BASINA VE KAMUOYUNA (Her rakam, aramızdan çalınan bir yaşamdır!)

24.11.2012
Değerli Basın Emekçileri,
Sevgili insan hakları savunucuları,
Bir ”25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Haftası” nedeniyle yine bir aradayız. Haftaya adını veren başlık bile aslında kadının hala ciddi şekilde ayrımcılığa maruz kaldığını ve büyük bedeller ödediğini anlatmaya yeterli. Tüm dünyada olduğu gibi, bu coğrafyada da kadınlar, erkek egemen sistemden ve “erkek aklının” ürünü olan politikalardan dolayı en fazla acı çeken ve bedel ödeyen kesim olmaya, 2012 yılında da devam etti. 
 
İHD olarak insan haklarının türlü çeşit alanlarında bilançolar ve raporlar yayımlarken, hep şunu ifade ettik: Açıkladığımız rakamlar, sadece sayılardan ibaret veriler değildir. Bu rakamların her biri; tecavüze uğrayan, katledilen, berdel verilen, zorla evlendirilen, polis şiddetiyle içiçe siyaset yapan, demokratik muhalefet yaptığı için cezaevinde yıllarını geçiren, açlık grevlerine yatan kadınlardır. Sadece İHD Diyarbakır Şubesinin 2012 yılının ilk on aylık verileri dahi tablonun ne kadar vahim olduğunu ortaya koymaya yetmektedir. Buna göre, bölge illerinde 56 kadın ölmüş veya öldürülmüş, 45’i şiddet sonucu yaralanmış, 6’sı tecavüze uğramış, 10’u da cinsel tacize maruz kalmıştır. Gerçek sayının bunların çok üzerinde olduğunu biliyoruz. Ancak bunlar, tespit edebildiğimiz sayılardır. 
 
Değerli basın mensupları,
Eril devlet geleneği ve devlet aklı, tüm bu sonuçlardan birinci derecede sorumludur. Nişanlısı, eşi, erkek kardeşi, babası tarafından öldürülen kadınlarda mutlaka bir “suç” arayan devlet zihniyeti, bunu yargı bürokrasisine de sirayet ettirmeye devam etmektedir. Boşanmak istediği için, pantolon giydiği için, telefonda konuştuğu için, vs. kadınlar bir erkek tarafından öldürülmekte ve karşılığında da halen haksız tahrik hükümlerinden yararlanmaktadırlar. Kadına üç çocuk doğurmayı tembihleyen, kürtaj konusunda karar verme yetkisini elinden alan, hamileliğini evdeki erkek bireye anında haber veren devlet aklı; kız çocuklarının 33 kişi tarafından tecavüze uğramasında rızası olduğuna da hükmedebilmektedir! AKP’nin on yıllık icraatının başında, kadına yönelik şiddetin %1.400 artış göstermesi gelmektedir! Kadın kotasını, tutuklu muhalif insan hakları savunucuları, akademisyenler, gazeteciler, siyasetçiler bakımından harfiyle uygulayan AKP, cinsiyet eşitliği meselesinde kadını yok saymaya devam etmektedir. Kadın-erkek eşitliği sıralamasında 132 ülke arasında 127. sıraya kadar gerilemek, yine bu Hükümetin başarıları arasında sayılabilir! Ana dil yasağının en fazla kadın üzerinden bir toplumsal travma yarattığını bir kez daha hatırlatıyor; kamusal şiddetin kadına yönelik her türlü şiddeti beslediğini tekrar vurguluyoruz. 
 
Sonuç olarak;
Tüm kadın cinayetleri, aslında politik cinayetlerdir ve erkek egemen sistemden beslenmektedir. Bundan sonra da yaşamın her alanında kadına yönelik şiddet son bulana ve gerçek bir eşitlik sağlanana kadar mücadele etmeye devam edeceğiz. 
 
İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ
     KADIN KOMİSYONU