Kayıp yakınlarından Diyarbakır Valisi'ne tepki: Çocuklarımızı size vermeyeceğiz

07.12.2011

DİYARBAKIR - "Kayıplar Bulunsun, Failler Yargılansın" eyleminde konuşan Eğitim Sen Diyarbakır Şube Başkanı Kasım Birtek, "Taş atan çocukları ailelerinden alacağız" diyen Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak'a sert tepki gösterdi. "Sevgi evleri"nin Fethullah Gülen ideolojine ait bir kavram olduğunu belirten Birtek, "Kürt aileleri hiçbir zaman çocuklarını asimile edecek kurumlara vermeyecektir" dedi. Urfa ve Batman'da da kayıp yakınları bir kez daha yakınlarının akıbetini sordu.

İHD Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınlarının her hafta düzenlediği "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" eylemi 147'nci haftada Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleştirildi. Eylemde kaybedilenler ile faili meçhul cinayetlere kurban gidenlerin resimlerinin yer aldığı pankart yere serilirken, kayıp yakınları da kaybedilen aile bireylerinin resimlerini taşıdı. Eyleme İHD üye ve yöneticilerinin yanı sıra TUHAD-FED, Barış Anneleri İnisiyatifi, MEYA-DER ile KESK'e bağlı sendika temsilcileri katıldı. Eylemde konuşan,

İHD Diyarbakır Şube Sekreteri Raci Bilici, Diyarbakır Valiliği'nin taş atan çocukları ailelerinden alarak "Sevgi Evleri" dedikleri evlere yerleştirecekleri açıklamasına değinerek, "En büyük sevgi o çocukları öldürtmeyip, o çocuklara şiddet uygulamayıp, cezaevine attırmayıp, o çocuklara özgür bir ortam yaratmaktır. Eğer Vali'nin buna yönelik bir projesi varsa açıklamasını isteriz. Bunun dışında diğer yol ve yöntemler denenmiştir" dedi. Vali'nin yaptığı açıklamayı "talihsiz" bir açıklama olarak değerlendirdiklerini söyleyen Bilici, insan halkları ve hukuka aykırı bulup böyle bir açıklamayı "ret" ettiklerini dile getirdi.

Bilici'nin ardından konuşan Eğitim Sen Diyarbakır Şube Başkanı Kasım Birtek ise, "Başbakan acıları yüzlerindeki hatlara yansımış Kürt annelerinin hislerini, annesine duyduğu his kadar hissetseydi, bu ülkede faili meçhul cinayetler de ölümler de olmazdı" dedi. Birtek, bu ülkedeki yetkililerin demokrasiden bahsedip siyasi soykırım operasyonları gerçekleştirdiklerini aktararak, "Faili meçhul cinayetlerden söz ederler, Dersim Katliamı ile ilgili özür dilerler ama gereğini de yapmazlar. Burada işte samimiyetsizlik ve vicdansızlık durumu ortaya çıkıyor. Bir ülkeyi adil bir biçimde yönetebilmek için önce samimi sonra vicdan sahibi olmak gerekir. Maalesef yöneticilerde bunu göremiyoruz" şeklinde konuştu.

'Sevgi evleri kavramı Fethullah Gülen ideolojisine aittir'

Diyarbakır Valiliği tarafından Kürt çocukları için yapılan açıklamayı hatırlatan Birtek, "Sevgi Evleri" kavramının kendilerine yabancı bir kavram olmadığını söyleyerek, Fethullah Gülen ideolojisine ait bir kavram olduğunu aktardı. "Kendisinin sevgi evleri vardır. Kürt çocuklarını bizim elimizden alıp bu asimilasyon kurumlarında asimile edip, böylece varmak istediği yere varmak istemektedir" diyen Birtek, "Bu durumu şiddetle kınıyor. Vali'den özür açıklaması bekliyoruz. Kürt aileleri hiçbir zaman çocuklarını asimile edecek kurumlara vermeyecektir. Biz eğitimciler olarak da buna karşı çıkacağız. Mücadelemiz boyutlanarak ileri seviyelere çıkacaktır" dedi. Devlet ve AKP hükümetinin kendileri gibi düşünmeyen herkese karşı müthiş bir mücadele verebildiğini belirten Birtek, devlet ve iktidar hiçbir beklentilerinin olmadığını, kendi öz güçlerine güvenmek zorunda olduklarını ifade etti.

'Asıl kuryeciliği yapanları ortaya çıkarın'

"KCK" adı altında yürütülen operasyonlara değinen Birtek, yapılan son operasyonlarla avukatların tutuklandığını hatırlatarak, "Bu operasyonlarla sıra avukatlara geldi. Avukatlar 'örgüt taşıyıcılığı' iddiasıyla tutuklandılar. Oysa mektup taşıyanların devlet görevlisi olduğunu hepimiz bilmekteyiz. Devlet kurumları tarafından görevlendirilen yetkililer Kandil ile İmralı arasında arabuluculuk yapmıştır. Burada da samimiyete davet ediyor ve suç duyurusunda bulunuyorum. O bağımsız yargıya. Bu devlet yetkilileri kimlerdir. Bunları ortaya çıkarın. Kuryelik görevi bunlarındır" dedi.

