BASIN VE KAMUOYUNA
(Kadına Şiddet, Tüm İnsanlığa Şiddettir!)
Değerli Basın Emekçileri,
Neredeyse her gün, bu ülkenin farklı bir kentinde, ilçesinde veya köyünde kadınlar katledilmelere, taciz ve tecavüze maruz kalırken; çocuklar da cinsel istismardan ve şiddetten maalesef nasibini alıyor. ‘Üçüncü sayfa haberi’ şeklinde tezahür eden bu insanlık suçuna karşılık, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın tedbirleri veya yaklaşımları ise son derece etkisiz ve yetersiz kalıyor.
Yargı erkinin, devlet aklının en üst tezahürü olarak nasıl kararlara imza attığına hayretle ve öfkeyle tanıklık etmekteyiz. 19 Eylül 2013 tarihli kararında Siirt Ağır Ceza Mahkemesi, 2010 yılında Pervari’de 6 yaşındaki A.K.’ye tecavüzden yargılanan N.Ş.’ye, iyi hal indirimi uygulamış ve 15 yıl hapis cezası vermiştir. Örgütlenme ve ifade özgürlüğüne, sokaklarda demokratik gösteri yapma hakkına ‘suç’muş gibi yaklaşan ve her defasında muhaliflere artırımlı cezalar veren mahkemeler, fail erkek ise ve mağdur da çocuk veya kadın ise, ceza indirimlerine başvurmaktan kaçınmıyor.
Benzer şekilde, yine 19 Eylül’de Midyat Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşma sonrası, tecavüz mağduru çocukların avukatları, sanık yakınlarının ve polislerin fiziki ve sözlü saldırısına maruz kalabiliyor. Kadın katliamlarını, ‘şiddet değil, cinayet davası’ olarak ele alan mahkemelerden adil kararlar çıkmaması bizleri şaşırtmıyor. Nitekim boşanmak üzere olduğu eşi Abbas Şahin tarafından öldürülen P.İ. davasında, Bakanlığın müdahale talebine karşılık, Bakırköy 5. Ağır Ceza Mahkemesi, ‘davanın şiddet davası değil; cinayet davası’ olduğu gerekçesiyle reddetti. Ancak aynı mahkeme, kadın katliamlarının zaten kadına yönelik şiddetin son merhalesi olduğunu unutmaktadır.
Biz insan hakları savunucuları, bu toplumsal yıkımın önüne geçebilmek için tüm kamuoyunun dikkatini, yargı erki eliyle korunan erkek zihniyetine çekmek istiyoruz. Bu egemen eril zihniyet kendini var ettiği sürece, maalesef kadın katliamları ve çocuk istismarları devam edecektir. AKP Hükümeti ve yargı erki, her zaman ifade ettiğimiz gibi, kadın ve çocuğa yönelik şiddet suçunu insanlık suçu olarak ele almadığı ve caydırıcı cezalar verilmediği sürece, sokakta, evde, işyerinde katledilen her bir kadının vebali kendi üzerlerinde olacaktır.
Bir kez daha İHD olarak, tüm bu davalarda ezilenden, katledilenden, tecavüze uğrayandan yana taraf olduğumuzu ve de adalet gerçekleşene kadar haklı davamızı sürdüreceğimizi tekrarlıyoruz.
İHD Diyarbakır Şubesi Kadın Komisyonu