İHD: Bölgede 6 ayda 15 bin 109 ihlal yaşandı

08.07.2012

DİYARBAKIR – İHD Diyarbakır Şubesi, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi 2012 yılı ilk 6 aylık Hak İhlalleri Raporu’nu bölgede bulunan tüm şubelerin katılımıyla açıkladı. 6 ay içerisinde 15 bin 109 ihlalin yaşandığı belirtilen rapor öncesi bir açıklama yapan İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, bölgede süren çatışmalı sürecin can almaya devam ettiğini belirterek, “Hükümet birçok kesim tarafından seslendirilen diyalog ve müzakereleri sürdüreceğine, bu diyalogun birinci derecede muhatabı olan Öcalan’a yönelik ağırlaştırılmış tecrit uygulamaktadır. Sayın Öcalan’a uygulanan tecrit kimseye yarar sağlamayacaktır. Aksine, bu durum çatışmalı ortamı ve ölümleri körüklemektedir” dedi.

İHD Diyarbakır Şubesi, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi 2012 yılı ilk 6 aylık Hak İhlalleri Raporu’nu düzenlediği bir basın toplantısıyla kamuoyuna duyurdu. Şube binasında düzenlenen basın toplantısına İHD MYK Üyesi ve Doğu-Güneydoğu Bölge Temsilcisi Şevket Akdemir, İHD Diyarbakır, Van, Hakkari, Batman, Urfa, Mardin, Siirt, Adıyaman, Antep, Elazığ, Malatya, Bingöl, Muş, Bitlis, şube başkanları ve yöneticileri katıldı.

Vedat Aydın anıldı

Basın açıklaması öncesi 1991 yılında karanlık güçler tarafından katledilen Kürt siyasetçi ve insan hakları savunucusu Vedat Aydın’ı anmak amacıyla kısa bir anma düzenlendi. Vedat Aydın’ın fotoğrafının taşındığı toplantıda, İHD Doğu-Güneydoğu Bölge Temsilcisi Şevket Akdemir, Aydın’ın hayatını ve mücadelesini anlattı. Ardından konuşan İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, Vedat Aydın bu ülkenin bir aydını ve önemli değerlerinden birisi olduğunu belirterek, “Ancak, bu ülkede gerçekleşen binlerce cinayet gibi, karanlık güçler onu da aramızdan aldı. Yılmaz bir mücadele adamı olan ve insan hakları alanında büyük emeği geçen Vedat Aydın’ı katleden zihniyetin bugün halen sürdüğünü çok üzülerek belirtmek istiyoruz. Kendisi aslında failleri kamuoyunca bilinen ‘meçhul’ kişiler tarafından vurulmuştu. Bugün ise katledilen insanlarımızın katilleri, artık kendini gizleme gereği bile duymamaktadır. Bazen bir gösteri sırasında, bazen bir operasyon alanında, bazen bir sınır taşında… Dün olduğu gibi, bugün de katilleri biliyoruz belki, ama bu sistem yine gizliyor o failleri. Aradan 21 yıl geçmesine rağmen bir şeyin değişmediği bir ülkede yaşıyoruz işte” diye konuştu. 

‘Ölümler durmak bilmedi’

Aydın’ın anmasından sonra rapora ilişkin basın açıklamasına geçen Bilici, yoğun siyasi gündemin olduğu ve çatışmalı sürecin tırmandığı 6 aylık süreçte hak ihlallerinin de devam ettiğini belirterek, “Geçtiğimiz yılın son günlerinde gerçekleşen Roboskî katliamı ve sonrasında yaşanan gelişmeler, mevcut devlet sisteminin vatandaşlarından ne kadar uzak, halkının hassasiyetlerine önem vermeyen bir politikaya sahip olduğunu hep birlikte görmüş olduk. Vatandaşlarından bir özrü dahi esirgeyen bu sistem, geride bıraktığımız 6 ayı da çatışmalara ve çözümsüzlüğe kurban etti” dedi.
Yılın başından itibaren, kış ayları olmasına rağmen, yoğun askeri operasyonlar yapılarak, bu ülkenin dağlarının kan gölüne çevrildiğini ifade eden Bilici, “Baharın gelmesiyle birlikte yoğunluğu daha da artan bir çatışmalı sürecin içerisinde bulduk kendimizi. Ve bu çatışmalar yılın ortasına doğru daha da büyüyerek, daha fazla can kaybına neden oldu. Bu operasyonlar ve çatışmalar beraberinde sivil ölümleri, köylülere yönelik baskıları, doğanın tahrip edilmesini ve daha birçok hak ihlali de beraberinde getirmiştir” diye konuştu.

