Kayıp yakınları: Tecrit ve baskılar son bulsun

18.02.2012

DİYARBAKIR – İHD ve Kayıp yakınlarının “Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın” sloganıyla her hafta düzenlediği oturma eyleminde konuşan İHD Diyarbakır Şube Sekreteri Raci Bilici, PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin kabul edilemez bir boyuta ulaştığını belirterek, “Artık bu tecride bir son verilsin. Bakın başka çareleri kalmayan Kürt parlamenterler bedenlerini açlığa yatırdılar. Bu baskı ve keyfi uygulamalar artık son bulsun” dedi.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınlarının her hafta "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" sloganıyla düzenlediği oturma eylemi 158'inci haftasında Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde devam etti. İHD üye ve yöneticilerinin yanı sıra MEYA-DER, Barış Anneleri İnisiyatifi, KESK’e bağlı sendikaların temsilcileri ile kayıp yakınlarının katıldığı eyleme bu hafta Sanatçı Nur Sürer de katılarak destek verdi. Yoğun kar yağışına rağmen bir araya gelmeyi ihmal etmeyen kayıp yakınları, faili meçhul cinayetlerde yaşamını yitiren ve kaybedilenlerin fotoğraflarını taşıdı.

Eylemde konuşan İHD Diyarbakır Şube Sekreteri Raci Bilici, kayıpların bulunması için faili meçhul cinayetlerin faillerinin ortaya çıkarılması için mücadele ettiklerini ancak hükümetin ve yargının herhangi bir tutum değişikliği içerisine girmediğini belirterek, “Öyle olsaydı, şimdiye kadar bunların bulunması için bir çaba gösterilmiş olurdu. Ancak görüyoruz ki, bu hükümetin böyle bir derdi yok. Hükümet şunu iyi bilsin ki, bizler kayıp yakınları olarak kayıplarımızın peşini bırakmayacağız, bu mücadeleyi sürdürmeye davam edeceğiz” dedi.

‘Öcalan’ın üzerindeki tecride bir an önce son verilsin’

Türkiye’de yapılan keyfi uygulamalar, hukuksuzluklar nedeniyle bir çok sorun ve sıkıntı yaşandığını belirten Bilici, “Bunların başında da cezaevleri geliyor. Cezaevleri hasta tutsaklarla doludur. Ayrıca cezaevleri Kürt siyasetçiler, insan hakları savunucuları, bu ülke için iyi şeyler yapmaya çalışan binlerce kişiyle doldurulmuştur. Bu da yetmiyormuş gibi, keyfi bir şekilde tecrit uygulaması yapılıyor. Biz buradan çağrı yapıyoruz; öncelikle Sayın Öcalan üzerindeki tecride bir an önce son verilmelidir. Tecride son verilip, koşulları düzeltilerek, diyalog ve müzakere kapıları açılmalıdır. Bu ülkenin ihtiyacı olan barışa katkı sunması için Öcalan’ın önünün açılmasını istiyoruz” diye konuştu.

‘Kürt parlamenterler bedenlerini açlığa yatırmıştır’

Kürt siyasetçileri ve sivil toplum örgütlerine yönelik keyfi uygulamaların haddini aştığını vurgulayan Bilici, şunları söyledi: “Bu nedenle parlamenterler açlık grevi başlatmıştır. Gerçekten tahammülleri kalmamıştır. Artık çaresiz bir şekilde bedenlerini açlığa yatırmışlardır. Bunların taleplerinin karşılanması, bu siyasetçilerin özgürlüklerine kavuşması için hükümetin bir an önce adım atması gerekiyor. Gerekli yasal düzenlemeler yapılarak, bu sorunlar ortadan kaldırılmadır ve bu insanların açlık grevini sonlandırmaları sağlanmalıdır. Kürt milletvekillerin yeri cezaevi olmamalıdır. Onlar bu ülkenin önünü açmak için, demokrasi ve insan haklarının önünü açmak için mücadele verdikleri için oradalar. Onlar mücadelelerini sürdürebilmeleri için Meclis’te olmalıdır.”

Saçaklıdır kardeşlerin kaybediliş hikayesi anlatıldı

Bilici’nin konuşmasının ardından 16 Ağusüoz 1996 yılında Diyarbakır’ın Silvan İlçesi’nde kaybolan Hasan ve Hüseyin Saçaklıdır kardeşlerin kaybediliş hikayeleri kardeşleri Muhammet Saçaklıdır tarafından anlatıldı. Kardeşlerinin kaybedilişini anlatırken duygulu anlar yaşayan Saçaklıdır, konuşmasını tamamlayamayınca İHD Kayıp Komisyonu Üyesi Necibe Güneş Perinçek, İki kardeşin kaybedilişini anlattı.
Saçaklıdır kardeşlerin kendi araçlarıyla Silvan’dan Diyarbakır’a giderken, kaybolduklarını anlatan Perinçek, araçlarının Dicle Üniversitesi yakınlarında terk edilmiş halde bulunduğunu söyledi. Ailelerin devlet yetkilileri nezdinde yaptığı tüm müracaatların sonuçsuz kaldığını kaydeden Perinçek, o tarihten itibaren Saçaklıdır kardeşlerden bir daha haber alınamadığını sözlerine ekledi.
Yapılan konuşmaların ardından kayıp yakınları 5 dakika oturma eylemi yaparak eylemlerine son verdi.