Vicdanî retçi Halil Savda, Ağrı'nın Doğubayazıt İlçesi’nde kaldığı otelde, 24 Şubat 2012 günü sabah saat 06:00'da gözaltına alındıktan sonra tutuklanarak Doğubayazıt Cezaevi'ne götürüldü. Avukatının yaptığı açıklamada Halil Savda'nın İstanbul'da 2006'da İsrail Konsolosluğu önünde yaptığı basın açıklamasında, "halkı askerlikten soğuttuğu" gerekçesiyle hakkında TCK’nın 318. maddesinden açılan davada beş ay hapis cezasına çarptırıldığını ve cezanın kesinleşmesi üzerine Savda'nın tutuklandığını öğrendik.
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, 2007 yılından beri Türkiye’ye vicdanî ret hakkını tanıması ve yasalarında değişiklik yapması için çağrıda bulunan tavsiye kararları almaktadır. Bakanlar Komitesi son olarak 14 Eylül 2011 tarihli toplantısında Türkiye’nin yılsonuna kadar bu konuda adım atması gerektiğini açıkça ifade etmiştir. Avrupa Konseyi Türkiye’nin isteği üzerine birkaç ay daha süre tanımıştır. Türkiye mutlaka vicdanî ret hakkını tanımak zorundadır. Aksi taktirde Avrupa Konseyi’nden atılma tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktır.
Türkiye nasıl bir düzenleme yapmalıdır?
Öncelikle Anayasa’nın 72. maddesinin vicdanî ret hakkının düzenlenmesine engel olamayacağını; Anayasa’nın 90. maddesi gereği Türkiye’nin taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi uyarınca bu hakkı düzenleme zorunluluğu bulunduğu belirtmek isteriz. Ancak, gerçek anlamda vicdanî ret hakkı için Anayasa’nın 72. maddesinin de mutlaka değiştirilmesi gerekecektir; çünkü askerliğe karşı olma hakkı, alternatif kamu hizmeti zorunluluğu ile bir başka şekilde ihlal edilmemelidir. Askerlik zorunlu olmaktan çıkarılmalıdır.
Hükümetin yasalaştırmayı taahhüt ettiği sınırlı vicdanî ret hakkının bile yaşam bulabilmesi için, aşağıda belirtilen yasalarda acil değişiklikler yapılması gerekecektir:
TCK’nın “halkı askerlikten soğutma” başlıklı 318. maddesinin mutlaka kaldırılması gerekmektedir. Bu madde vicdanî ret çağrısı yapanların açıkça cezalandıran ve militarizmi kutsayan bir maddedir. AİHM’in son kararından sonra TCK’nın 318. maddesi sözleşmeye açıkça aykırı hale gelmiştir.
1632 sayılı Askerî Ceza Kanunu’nun 58, 63, 64, 79, 80, 81 ve 87. maddelerinin vicdanî ret hakkına uygun olarak ya kaldırılması ya da yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.
1111 sayılı Askerlik Kanunu’nun 1. ve 10. maddelerinin vicdanî ret hakkına uygun olarak yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.
Tabii ki bugüne kadar vicdanî retçilere yapılan zaman zaman işkenceye dönüşen kötü-muamele ve ağır haksızlıklar için özür dilenmesi gerekmektedir.
Ve elbette başta Halil Savda olmak üzere tüm tutuklu ve hükümlü vicdanî retçiler serbest bırakılmalıdır.
Vicdanî ret haktır. Bu hakkın tanınması zorunludur.
İnsan Hakları Derneği Merkez Yönetim Kurulu