‘Hükümetin bu kanı durdurmak için somut projesi yok’
 
“Yaşanan bunca can kaybına ve toplumun büyük kesiminin barış çağrılarına rağmen, ne yazık ki, barışın sağlanması konusunda gözle görülür bir çabanın olmadığını görmekteyiz” diyen Bilici, açıklamasına şöyle devam etti: “Son bir iki ay içerisinde her ne kadar bazı projeler ve adımlardan bahsedilse de hükümetin bu kanı durdurmak için somut bir projesinin olmadığını üzülerek belirtmek istiyoruz. Geçmiş yıllarda gerçekleşen bazı diyaloglar da maalesef durmuş durumdadır. Bu durum, siyasal iktidarın gerekli adımları atmamasından kaynaklanmaktadır. Hükümet birçok kesim tarafından seslendirilen diyalog ve müzakereleri sürdüreceğine, bu diyalogun birinci derecede muhatabı olan PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik ağırlaştırılmış tecrit uygulamaktadır. Bugünlerde bir yılı dolmak üzere olan ağırlaştırılmış bu tecrit uygulaması, verdiği siyasi zararın yanında aynı zamanda bir insan hakkı ihlalidir. Sayın Öcalan’a uygulanan tecrit kimseye yarar sağlamayacaktır. Aksine, bu durum çatışmalı ortamı ve ölümleri körüklemektedir. Bu uygulama sürdüğü müddetçe görüldüğü üzere kan akmaya devam ediyor. Ve neredeyse her gün bu ülke bir evladını yitiriyor. Tekrar belirtmek isteriz ki; bu can kayıplarının vebali ağırdır. Bu vebalin birinci dereceden sorumlusu olmaktan vazgeçin artık.”

‘Tüm çabalara rağmen cezaevlerinin şartları değişmedi’

Geride bıraktığımız 6 ay içerisinde çatışmalar ve beraberinde gelen ölümlü olaylar dışında birçok alanda önemli hak ihlali yaşandığını, bunların başında ise cezaevlerinin geldiğini kaydeden Bilici, “Açıkladığımız bilanço rakamlarından da anlaşılacağı üzere 6 ay içerisinde cezaevlerinde büyük sorunlar ve hak ihlalleri yaşanmaktadır. Yıllar boyu yaptığımız açıklamalar, hazırladığımız raporlar ve yerinde tespitlerle cezaevlerinin büyük sorun olduğunu ve buna bir an önce çare bulunmasını defalarca ilgili makamlara ilettik. Maalesef bu konuda en ufak bir düzenleme yapılmadı. Bunun sonucunda da Urfa E Tipi Kapalı Cezaevi’nde büyük bir faciayla karşılaştık. 13 kişinin diri diri yanarak can verdiği bu olayın tek sorumlusu Adalet Bakanlığı ve ilgili yetkililerdir. Ancak bilinmesini isteriz ki, sorun yaşanan tek yer Urfa Cezaevi değildir. Türkiye’nin birçok cezaevinde ciddi sorunlar yaşanmaktadır” dedi.

‘Hasta mahpuslar ölürken nasıl rahat uyuyorsunuz’

Cezaevlerindeki ölümün eşiğindeki hasta mahpusların durumu başta olmak üzere, uygulanan sevk ve sürgünler, sürgünler sonrası yapılan işkenceler, çeşitli hak gaspları, cezaevlerinin içinde bulunduğu durumu özetler nitelikte olduğunu vurgulayan Bilici, “Ülkemizde neredeyse her gün hasta bir mahpusun ölüm haberine uyanıyoruz. Cumhurbaşkanı, Adalet Bakanlığı ve Adli Tıp Kurumu’nun cezaevlerindeki bu sorunlara karşı duyarsızlığı bu ölümlerin yaşanmasına neden olmaktadır. Bu durum hangi vicdana sığmaktadır? Adı geçen bu kurumun başındakiler nasıl rahat uyumaktadırlar? Kendi sorumlulukları altındaki bu kurumlarda yaşanan bu ölümlerin hesabını nasıl vereceklerdir?” diye konuştu.

