Cezaevlerindeki uygulamalar insan onuruna uygun davranışlar sergilensin

19.12.2008

 

BASIN AÇIKLAMASI
(Cezaevlerindeki uygulamalar insan onuruna uygun davranışlar sergilensin)
 
 
 
Değerli Basın Mensupları,
 
19 Aralık 2000 tarihinde cezaevlerine yönelik “hayata dönüş” adıyla başlatılan operasyon sonucunda 32 insan yaşamını yitirmiş, yüzlerce tutuklu ve hükümlü de insanlık dışı uygulamalara maruz kalmıştır. Aradan 8 yıl geçmesine rağmen Cezaevinde kalan insanların ölümüne sebep olan kişilere yönelik etkin soruşturma açılmamış olup bu uygulamaları yapan kişiler cezalandırılmamıştır. Bu operasyondan sonra cezaevlerinde tecrit ve insanlık dışı uygulamalar artarak devam etmiştir.
 
İnsan Hakları Derneği, cezaevlerinde tutuklu ve hükümlülerin insan onuruna uygun koşullarda yaşamalarının sağlanması ve kamuoyunu cezaevlerinde yaşanan sorunlara dikkatini çekmek amacıyla 11. Genel Kurul kararıyla 19 Aralık gününü “ Cezaevlerinde İnsan Hakları için Mücadele ve Dayanışma Günü” olarak ilan etti.
 
Değerli Basın Mensupları;
 
Şubemiz tarafından Cezaevlerine yönelik yapmış olduğumuz gözlemler, görüşmeler ve Cezaevlerinde kalan tutuklu ve hükümlüler tarafından şubemize yapılan başvurulara baktığımızda, her geçen gün demokratik koşulları sağlamaya çalıştığını iddia eden Hükümet ve devlet yetkililerinin aksine, Cezaevlerinde yaşanan ihlaller farklılaşarak ve artarak devam etmektedir. Cezaevlerinde bulunan tutuklu ve hükümlüler toplumdan izole edilmekte, dışlanmakta, kötü muamele ve işkenceye varan uygulamalara maruz kalmaktadır. Bu uygulamalarla cezaevi idaresi tutuklu ve hükümlülerin en temel ihtiyaçlarını dahi karşılamamaktadır.
 
Tutuklu ve hükümlülerin aileleriyle haftalık 10 saat olan görüşme hakkı, 1-2 saat ile keyfi olarak sınırlandırılmaktadır. Hasta olan tutuklu ve hükümlüler hastanelere sevkleri yapılmamakta sevkleri yapılmış olmasına rağmen hastanelere geç götürülmekte, tutuklu ve hükümlülere etkin tedavi olanakları sağlanmamaktadır. Cezaevlerinde yakınlarını ziyaret etmek isteyen kişilere 3 aya varan süre görüş yasağı getirilmektedir. Tutuklu ve hükümlüler ikamet ettiği yerden çok uzakta bulunan cezaevlerinde tutulduğundan aileler görüşlere gelememekte, yakında bulunan cezaevine sevk talebi de ya yerine getirilmemekte veya çok geç yerine getirilmekte, hasta olanların ilaçları yeterince karşılanmamaktadır.
 
Değerli Basın Mensupları
 
Türkiye’de farklı dillerin kullanılmasında bir engelin olmadığı Hükümet yetkilileri tarafından iddia edilmektedir. Ancak günümüzde hemen hemen tüm cezaevlerinde yaşanan uygulamalara baktığımızda Kürtçe’nin uygulamada ve kullanımda engellendiğini görmekteyiz. Tutuklu ve hükümlüler Kürtçe mektup göndermek ve aileleri ile Kürtçe konuşmak istediklerinde engellenmektedir. Aileler telefonda yakınları ile Kürtçe konuştuğu zaman telefonlar kesilerek fiili görüşme yasağı uygulanmaktadır. Cezaevlerinde kalan kişilerce Kürtçe yazılan yazıların ilgili yerlere gönderilmesinde engeller çıkarılmaktadır. Yine tutuklu ve hükümlülerin Kürtçe yayınlanan Azadiya Welat gazetesi talebi karşılanmamakta ve cezaevlerine sokulmamaktadır. Tutuklu ve hükümlülere Kürtçe gazete ve kitap verilmemekte, bunda ısrar ettiklerinde ise disiplin cezaları almaktadırlar.
 
