Hasta Mahpuslar Serbest Bırakılsın - En Mükemmel Adalet Vicdandır.” - V. Hugo

05.10.2013

BASINA VE KAMUOYUNA

(“En Mükemmel Adalet Vicdandır.” - V. Hugo)

 

Biz, İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’nin 1. Maddesinde belirtildiği gibi, tüm insanların, hem haklarda hem de insan onuruna sahip olmak bakımından onurda, eşitliğini savunuyoruz.

 

İHD Genel Merkezi Cezaevi Komisyonunun 10 Eylül 2013 tarihi itibari ile hazırlamış olduğu hasta mahpus listesinde 154’ü ağır olmak üzere 526 mahpus bulunmaktadır.

 

Türkiye’de cezalara uygulanan infaz rejimi insani olmayıp, F Tipi hapishanelere geçişle birlikte tecrit sisteminin etkisi ile tutuklu ve hükümlüleri adeta çürütmeye terk eden bir yapıya sahiptir. Bugüne kadar gerek Adalet Bakanlığı’nın gerekse de derneğimizin verilerine göre cezaevlerinde yaşamını yitiren tutuklu ve hükümlü sayısının çokluğu durumun vahametini göstermektedir. 5275 sayılı İnfaz Kanunun 16. maddesinin 3. fıkrasında Adalet Bakanlığı’nca belirlenen tam teşekküllü hastanelerin sağlık kurullarınca düzenlenen raporlarının Adli Tıp Kurumu’nun onayına sunulması ile ilgili düzenlemenin kaldırılması gerekmektedir. Uygulamada Adli Tıp Kurumu tam teşekküllü hastanelerin vermiş olduğu raporları onaylamak için hasta mahpusu da İstanbul’a çağırmakta, bu durum başlı başına bir eziyet halini almaktadır.

 

5275 sayılı İnfaz Kanununun 16. maddesinde Ocak ayında yapılan değişikliğe bile Adli Tıp Kurumu direnmektedir. Kanun değişikliği ile hayati tehlike kriteri yerine yaşamını tek başına idame ettirememe kriteri getirilmiştir. Ancak bunun yanı sıra Cumhuriyet Savcılarına geniş bir taktir yetkisi tanınarak toplum güvenliği bakımından tehlikeli kabul edilecek mahpusların hastalığına rağmen tahliyeleri engellenmiştir. Nitekim bu hüküm gerekçe gösterilerek Metris Cezaevinde hükümlü olarak tutulan Ramazan Özalp ve Ergin Aktaş Adli Tıp Kurumunun cezaevinde kalamaz raporu vermesine rağmen tahliye edilmemiştir. Bu uygulamalarla, mahpusun alması gereken raporlara bir yenisi daha eklenmiş savcı raporu kriteri getirilerek tahliye edilmeleri imkânsız hale getirilmiştir. Kanundaki bu kriterin mutlaka kaldırılması gerekmektedir.

 

Hükümetin yeni yargı ve demokrasi paketleriyle demokratikleşme iddiasında bulunmasına rağmen, hapishanelere nasıl baktığını ve hasta mahpusların bedenleri ve hastalıkları üzerinden nasıl bir oyun oynadığı; Ergin Aktaş ve Ramazan Özalp’in Adli Tıp Kurumu raporları olmasına rağmen, “toplum güvenliği için tehlike arz ettikleri” gerekçesiyle Bakırköy Cumhuriyet Başsavcısı tarafından tahliye edilmemesinde ortaya çıkmıştır.

 

Sizlere tüm bu uygulamaları ağır hasta listemizde bulunan Hakan Gölünç’ün durumuyla özetleyeceğiz. Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi’ne sevk edilen Gölünç’e, orada yapılan tetkikler sonrası, 24 Nisan 2013 tarihinde, “cezaevinde yaşamını sürdürmesinin ciddi riskler oluşturacağı, bu nedenle kişinin tedavilerinin tamamlanmasına kadar cezasının ertelenmesi” yönünde verilen rapor da işe yaramadı. Eylül 2013’te tekrar Kandıra F Tipi Cezaevine gönderilen Hakan Gölünç ise bu yaşananları gönderdiği mektupta tepkisini şöyle ifade etti: “Bu Adli Tıp Kurumu raporuyla ne yapmaya çalıştıkları belli. Çok ağır bir hasar bırakmadan bizleri bırakmayacaklar. Bırakılan üç, beş arkadaşımızın da durumu ortadadır. Bu kararların tıp etiğiyle alakası yoktur. Bu kararlar tamamen siyasidir. Yaşadığımız sağlık sorunlarının cezaevinde tedavileri mümkün değildir. Bu açıkça bir işkencedir. Bu kararları verenlerin akşam nasıl uyuduklarını merak ediyorum. Sabahları ise güne nasıl uyandıklarını, yaşamlarının huzurlu olup olmadığını merak ediyorum. En ağır işkence bile bir gün biter. Bizlere yaşatılan bu işkencenin ne zaman biteceği ise belli değil. Ama ben ve diğer hasta tutsak arkadaşlarım son ana kadar ağız dolusu gülmeye devam edeceğiz. Her günün sabahına inadına inançla, umutla kalkacağız.”

 

Adalet Bakanlığı’nın İHD listesinde bulunan hasta mahpuslarla ilgili acilen gerekli tedbirleri alması, listemizde bulunan ağır hasta mahpusların bir an önce tahliyesini sağlaması, diğer mahpusların tedavilerinin sağlanması için gerekli tıbbi tedbirleri alması ve sağlıklarına kavuşabilmeleri için tahliye edilmeleri dahil her türlü önlemi alması gerekmektedir.

 

Buradan AKP hükümetine ve Adalet Bakanlığına sesleniyoruz.

Hasta mahpuslara yapılan bu işkenceye son verin.

İyi bir vicdan en iyi yastıktır.

Yastığa kafanızı koyduğunuzda rahat uyuyabiliyor musunuz?

 

 

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ 

 

 

 

NOT: 27 Ekim 2013 saat 13.30’da Yüksel Caddesi’nde Hasta Mahpuslar için yaşam nöbeti tutulacaktır. Ertesi gün cezaevlerinde yaşanan sorunlar ve hasta mahpusların durumuna ilişkin Adalet Bakanlığı ile bir görüşme gerçekleştirilecektir.

Yapılacak eylem ve etkinlik için Türkiye geneli bütün İHD şubeleri, bulundukları bölgelerden Ankara’ya gidecektir.