‘Toplumun tüm kesimleri baskı altına alınıyor’

Bölgede son 6 ay içerisinde muhalif kesimlere yönelik gerçekleştirilen gözaltı ve tutuklama operasyonlarının hızından bir şey kaybetmediğini belirten Bilici, şunları söyledi: “Üç yılı aşkındır devam eden ve bu yıl da yürütülmeye devam edilen KCK adı altındaki operasyonlar, toplumun neredeyse bir bütününü illegal örgüt mensupları haline sokmuştur. Yapılan en ufak bir basın açıklaması bile sizin silahlı örgüt üyesi veya yöneticisi olmanız için yeterli görülmektedir. Son olarak KESK’e yönelik operasyonlarla görülmüştür ki, toplumun tüm dinamikleri baskı altına alınmaya çalışılmaktadır. Bu ülkede halen milletvekilleri cezaevindedir. Halen insan hakları savunucuları, belediye başkanları, siyasetçiler, akademisyenler, yazarlar, gazeteciler, öğrenciler cezaevindedir. Cezaevleri adeta üç kuşak aileleri bünyesinde barındıran bir hal almıştır. Bu soruna köklü bir çözüm bulunacağına, yapılan son yasal değişiklikle Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemeleri’nin yapısının değiştirilmesi yoluna gidilmiştir. Ancak bizler biliyoruz ki, bu değişiklik de bu sorunun çözümüne çare olmayacaktır. Sistemin mantığı değişmediği sürece de çare olmayacaktır.”

Bu yıl da hiçbir hak ihlali ve sorunun giderilmediği ifade eden Bilici, “İşkence halen sürmekte, düşünce ve ifade özgürlüğü önündeki yasal engeller kaldırılmamaktadır. Halkın ve kurumlarının yapmak istedikleri toplantı ve gösteriler sürekli olarak yasakçı zihniyetin engellerine takılmaktadır. Bölgemizde halen kadın katliamları yaşanmakta, kadınlara yönelik şiddet devam etmektedir. Yetkililer halen çocuklara yönelik koruyucu politikalar geliştirmekten uzak bir pozisyondalar. Toplumun tüm dezavantajlı kesimleri halen çeşitli hak ihlallerine maruz kalmaktadır” dedi.

‘Bir an önce diyalog ve müzakere kapılarını açın’

Tüm bu yaşananların yegane sorumlusunun Kürt meselesindeki çözümsüzlük olduğuna dikkat çeken Bilici, “Kürt meselesinde yaşanacak bir ilerleme, atılacak bir adım diğer sorunların çözümünü de beraberinde getirecektir. Ancak mevcut politikalarda ısrar edilmesi halinde sorun daha içinden çıkılmaz bir hal alacaktır. Bizler insan hakları savunucuları olarak artık bu tablonun değişmesi gerektiğine inanıyoruz. Bunun için de bir an önce diyalog ve müzakere kapılarının açılması, Kürt meselesinin demokratik ve barışçıl yöntemlerle çözülmesi gerektiğini belirtiyoruz” diye konuştu.

Bilici’nin açıklamasının ardından ardından İHD Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi Temsilcisi Şevket Akdemir, 2012 yılı ilk 6 aylık Hak İhlalleri Raporu’nu açıkladı. Raporda yer alan bazı başlıklar ve ihlal rakamları şöyle;

*Çatışmalarda yaşamını yitiren-yaralanan güvenlik güçleri – 56 ölü, 119 yaralı
*Çatışmalarda yaşamını yitiren-yaralanan PKK militanı – 122 ölü, 4 yaralı
*Faili meçhul cinayet, yargısız infaz, çatışmalardaki sivil ölümler – 16 ölü, 75 yaralı
*Kuşkulu ölümler – 13
*Resmi hata ve ihmal sonucu – 16 ölü, 2 yaralı
*Asker / polis intiharı – 2 intihar 1 teşebbüs
*Kadın intiharları – 14 intihar, 4 teşebbüs
*Erkek intiharları – 19 intihar, 8 teşebbüs
*Çocuk intiharları – 10 intihar 3 teşebbüs
*Gözaltına alınanlar – 2.675
*Tutuklananlar –  1.006
*İşkence ve kötü muamele – 398
*Soruşturma, dava ve cezalara maruz kalan kişi sayısı – 1.386
*Baskına ve saldıra uğrayan Siyasi Parti, Sendika, Dernek, Kültür Kurumu – 84
*Kapatılan Siyasi Parti, Sendika, Dernek, Kültür Kurumu – 9
*Toplatılan ve yasaklanan yayınlar – 632
*Anadilde savunma yasağı – 292  
*Cezaevlerinde yaşanan ihlaller – 1.350
*Toplumsal olaylara müdahale – 73 müdahale, 122 yaralı
*Gözaltına alınan sığınmacı ve göçmenler – 2.176
*Yaşamını yitiren sığınmacı ve göçmenler – 6
*Arazi yayla mera ve otlak yasağı – 40
*Askeri operasyonlar sonucu yaşanan ihlaller – 25
*Toplu mezar iddiası – 9 toplu mezar – 39 kişi
*Militanların cenazelerine yönelik uygulamalar – 9
*Diğer ihlaller – 4.292
Toplam ihlal sayısı: 15.109