Savaş, aydınlığı ve umutları karanlığa gömen, kaotik bir ortamdır. Her türlü yıkıcılığa zemin sunar. Onarımı güç tahribatlar yaratır.
Bu nedenle savaşarak ve çatışarak, toplumsal sorunları çözüme kavuşturacağını düşünenler, maalesef yanılmaktadır. Çünkü Türkiye ve Kürdistan’da yaşayan halklar, barış istemekte, bir arada yaşam iradesi göstermekte ve bunun umudunu taşımaktadır.
Son iki ay içerisinde onlarca insanın çatışmaların durmak bilmediği ve yaygınlık kazandığı bu süreçte yaşamını yitirmesi, savaşın anlamsızlığını dile getirmeye çalıştığımız bu sözlerimize açıklık getirmektedir. Çatışmalı sürecin etkilerini yakından hisseden insan hakları savunucuları olarak bizler, derin kaygılar içersindeyiz.
Çatışmalı ortamda yaşanan ölümlerin yarattığı acıyı derinden hissediyoruz. Askerler, polisler, gerillalar ve siviller bu halkın evlatlarıdır ve yaşam hakları vardır. 90’lı yılların çatışmalı hallerini ve bundan kaynaklı oluşan yaşam hakkı ihlallerini yeniden gündemimize getiren savaşın taraflarına yüksek sesle haykırıyoruz. SAVAŞ değil BARIŞ istiyoruz!
Çatışmalı süreç içersinde sivil ölümlerden duyduğumuz kaygıyı, altını çizerek önemle ifade etmek isteriz. Çünkü sivil yurttaşlar bu savaşın tarafı değildirler! Silvan’da, Silopi’de, Cizre’de, Yüksekova’da, Varto’da, Diyadin’de güvenlik güçleri tarafından yargısızca infaz edilen sivil yurttaşların hiçbir günahı yoktur! Onlara yöneltilen saldırılar yaşam hakkı ihlalleridir ve açıkça ifade etmek isteriz ki, insanlık suçudur!
Diyarbakır'da Eczacılık yapan ve AKP’nin Diyarbakır eski Gençlik Kolları Başkanı olan Yunus Koca isimli yurttaş da, iş yerinde kimliği belirsiz kişilerin silahlı saldırısı sonucu yaşamını yitirmiştir. Yine Abdullah Biroğul isimli doktor, Diyarbakır'ın Kulp ile Lice ilçesi arasındaki karayolunda aracı ile seyahat ettiği sırada, aracına kimliği belirsiz kişiler tarafından açılan ateş sonucu yaşamını yitirmiştir.
Öncelikle her iki olayda yaşamını yitiren yurttaşların ailelerine başsağlığında bulunuyoruz. Ve insan hakları savunucuları olarak, sivil yurttaşlara yönelik her türlü saldırıyı, kimden gelirse gelsin kınıyoruz. Bu vesileyle Silvan’da, Cizre’de, Yüksekova’da, Varto’da, Diyadin’de ve Diyarbakır’da gerçekleşen yargısız sivil infazların ivedilikle incelenmesi ve gerekli yargı sürecinin derhal başlatılması çağrısında bulunuyoruz.
Bu temelde 1 Eylül barış günü, barışı en yakın zamanda kucaklayabilmeleri arzusuyla tüm halklara kutlu olsun diyoruz.
Yaşasın Barış!
İNSAN HAKLARI DERNEĞİ DİYARBAKIR ŞUBESİ