkanı Sayın Abdullah Gül olmak üzere yetkili kurumlara bir kez daha çağrıda bulunmak istiyoruz:  “cezaevlerinde hasta olan tutuklu ve hükümlülerin vebali sizin boynunuzdadır. Bu hastalardan bir tanesinin bile ölümünden siz sorumlu olacaksınız.” Bu nedenle defalarca yaptığımız çağrılara ve giriºimlere bir an önce yanıt vermenizi bekliyor, ağır hasta olan bu mahpusların bir an önce serbest bırakılmasını talep ediyoruz.
 
Ekte sunduğumuz 2009 Cezaevleri Raporunda özetlenen ihlaller, 2010 yılında da artarak devam etmektedir. Biz insan hakları savunucuları, cezaevlerinin “ezaevleri” olmaktan çıkarılması gerektiğini düºünüyoruz. Baºta bu durumdan birinci dereceden sorumlu olan Adalet Bakanlığı’nı ve bir bütün olarak hükümeti, cezaevlerinde yaºanan sorunlara karºı duyarlı davranarak, ihlalleri gerçekleºtirenlere karºı yasal iºlem baºlatmaya çağırıyoruz.  
 
 
                                                                                              İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