DİYARBAKIR - İHD Diyarbakır Şube Sekreteri Raci Bilici ve Kayıp Komisyonu Üyesi Necibe Güneş Perinçek hakkında “Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın” sloganıyla her hafta düzenledikleri oturma eyleminde 2911 Sayılı yasaya muhalefet ettikleri gerekçesiyle dava açıldı. Davaya tepki gösteren Bilici, düzenli olarak her hafta yaptıkları oturma eyleminin suç sayılmasının Türk hukuk sisteminin yeni bir skandalı olduğunu belirterek, “Oturma eylemimiz 150’inci haftaya giriyor. O hafta yaptığımız eylem suçsa, tümü de suçtur. Ne yapacaklar, 150 tane dava mı açacaklar” dedi.
İnsan Hakları Savunucuları, kayıplar ve faili meçhul cinayetlerin araştırılmasını isteyedursun, devlet bu talebi de suç sayarak İHD’liler hakkında dava açtı. İHD ve kayıp yakınlarının 5 Şubat 2011 tarihinde 104’üncü kez gerçekleştirdikleri “Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın” oturma eylemini suç sayan Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı İHD Diyarbakır Şube Sekreteri Raci Bilici ve Kayıp Komisyonu Üyesi Necibe Güneş Perinçek hakkında yürüttüğü soruşturma sonrası İHD’liler hakkında Diyarbakır 6. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açtı.
Ancak ilginç olan; “Örgüt propagandası yapmak” ve “Devletin güvenlik güçlerini tahkir ve tezyif etmek” suçlamasıyla soruşturma yürüten savcılığın, bu suçlama yerine “2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet etmek” suçlamasıyla dava açması.
Dün Diyarbakır 6. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın ilk duruşmasına Bilici ve Perinçek ile avukatları hazır bulundu. Duruşmada haklarında açılan davayı eleştiren İHD yöneticileri, her hafta düzenledikleri oturma eyleminin suç sayılmasının anlamsız olduğunu belirttiler. İfadeler alındıktan sonra mahkeme heyeti, duruşmayı 21 Şubat 2012 tarihine erteledi.
‘Oturma eylemini yapmak en temel görevimiz’
Haklarında açılan davaya tepki gösteren İHD Diyarbakır Şube Sekreteri Raci Bilici, 31 Ocak 2009 tarihinden itibaren düzenli bir şekilde her hafta düzenledikleri oturma eyleminin suç sayılmasının Türk hukuk sisteminin yeni bir skandalı olduğunu söyledi. Yaptıkları eylemle, Türkiye’nin bir döneminde karanlık kalan olayların aydınlanmasını amaçladıklarını kaydeden Bilici, “Bu hafta 150’inci kez oturacağız. Ve yine devletten, hükümetten kaybedilenleri ve faillerini isteyeceğiz. Bu bizim en temel görevimizdir. Hem insan olmanın gereğidir, hem insan hakları savunucusu olmanın zorunluluğudur. Biz orada, kötü bir şey yapmıyoruz, aksine bu ülkenin aydınlığa çıkması için çaba gösteriyoruz. Başbakan ve hükümet yetkilileri bile bugün çıkıp geçmişin aydınlanması gerektiği konusunda samimi olmasalar bile açıklama yapıyorlar. Hal böyle iken bize neden dava açılır? Bu ülkenin hukuku bu kadar mı ayaklar altında?” diye konuştu.
‘150 tane dava mı açacaklar?’
Bu eylemi her hafta yaptıklarını vurgulayan Bilici, “Biz her hafta bu oturma eylemini yapıyoruz. Bundan sonra da yapmaya devam edeceğiz. Madem 104’üncü hafta yaptığımız eylem suçtu, diğerlerinin de suç sayılması gerekir. Emniyet güçleri bütün eylemlerimizi izliyor. Acaba bizim bütün oturma eylemleri hakkında dava mı açacaklar? Öyle olursa 150 tane dava açmaları gerekir” dedi.