BASINA VE KAMUOYUNA
(Ölüme Terk Edilen Çölyak Hastası Nesimi Kalkan Derhal Serbest Bırakılmalıdır)
Değerli Basın Mensupları;
Ülkemizde bir kanayan yara olarak duran ve her geçen gün ihlallerin artış gösterdiği cezaevlerinde hasta mahpusların yaşam mücadelesi devam ediyor. Gün geçmiyor ki, bir hasta tutuklu veya hükümlünün sağlık sorunlarına ilişkin başvuru almayalım. Bu öyle bir boyuta vardı ki, artık ülkemiz bir hasta mahpus ülkesi haline geldi.
Türkiye cezaevlerinde hastalıkları nedeniyle yaşamını yitiren tutuklu ve hükümlülerin sorunlarını defalarca gündeme getirmeye çalıştık. Bu konuda başta Cumhurbaşkanı olmak üzere, Adalet Bakanlığı ve Adli Tıp Kurumu nezdinde defalarca girişimlerde bulunduk. Cumhurbaşkanı’nın af yetkisini kullanarak, ölüm sınırında olan cezaevindeki ağır hastaların son dönemlerini ailelerinin yanında geçirmeleri veya tedavileri mümkün olan hastaların salıverilerek, tedavisinin dışarıda daha uygun koşullarda yapılmasını talep ettik. Ancak tüm çabalarımız ve taleplerimize rağmen devletin yetkili kurumları bu taleplere kulaklarını tıkamayı tercih etti.
Şimdi yine böylesi vahim bir durumla karşı karşıyayız. Diyarbakır D Tipi Cezaevi’nde bulunan Çölyak hastası Nesimi Kalkan’ın hastalığının ilerlemiş olduğunu üzüntüyle öğrenmiş bulunmaktayız. Daha önce Mardin Cezaevi’nde bulunan Kalkan’ın ailesi çocuklarının tedavisinin yapılabilmesi için çeşitli defalar girişimlerde bulunarak, tahliye edilmesini istedi. Ancak ailenin talebi kabul edilmesi yerine Kalkan, Mardin’den Diyarbakır’a nakledilmekle yetinildi.
Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutulan Nesimi Kalkan’a 5 yıl önce “Çölyak hastalığı” teşhisi konuldu. Hastalığından kaynaklı özel olarak beslenmesi gereken Kalkan, yeterli gıda almamasından ötürü bağırsaklarındaki acının giderek arttığı ve karın bölgesinin giderek şiştiği öğrenilmiştir. Doktorların böylesi bir hastalığın tedavisinin cezaevi koşullarında imkansız olduğu ve hastanın ömür boyunca sadece glutensiz gıdalar yiyerek yaşamını sürdürebileceği belirtilmiştir. Cezaevinde glutensiz gıdalar ile beslenme koşulları sağlanamadığından Kalkan’ın derhal tahliye edilmesi gerekmektedir.
Değerli basın mensupları;
Şunu açık bir şekilde belirtmeliyiz ki, gelinen aşamada artık biz insan hakları savunucularının tahammülü kalmamıştır. Cezaevlerinden her gün bir ölüm haberi veya ağır bir hastanın yaşam mücadelesine ilişkin bilgi almak artık bizleri insanlığımızdan utanır hale getirmiştir. Her fırsatta cezaevlerinde sorun kalmadığını, bütün sıkıntıların giderildiğini ileri süren hükümet ve bağlı kurum olan Adalet Bakanlığı, bu ihlalleri nasıl görmezden gelmektedir? Sayıları yüzü bulan ağır hasta ve 50’ye yakın ölüm sınırında bulunan hasta mahpusun bulunduğu Türkiye cezaevlerindeki bu tabloya rağmen, hükümetin duyarsız kalması, kendilerinin nasıl bir vurdumduymazlık içerisinde olduğunun açık bir göstergesidir. 12 Eylül günü yapılan referandumla güya 12 Eylül askeri darbesi sonrası yaşanan sorun ve sıkıntıları gidermek vaadiyle ortaya çıkan bir hükümet, cezaevlerinde bugün yaşanan vahşeti nasıl açıklayacaktır doğrusu merak ediyoruz.
Buradan tekrar etmek istiyoruz; Nesimi Kalkan cezaevinde yavaş yavaş ölüme terk ediliyor. Ama bu sinsi bir ölüm. Ve bu ölüm öyle kendiliğinden gerçekleşen bir ölüm değil. Çünkü bu ölümün suç ortakları var. Yani devlet yetkilileri Kalkan’ın ölümüne göz yummaktadır. Bu nedenle biz insan hakları savunucuları buna CİNAYET diyoruz. Bu bir cinayettir ve bu cinayet bizzat Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile yetkili organları tarafından işlenmektedir.
Buradan tekrar çağrıda bulunmak istiyoruz; Cezaevlerinde bulunan ağır hastalara yönelik uygulamalardan vazgeçin. Onları rahat ve huzurlu bir ortama kavuşturmak devlet ve hükümet olmanın yegane sorumluluklarındandır. Çok şey istemiyoruz; Cumhurbaşkanı’ndan hükümetten ve Adalet Bakanlığı’ndan sadece bu sorumluluğunu yerine getirmesini istiyoruz.
Biz İHD olarak, gerek açıklamamızın konusu olan Nesimi Kalkan için, gerekse cezaevlerinde bulunan tüm ağır hastalar için devletin yetkili organları nezdinde girişimlerimizi sürdüreceğiz ve Kalkan’ın serbest bırakılması için tüm hukuki girişimleri başlatacağımızı buradan duyuruyoruz.
Çölyak hastalığı nedir?
Çölyak hastalığı (Gluten Enteropatisi, Celiac Disease); bağırsaklardaki sindirimi sağlayan villus denilen yapıların bozulmasına sebep olan ve dolayısıyla da yiyeceklerdeki besinin emilmesini engelleyen ve ince bağırsakta hasarlar oluşturan bir sindirim hastalığıdır. Küçük çocuklarda kusma, ishal, karın şişliği, iştahsızlık, kilo alamama ve boy uzamasında yavaşlama gibi tipik belirtilerle ortaya çıkabileceği gibi daha ileri yaşlarda sadece kansızlık, boy kısalığı, kemik zayıflığı ve nedeni bilinemeyen karaciğer hastalığı gibi çok değişik belirtilerle de kendini gösterir. Çölyak hastası olan kişiler buğdayda arpada çavdarda ve kesin olmamakla birlikte, yulafta bulunan ve gluten olarak adlandırılan bir proteine tahammül edememektedir. Çölyaklı hastalar gluten içeren yiyecekler yediklerinde, onların bağışıklık sistemleri bunu ince bağırsaklara zarar vererek yanıtlar. Özellikle çok küçük ve parmak şekline benzeyen villus olarak adlandırılan ince bağırsaktaki emilimi sağlayan yapılar kaybolur (düzleşir ve görevini yapamaz hale gelir.)
Yiyeceklerdeki besinler bu villuslardan geçerek kan dolaşımı içine emilirler. Villuslar olmadan kişi; ne kadar yiyecek yerse yesin; beslenemez. Vücudun kendi bağışıklık sistemine zarar vermesinden dolayı çölyak hastalığı oto-immün sistem rahatsızlığı olarak düşünülmektedir. Bununla birlikte, yiyeceklerin emilememesinden dolayı sindirim rahatsızlığı olarak da sınıflandırılabilmektedir. Çölyak hastalığının kesin tanısı ancak deneyimli bir gastroenterolog tarafından yapılacak kan tahlilleri ve ince bağırsak biyopsisi ile tanımlanabilir.
İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