DİYARBAKIR – İHD ve kayıp yakınları tarafından her hafta düzenlenen oturma eyleminde konuşan İHD Diyarbakır Şube Sekreteri Raci Bilici, bu ülkede demokrasi ve insan haklarından söz edilemeyeceğini belirterek, “Ülkenin Başbakanı ve Cumhurbaşkanı ısrarla demokrasiden, insan haklarından taviz vermediklerini iddia ediyor. Eğer sizin demokrasi anlayışınız sonucu, insanlar ölecekse, insan hakları savunucuları ve siyasetçiler tutuklanacaksa, cezaevinde insanlar ölecekse, katliamlar yapılacaksa biz böyle bir demokrasi istemiyoruz. Bu demokrasi ve insan hakları anlayışınız bize acı ve gözyaşı getiriyor” diye konuştu.
İHD Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları, “Kayıplar bulunsun failler yargılansın” sloganıyla her hafta düzenledikleri oturma eylemi 144’’üncü haftasında Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı anıtı önünde devam etti. İHD üye ve yöneticileri, MEYA-DER, Barış Anneleri İnisiyatifi, KESK’e bağlı sendikaların temsilcileri ve çok sayıda kayıp yakınının katıldığı oturma eyleminde, katılımcılar kaybedilenler ve faili meçhul cinayete kurban gidenlerin fotoğraflarını taşıdı. İHD’nin her hafta bir sivil toplum örgütünün katılım göstermesi yönünde aldığı karar çerçevesinde bu hafta MAZLUMDER Diyarbakır Şubesi oturma eylemine katılarak destek sundu.
Oturma eylemi öncesi bir konuşma yapan İHD Diyarbakır Şube Sekreteri Raci Bilici, uzun zamandır kayıpların bulunmasını ve faillerinin yargılanmasını talep ettiklerini, ancak halen bu konuda tek bir adım atılmadığını, aksine faillerin gizlenmeye çalışıldığını söyledi.
‘Bu ülkede demokrasi ve insan hakları yoktur’
Yıllardır bu ülkede demokrasi ve insan haklarının olmadığını söylediklerini ve bu söylemlerinde ısrar ettiklerini kaydeden Bilici, “Çünkü halen bu ülkede insan hakları savunucuları tutuklanıyor. Son olarak Hakkari Şube Başkanımız İsmail Akbulut gözaltına alınarak tutuklandı. Halen bu ülkede cezaevlerinde insanlar ölüyor. Geçtiğimiz hafta tedavi edilmediği için Latif Bodur cezaevinde yaşamını yitirdi. Hala bu ülkede savaşın ve çatışmaların devam ettiğini görüyoruz. İşte Diyarbakır bugün de yine evlatlarının cenazesini kaldırıyor. Halen bu ülkede işkencenin yaşandığını, düşünce ve ifade özgürlüğünün olmadığını görüyoruz. Dolayısıyla bu ülkede insan hakları ve demokrasinin olmadığını söylüyoruz” diye konuştu.
‘Demokrasi anlayışınız insanları öldürmeye devam ediyor’
Diğer yandan ülkenin Başbakanı ve Cumhurbaşkanı’nın ısrarla demokrasiden, insan haklarından taviz vermediklerini iddia ettiklerini vurgulayan Bilici, “Eğer insan hakları ve demokrasi anlayışınız buysa lütfen bunda ısrarcı olmayın ve vazgeçin. Sizin demokrasi anlayışınız sonucu, insanlar ölecekse, insan hakları savunucuları ve siyasetçiler tutuklanacaksa, cezaevinde insanlar ölecekse, katliamlar yapılacaksa biz böyle bir demokrasi istemiyoruz. Bu demokrasi ve insan hakları anlayışınız bize acı ve gözyaşı getiriyor. Bundan vazgeçin artık” dedi.
‘Devlet ayıbını gizlemeye çalışıyor’
Bilici’nin ardından eyleme katılarak destek veren MAZLUMDER Diyarbakır Şube Başkanı Abdurrahim Ay konuştu. Kaybedilenler ve faili meçhule kurban gidenlere ilişkin yetkililerin henüz bir çalışma yapmamasını tepki gösteren Ay, bu durumun sorumlusunun devlet yetkilileri olduğunu söyledi. Devletin yıllardır bu ayıbın üstünü örterek, görmezden geldiğini kaydeden Ay, dernek olarak her zaman kayıp yakınlarının yanında olacaklarını sözlerine ekledi.
Abdullah Buluter ve Sadık Ekin’in kaybediliş hikayesi anlatıldı
Yapılan konuşmaların ardından İHD Kayıp Komisyonu Üyesi Necibe Güneş Perinçek, 1993 yılında Batman’ın Sağçoban Köyü’nde güvenlik güçleri tarafından gözaltına alındıktan sonra kendilerinden bir daha haber alınamayan Abdullah Buluter ve Sadık Ekin’in kaybediliş hikayesini anlattı. Güneş Perinçek, Buluter ve Ekin’in plakasız bir araca bindirilerek götürüldüğünü ve ailelerinin devlet kuruluşları nezdinde yaptıkları tüm girişimlere rağmen halen kayıp olduğunu dile getirdi.
Kayıp hikayesinin anlatılmasının ardından kayıp yakınları 5 dakikalık oturma eylemi yaparak eylemlerine son verdi.