Kimyasal Silah Kullanımı Bir İnsanlık Suçudur

26.08.2011

 

BASINA VE KAMUOYUNA
(Kimyasal Silah Kullanımı Bir İnsanlık Suçudur!)
 
Değerli Basın Mensupları,
Savaş süreçleri boyunca yarattığı telafisi imkansız zararlardan dolayı insanlık ailesi tarafından yasaklanan Kimyasal Silah Kullanımı İddialarına ilişkin raporumuzu sizlerle paylaşmak üzere bir aradayız. Bölgemizde son 30 yıldır yaşanan savaş boyunca en fazla ileri sürülen iddialardan biri de “kullanılması yasaklı silahların kullanımı” oldu.
 
Dünya çapında yasaklanmış olması ve Türkiye’nin de ilgili anlaşmalara taraf olması nedeniyle sürekli gizli bir silah olarak kalan kimyasal maddelerin kullanımı, bölgemizde süregelen ve adına “düşük yoğunluklu savaş” da denilen süreçte her zaman gündemdeki yerini korudu.
Bugün bile PKK militanlarına yönelik Kandil’e düzenlenen hava saldırısında, bölgedeki köylerin tamamen boşaltılarak bayram sonrası kapsamlı bir harekatla militanlara kitle imha silahları kullanılacağı yönündeki iddiaları ürpererek takip ediyoruz. Böylesi bir çılgınlığa girişilmeyeceğini umut etsek de bölgede süren 30 yıllık çatışmalı süreçte yaşananlar ve karşılaştığımız iddialar böylesi bir insanlık suçunun işlenmesi ihtimalini düşünmüyor değiliz.
 
Bugüne kadar çoğu kez kamuoyunun gündemine gelen ancak hiçbir zaman ciddi anlamda araştırılma gereği duyulmayan bu iddialarla ilgili derneğimize yapılan yoğun başvurular üzerine kapsamlı bir araştırma gereği duyduk. Bu raporun hazırlanması sürecinde karşımıza çıkan tanıklık ifadeleri, insan hakları savunucuları olarak bizleri derinden etkilemiştir. İnsanlığa karşı işlenen suçlar olarak tanımladığımız kimyasal silah kullanımının bu kadar yaygın kullanılmış olma ihtimali bizleri ciddi şekilde kaygılandırmıştır. Her ne kadar iddia düzeyinde kalıyor olsa da, iddiaların ciddiye alınarak, konunun üzerinde kapsamlı araştırma yapılması gerekmektedir.
 
Değerli basın mensupları,
1990’lı yıllar ve sonrasında sürekli gündeme gelen ve bazı dönemlerde raporlarla ispat edildiği ileri sürülen kimyasal silahlar konusunda devlet yetkilileri hep sessizliğini korudu. İddialara karşı sessiz kalınması karşısında, bunun bir devlet politikası olarak geliştirildiği şeklindeki kuşkularımız da artmıştır. Çatışmalarda yaşamını yitiren PKK militanlarının ailelerinin bize yaptığı başvurular son derece ciddidir. Yine görgü tanıklarının beyanları ve bazı vakalarla ilgili hazırladığımız araştırma-inceleme raporları, bu silahların kullanıldığı yönündeki iddiaları güçlendirir niteliktedir. Geçmişte de, bugün de bize yapılan başvurular üzerine resmi makamlara yaptığımız suç duyuruları çoğu zaman cevapsız kalmaktadır. İşte bu nedenledir ki, biz insan hakları savunucuları bu sessizliği kırmak istemekteyiz. 
Bölgedeki Toplu Mezarlar konusunda yaptığımız araştırmalar ile kimyasal silahlara ilişkin hazırladığımız bu raporu karşılaştırdığımızda, bölgede toplu mezarların bu denli fazla oluşunun en büyük nedenlerinden birinin yaşamını yitiren militanların nasıl öldürüldüğüne ilişkin gerçeklerin gizlenmek istenmesi olduğu sonucuna ulaştık. Ki, bu sonuç bizi korkunç gerçeklerle tekrar yüz yüze bırakmaktadır.
Değerli basın mensupları,
Birazdan açıklayacağımız raporda, kimyasal silahların niteliği, çeşitleri, kullanım şekilleri, insan üzerindeki etkileri, kimyasal silahların tarihçesi, kimyasal silahların kullanımının yasaklanmasına ilişkin anlaşmalar, Türkiye’de kimyasal silahın kullanımının tarihçesi ve kimyasal silah kullanımına ilişkin iddiaların ayrıntılı verilerine yer vereceğiz.
 
Raporda yer alan veriler; İHD şubelerine yapılan başvurular, İHD tarafından oluşturulan heyetlerin hazırladıkları raporlar, çatışmalı sürecin taraflarından yapılan açıklamalar, basın yayın organlarında yer alan haberlerden oluşmaktadır. Rapordaki verilerin büyük bölümü iddia düzeyindedir ve kesinlik arz etmemektedir. Ancak araştırılmaya değer veriler olduğunu tekrarlamakta yarar görüyoruz.
 
Bu nedenle buradan ulusal ve uluslar arası sivil kuruluşlara, bu konuda uzman kurum ve kişiler ile devlet yetkililerine çağrıda bulunuyoruz; İHD olarak bu iddiaların araştırılmasını talep ediyoruz. İnsancıl hukuk kaideleri, savaş koşullarında dahi mutlak suretle uyulması gereken kuralları düzenlemektedir. Yetkili makamların, insancıl hukuk, savaş hukuku ve silahlı çatışma hukukunun ihlali anlamına gelen tüm bu iddiaların araştırılarak bir an önce bilimsel verilere dayalı kamuoyunu tatmin edici açıklama yapmalarını bekliyoruz.
 
 
 
İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