Ahmet Şen’in kaybediliş hikayesi anlatıldı

Birtek’in konuşmasının ardından İHD Diyarbakır Şube Yöneticisi Necibe Güneş Perinçek, Siirt'in Eruh İlçesi'nde 1994 yılında gözaltına alındıktan sonra kaybedilen Ahmet Şen'in kaybediliş hikâyesini anlattı. Perinçek, Şen'in kaybediliş hikâyesini şöyle anlattı: "Ahmet Şen köydeki camide namazını kıldıktan sonra cami çıkışında kendisini beklemekte olan korucubaşı Ahmet ve beraberindeki askerler tarafından gözaltına alınmak üzere köydeki Karakol Komutanlığı'na götürüldü. Aynı gün Mehmet Keskin ve 3 gün sonra köyde Guri Kalkan isimli köylüler de gözaltına alınmıştır. Her iki köylü daha sonra serbest bırakıldı. Mehmet Keskin 2 hafta sonra tekrar köye geldiğinde Ahmet Şen'in ailesine 'Ahmet'i Diyarbakır'dan istediler. Bu nedenle onu götürdüler' bilgisini verdi. Sonrasında ise Şen'den bir daha haber alınamadı."
Yapılan konuşmaların ardından kayıp yakınları 5 dakikalık oturma eylemi gerçekleştirildi.

BATMAN

Batman'da da İHD üyeleri ve kayıp yakınlarının düzenlediği "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" eylemi Gülistan Caddesi'nde yapıldı. Kayıpların fotoğraflarının açıldığı eylemde, "Özel Yetkili Mahkemeler ve Terörle Mücadele Yasası Kaldırılmalıdır", "Hukuka Aykırı Tutuklananlar derhal serbest bırakılmalıdır", "Kayıplar bulunsun failleri yargılansın" pankartları açıldı. Açıklamaya İHD Batman Şube Başkanı Osman Künteş, BDP il, ilçe yöneticileri, Batman Demokrasi Platformu, Genel-İş, Petrol-İş ve kayıp yakınlarının yanı sıra çok sayıda yurttaş katıldı. Açıklamayı yapan Genel-İş Şube Başkanı Murat Akın, toplumsal muhalefetin tehditlerle, soruşturmalarla, sürgünlerle, cop, biber gazı ile terbiye edilmek istendiğine dikkat çekerek, "Bu yetmeyince her an herkesi içine alabilecek şekilde toplu gözaltı ve tutuklama ile bitirilmek isteniyor" diye tepki gösterdi. KESK Genel Başkanı ve yöneticilerine verilen 6'şar yıl 3'er aylık cezaya da tepki gösteren Akın, "Özel yetkili mahkemeler ve Terörle Mücadele Yasası kaldırılmalıdır, gözaltı operasyonları durdurulmalıdır, hukuka aykırı tutuklanmalar derhal serbest bırakılmalıdır" dedi. Akın, her yerde direnişlerini yükselteceklerini söyledi.

URFA

İHD öncülüğünde 42'nci kez Urfa merkezde Karakoyun İş Merkezi'nin önünde bir araya gelen kayıp aileleri yakınlarının akıbetini sordu. Ellerinde kaybedilen ve öldürülen yakınlarının fotoğraflarını taşıyan aileler, son dönem yaşanan gözaltların artık son bulmasını istedi. Açıklama yapan İHD Urfa Şube Sekreteri Nail Çetin, iki yılı aşkın süredir hak, hukuk ve adalet taleplerinde bulunduklarını dile getirerek, sürekli barış dili kullanmalarına rağmen kendilerine yönelik ciddi baskı ve yıldırmanın olduğunu söyledi. Hükümetin kendisine muhalif olan sesleri susturmak istediğini belirten Çetin, "Tek suçları demokratik barışçıl girişimlere destek olan arkadaşlarımızın uğradığı haksızlığı dile getirmekte ve sesimiz duyurmaktayız. Ancak 12 Eylül'ü aratan bir hava ile karşı karşıyayız" dedi. Çetin, "Halkına bu uygulamaları reva görenler başka diktatörlere demokrasi dersi veremez" diyerek, "Hak hukuk ve adalet iklimi ülkeye egemen oluncaya kadar mücadelemize devam edeceğimize dost da düşman da bilsin istiyoruz" diye konuştu.
Kayıp yakınları açıklamanın ardından 5 dakikalık oturma eylemi yaptı.