DİYARBAKIR – İHD ve Kayıp yakınlarının “Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın” sloganıyla her hafta düzenlediği oturma eyleminde konuşan DTK Eşbaşkanı Ahmet Türk, Kürt halkının mücadelesinin daha güçlü bir şekilde devam edeceğini belirterek, “Gelin diyoruz; ortak akıl oluşturalım. Bugün yürüttüğünüz bu inkar politikası, asimilasyon politikası, zulüm politikası hiçbir şeyi çözmeyecektir. Gelin Kürdün de Türkün de özgür olduğu bir gelecek için çaba gösterelim” diye konuştu.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınlarının her hafta "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" sloganıyla düzenlediği oturma eylemi 159'uncu haftasında Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde devam etti. İHD üye ve yöneticilerinin yanı sıra MEYA-DER, Barış Anneleri İnisiyatifi, KESK’e bağlı sendikaların temsilcileri ile kayıp yakınlarının katıldığı eyleme bu hafta DTK Eşbaşkanları Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk ile DTK Koordinasyon Kurulu üyeleri katılarak destek verdi.
Kayıp yakınlarının faili meçhul cinayetlerde yaşamını yitiren ve kaybedilenlerin fotoğraflarını taşıdığı eylemde konuşan DTK Eşbaşkanı Ahmet Türk, geçmişe baktıklarında Kürtler açısından acıyla, zulümle dolu bir tarihi gördüklerini belirterek, “Tabi ki bu yaşanan acıların, faili meçhul cinayetlerin üstünü örtmek için devlet adeta büyük bir çabanın içerisinde oldu. Ancak halkımız, annelerimiz, evladını kaybedenler, direnişiyle duruşuyla mücadelesiyle bu cinayetleri asla içine sindirmemiş, kabul etmemiştir. Bugün de görüyoruz; annelerimiz, kardeşlerimiz bu zulümlerin ortaya çıkması için bugün 159’uncu haftada sesini, haykırışlarını, Türkiye’ye, dünyaya iletmek istiyor” dedi.
‘Zulüm politikası hiçbir şeyi çözmeyecektir’
Kürt halkının mücadelesinin daha güçlü bir şekilde devam edeceğini vurgulayan Türk, “Elbette bu mücadele sürdürülecektir. Görüyoruz ki, genciyle yaşlısıyla, annesiyle herkes özgür gelecek için büyük bir çaba içerisindedir. Buradan ilgililere tekrar seslenmek istiyorum; artık acıların yaşanmadığı, halkların sevgiyle kucaklaştığı bir dönemin kapısını aralamamız gerekiyor. Gelin diyoruz; ortak akıl oluşturalım. Bugün yürüttüğünüz bu inkar politikası, asimilasyon politikası, zulüm politikası hiçbir şeyi çözmeyecektir. Gelin diyoruz; Kürdün de Türkün de özgür olduğu, yaşamını kaybetmediği bir gelecek için çaba gösterelim” diye konuştu:
‘Geçmişte yaşananların hesabını soracağız’
Oturma eyleminde olan annelere ve kayıp yakınlarına da seslenen Türk, şunları söyledi: “Bizler siyasetçi olarak, DTK olarak, BDP olarak halkımızın yaşadığı bu acıları asla ve asla unutmayacağız. Birlikte özgürlük mücadelesi, özgür geleceğimizin mücadelesini vereceğiz. Annelerimize seslenmek istiyorum; yüreğiniz acıyla doludur, biliyoruz. Çok şey kaybettiniz ama kardeşleriniz, evlatlarınız bu acıyı paylaşıyor ve geçmişte yaşananların hesabını sormak için yanınızdadır diyoruz.”
Kayıp Ahmet Tekin’in kaybediliş hikayesi anlatıldı
Türk’ün konuşmasının ardından İHD Diyarbakır Şube Sekreteri Raci Bilici, 1994 yılında Diyarbakır’ın Lice İlçesi’nde askerler tarafından gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Ahmet Tekin’in kaybediliş hikayesini anlattı.
Tekin’in 1994 yılının Mayıs ayında Diyarbakır’dan Lice’ye giderken bulunduğu aracın Sarnığ Köyü yakınlarında yol kontrolü yapan askerler tarafından durdurularak, gözaltına alındığını belirten Bilici, “Aracı durduran askerler, minibüs şoförü ve yolculara “Siz gidin Ahmet bizim misafirimizdir” diyerek, Tekin’i gözaltına alır. Bu tarihten sonra Ahmet Tekin’den bir daha haber alınamaz. Tekin ailesi, Lice’de savcılığa başvurarak çocuklarının bulunmasını ister. Ancak dosya görevsizlik kararı verilerek, Diyarbakır 7. Kolordu Komutanlığı’na gönderilir” dedi.
‘Annem onu Jandarma’da gördü’
Bilici, Tekin’in kardeşi Bedri Tekin’in o dönem yaşadıklarını şöyle anlattı: “Ağabeyim gözaltına alındıktan sonra onu Lice Jandarma Komutanlığı’nda gören görgü tanıkları var. Annem de ağabeyimin durumunu sormak için gittiği komutanlıkta Ahmet’i gözleri bağlı bir şekilde askerlerin arasında sorguya götürülürken görmüş. Bu sırada annem bağırarak, ağlamaya başlıyor. Annem feryat edince, adının Şahabettin olduğu sandığımız yüzbaşı annemi darp etmişti. Annemin gözü aldığı darbeler sonucu şişip morarmıştı. Ancak tüm girişimlerimiz sonuçsuz kaldı. Ağabeyimden o tarihten itibaren bir daha haber alamadık.”
Yapılan konuşmaların ardından kayıp yakınları 5 dakikalık oturma eylemi yaparak, eylemlerine son verdi.