DİYARBAKIR - İHD Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları tarafından "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" sloganıyla düzenlenen oturma eyleminde konuşan İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, bölgede ölümlerinin artmasının en büyük sorumlusunun güvenlikçi politikalarla Kürt sorunun çözmeye kalkışan hükümetin olduğunu belirterek, “Hükümet her şeye güvenlik eksenli baktığı sürece barış gelmeyecektir. Bu halkın temsilcilerini aşağılayıp, ötekileştirirseniz bu ülkede barışı gerçekleştirmezsiniz” dedi.

İHD Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları tarafından "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" sloganıyla her hafta düzenlenen oturma eyleminin 185'incisi Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde devam etti. Eyleme İHD üye ve yöneticilerinin yanı sıra, MEYA-DER, Amed Göç-Der, Barış Anneleri İnsiyatifi, KESK’e bağlı sendikaların temsilcileri, ve kayıp yakınları katıldı.
Kayıp yakınlarının fotoğraflarının taşındığı eylemde konuşan İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, herkesin bu ülkede yaşanan vahşetleri gördüğünü ifade ederek, "En son Antep'te yaşanan katliama tanık olduk. Ondan önce Roboski’de ve Kürdistan'ın diğer bölgelerindeki katliamlara tanık olduk. Binlerce sivili, çocuğu katlettiler. Eğer bir ülkede hak, özgürlük, adalet, hukuk yoksa o ülkede böyle katliamlar yaşanır” dedi.

‘Bu ölümler sizin politikalarınızın eseri’

Devletin ve hükümetin Kürt sorununa yaklaşımının güvenlikçi politikaların ötesine geçmediğini vurgulayan Bilici, “Eğer siz bir ülkede sorunlara güvenlik eksenli yaklaşırsanız, her şeye inkar ve imha politikasıyla yaklaşırsanız bu vahşetler yaşanır. Biz öteden beri yaşanan ölümlere karşı olduğumuzu, özellikle sivil ölümlere karşı olduğumuzu defalarca belirttik. İşte son dönemde yaşanan çatışmalarda yüzlerce insan ölüyor. Siz sorunlara bu mantıkla yaklaştığınız için bu insanlar ölüyor, bu ölümler sizin politikalarınızın eseri” diye konuştu.

‘Bu halkın temsilcilerini aşağılarsanız bu ülkede barış gerçekleşmez’

Defalarca kayıpların bulunması ve faillerini yargılanması için çağrıda bulunduklarını ifade eden Bilici, şunları söyledi: “Hala failler aramızda dolaşıyor, hala kayıplar bulunmadı. Hala bu ülkede barışı tesis edemedik. Hükümet her şeye güvenlik eksenli baktığı sürece barış gelmeyecektir. Bölgemizde bir daha bu tür vahşetlerin yaşanmaması için devletin yapacağı şey mevcut politikalarından vazgeçmektir, diyalog ve müzakere kanallarını açmaktır.”

PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki 1 yılı aşkın süredir devam eden tecride de değinen Bilici, “Bu halkın temsilcilerini aşağılayıp, ötekileştirirseniz bu ülkede barışı gerçekleştirmezsiniz” dedi.

18 yıldır kayıp olan Faruk Aksan’ın hikayesi anlatıldı

Bilici’nin konuşmasının ardından İHD Şube Sekreteri Abdusselam İnceören, Mardin'in Nusaybin İlçesi'nde 11 Aralık 1994 tarihinde karanlık güçler tarafından kaçırılarak kaybedilen Faruk Aksan’ın kaybediliş hikayesini anlattı.
Aksan’ın Nusaybin’de su tesisatçısı dükkânında çalışırken ellerinde silah olan sivil kişiler tarafından zorla kaçırıldığını anlatan İnceören, olaya tanık olanların Faruk Aksan'ın babasına haber verdiğini belirterek, Baba Aksan'ın Nusaybin Emniyet Müdürlüğü ve Nusaybin Cumhuriyet Savcılığı'na ilettiğini ancak hiçbir sonuç alamadıklarını dile getirir.

‘Yakalanan Hizbullahçı Aksan’ı kaçırdıklarını itiraf etti’

Devletin güvenlik güçlerinin ve resmi kurumlarının Hizbullah adındaki cinayet şebekesinin sokak ortasındaki infazlarına ve insan kaybetmelerine göz yumduğunu ifade eden İnceören, “Ancak örgüt ile işi bittikten sonra Türkiye genelinde Hizbullah örgütüne operasyonlar yapıldı. Faruk Aksan'ı kaçırıp kaybeden örgüt elemanlarından Mehmet Salih Gölge, Aksan’ın PKK sempatizanı olduğu için kaçırdıklarını itiraf ediyor. Gölge, mahkemede verdiği ifade de ‘Faruk Aksan ifadesi alındığı sırada kalp krizi geçirip öldü, cesedini boş bir tarlaya gömdük’ diyor. Aksan'ı kaybedenlerden biri olduğu ileri sürülen Mehmet Akay ise yaklaşık 3 yıl önce sahte kimlikle yakalandı, şuan cezaevinde” dedi. 
Ailesinin 18 yıl geçmesine rağmen Faruk Aksan'dan haber alamadığını söyleyen İnceören, Hizbullah’ı kullanan devletin bu örgütün kaybettiği kişilerin nerede olduğunu bildiğini dile getirdi.
Yapılan konuşmaların ardından Faruk Aksan anısına 5 dakikalık oturma eylemi yapıldı.