BASINA VE KAMUOYUNA
(Kadın Ölümlerine Dur Demek İçin!)
Değerli Basın Mensupları;
1857 yılında, ABD'de dokuma işçisi kadınların daha insanca bir yaşam isteğiyle mücadeleye başladıkları 8 Mart, ilerleyen süreçte tüm dünya kadınlarının kutladığı bir gün haline geldi. 1857’den beri dünyanın birçok ülkesinde kutlanan bu gün, 1977 yılındaki Birleşmiş Milletler genel toplantısında Kadın Hakları ve Uluslararası Barış günü olarak kararlaştırılmış ve kadınların haklarının verilmesinin dünya barışını güçlendireceği kabul edilmiştir. 8 Mart, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de ve özellikle bölgemizde kadınların hak mücadelelerindeki kararlılık ve taleplerini sergiledikleri, kadınlar arası dayanışma ve beraberliği pekiştirdikleri bir gün olmuştur.
Değerli Basın Mensupları;
Kadınlar, evlerinde ve sosyal hayatın tüm alanlarında maruz kaldığı şiddet ve ayrımcılığın yanında, toplumun öncelikli sorunları olan yoksulluk, çatışmalı ortam ve zorunlu göç gibi sorunların da en büyük mağdurları olmaktadırlar. İnsan Hakları Derneği olarak hazırladığımız ihlal raporlarında kadına yönelik ihlallerdeki artışlar dikkat çekmektedir. Özellikle son bir yıl içerisinde “namus cinayeti” veya “aşk cinayeti” gibi kavramlarla tabir edilen olaylar nedeni ile yaşamını yitiren kadınlar kamuoyunda geniş yer bulmuş, ancak bu konuda henüz yasal veya idari hiçbir düzenleme yapılmamıştır. 2010 yılı içerisinde bölgemizde bu şekilde öldürülen kadınların sayısı 72’dir. Yine 2010 yılı içerisinde 113 kadın intihar etmek sureti ile yaşamını yitirmiş, 73 kadın ise intihar teşebbüsünde bulunmuştur.
Kadınlara yönelik taciz ve tecavüz olayları gündemdeki yerini korumaya devam etmektedir. 2010 yılı içerisinde 76 kadın tecavüze maruz kalırken, 45 kadın da tacize maruz kalmıştır.
Kadın ölümleri ve kadınlara karşı taciz ve tecavüz olaylarındaki artışın en büyük nedenlerinden biri yasal düzenlemeler ve yasaların uygulanmasında yaşanan sıkıntılar ve eksikliklerdir. Özellikle 18 yaşın altındaki çocukların maruz kaldıkları taciz ve tecavüz olaylarında yargının çocuklara karşı yaklaşımı ve sanıklara yönelik adeta aklama niteliğindeki kararları, bu konuda uzun yıllardır yürütülen cezasızlık politikaları bu alandaki ihlallerin artarak devam etmesinin en büyük nedenlerindendir. N.Ç. dosyasında mahkemenin, çocuğun rızasını dayanak göstererek sanıklar hakkında vermiş olduğu karar, yargının kadına ve çocuğa bakışını özetleyen ve akıllarda yer edinen kararlardandır.
Yine eşi veya arkadaşı tarafından öldürülen kadınların birçoğunun defalarca yargı mercilerine, ilgili mercilere başvurup yardım talebinde bulundukları, ancak hiçbir önlem alınmadan katillerinin yanına geri gönderildikleri anlaşılmaktadır. Şiddet mağduru kadının başvurabileceği mercilerde muhatap olduğu yetkililerin de kendisine şiddet uygulayan erkek ile aynı zihniyette oluşu, kadın hakları alanında hiçbir eğitime tabi tutulmamış olması sorunun çözümünü engelleyen önemli noktalardan biridir.
Değerli Basın Mensupları
Kadına yönelik ihlallerin yoğun olarak yaşandığı ülkemizde, kadın hakları alanında mücadele yürüten, siyasal ve sosyal hayatta aktif rol almak için mücadele yürüten kadınların maruz kaldıkları baskılar da son yıllarda artış göstermiştir. Özellikle bölgemizde siyasal ve sosyal hayatta aktif rol üstlenen Kürt kadınlarına yönelik yargı eli ile yürütülen baskılarda artış yaşanmış, çok sayıda kadın tutuklanmıştır. Tutuklu kadın sayısında yaşanan artış cezaevlerinde kadınların maruz kaldıkları ihlallerde de artışa neden olmuştur. Özellikle Diyarbakır E Tipi Cezaevinde kalan tutuklu kadınların son bir yıl içerisinde Şubemize yaptıkları başvurular dikkat çekicidir. En son 3 Mart 2011 tarihinde Derneğimize başvuruda bulunan tutuklu H.K. başvurusunda; 8 kişi kapasiteli odada 20 kişi kaldıklarını, yasalarca kendilerine tanınan sosyal faaliyetleri hiçbir şekilde kullanamadıklarını, diğer koğuşlar ile ortak faaliyet yürütemediklerini, adli tutukluların faydalandıkları birçok olanaktan yararlanamadıklarını ve özellikle kadın olmaları ve siyasi tutuklu olmaları nedeni ile ayrımcılığa maruz kaldıklarını beyan etmiştir.
Değerli Basın Mensupları
Kadın haklarının, evrensel insan haklarının ayrılmaz bir parçası olduğu kabulünden hareket eden İnsan Hakları Derneği, kadına yönelik şiddeti, kadınların insan haklarının korunması ve geliştirilmesinin önündeki en büyük engellerden biri olarak gördüğü gibi, kadınların sosyal ve siyasal yaşamda aktif rol almalarının toplumsal barışı geliştireceğini düşünmektedir. Tekrar çatışmalar ve savaşın konuşulduğu bu günlerde barış mücadelesinde aktif rol alan biz kadınlar, çatışmasızlık ortamının sağlanmasını önemsemekte ve bu alandaki mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimizi vurgulamak isteriz.
Kadın hakları alanında mücadele yürüten tüm emekçi kadınları selamlıyor, tüm kadınlara barış mücadelesinde daha aktif rol almaları çağrısında bulunuyoruz.
İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