Birçok cezaevinde adli ve siyasi tutuklu ve hükümlü ayrımı açıkça yapılmaktadır. 2008 yılının ilk 10 ayı içinde bölgede bulunan cezaevlerinden bölge şubelerimize ciddi ihlal başvuruları yapılmıştır. Şubemize yapılan başvurular ışığında Cezaevlerinde 441 kişiye disiplin cezası verilmiştir. 28 kişinin haberleşme hakları engellenmiştir. 11 kişinin aileleriyle görüşmesi engellenmiştir. 49 kişinin sağlık hakkı ihlal edilmiştir. Cezaevlerinde yapılan tüm bu ihlaller mevzuata ve insancıl hukuka aykırı keyfi ve onur kırıcı uygulamalardır. Görülüyor ki cezaevlerinde yaşanan ihlalleri azalmamakta aksine artarak ve tutuklu ve hükümlülerin toplumdan izole eden çeşitli uygulamalarla devam etmektedir.
 
Cezaevlerinde yaşanan ihlaller için Şubemize yapılan başvurular için Cezaevi Savcılıklarına, Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığına, Meclis İnsan Hakları Komisyonuna, Adalet Bakanlığına yazışmalar yapılmasına rağmen ihlallerin önlenmesine yönelik gerekli işlemler yapılmamaktadır. Yapılan yazışmaların gereği neden yapılmamaktadır? 
 
Değerli Basın mensupları;
 
İnsan Hakları Derneği olarak ülkemizin her köşesinde meydana gelen insan hakları ihlallerin takipçisi olacağımızın mesajını duyurmak istiyoruz. Buradan başta Hükümet olmak üzere tüm kamuoyuna sesleniyoruz.
 
Cezaevlerinde;
- Adli, siyasi ayrımı yapmadan bütün tutuklu ve hükümlüler için insan onuruna saygı istiyoruz.
- Tecrit ve izolasyonu ağırlaştıracak uygulamalardan derhal vazgeçilmeli, İmralı Cezaevi dahil olmak üzere tüm cezaevlerinde tecride ve izolasyona son verilmelidir,
- Bütün cezaevlerinde ortak yaşam alanları genişletilmeli, insanca bir yaşam sürmeleri konusunda gerekli olan mekansal düzenlemeler yapılmalıdır,
- Tutuklu ve hükümlülere kötü muamele ve işkence uygulamalarına son verilmeli, sorumlular yargılanmalıdır,
- Türkçe konuşamayıp, Kürtçe konuşan tutuklu ve hükümlüler ile ailelere uygulanan yasak derhal kaldırılmalı, Kürtçe gazete, dergi ve kitap serbest olmalıdır,
- Cezaevlerinde hasta olanların tedavileri yapılmalı, ağır hasta olanların ise af edilerek evlerine dönmelerine izin verilmelidir,
- İkamet ettikleri yerlere yakın cezaevlerine nakilleri sağlanmalıdır,
- Sebepsiz yere keyfi olarak disiplin cezası vermekten vazgeçilmelidir,
- Cezaevlerindeki yaşam koşulları uluslararası ölçütler dikkate alınarak düzeltilmelidir,
- Cezaevleri insan hakları örgütlerinin ve ilgili meslek örgütlerinin izlemesine açık olmalıdır.
 
                          TECRİT, İZOLASYON VE İNSANLIK DIŞI UYGULAMALARA SON.