DİYARBAKIR - İHD Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınlarının “Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın” sloganıyla her hafta düzenlediği oturma eyleminde konuşan İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, hükümet yetkilileri ve medyaya çağrı yaparak, “Her gün ekranlara çıkıp nasıl savaşı tırmandıracağınızı konuşacağınıza, çıkıp bu savaşı nasıl sona erdirebileceğimizi anlatın. Halkı kin ve düşmanlığa sevk etmekten vazgeçin” dedi.
İHD Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınlarının “Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın” sloganıyla düzenlediği oturma eylemi 188'inci haftasını geride bıraktı. Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde düzenlenen eyleme, İHD üye ve yöneticilerinin yanı sıra, Barış Anneleri İnisiyatifi, MEYA-DER, KESK'e bağlı sendikaların temsilcileri ile çok sayıda kayıp yıkını katıldı.
Oturma eylemi öncesi bir konuşma yapan İHD Diyarbakır Şubesi Başkanı Raci Bilici, eylemlerinin 188 haftayı geride bırakmasına rağmen iktidar tarafından kayıplar için herhangi bir adımın atılmadığını belirterek, hükümetin devletin zihniyetini koruduğunu söyledi. Geçmişte yaşanan kayıpların bulunması için mücadele verilseydi Roboski gibi katliamların yaşanmayacağını kaydeden Bilici, “Maalesef savaş vahşi bir şekilde devam ediyor. Bu durumda şunu gösteriyor ki devlet halen imha politikasına devam ediyor” dedi.
‘Savaşı nasıl sona erdireceğimizi anlatın’
Hükümet yetkilileri, medya mensupları ve stratejistlere seslenen Bilici, şunları söyledi: “Her gün ekranlarda görüyoruz. Ekranlara çıkıp bu savaşı daha fazla nasıl derinleştireceklerini, örgütü nasıl imha edeceklerini, daha fazla nasıl kan dökeceklerini tartışıyorlar. Oysaki, halkın beklentisi bu savaşın nasıl bitirileceğidir. Sizler de ekranlara çıkıp bunları anlatacağınıza savaşı nasıl sona erdirebileceğimizi anlatın. Söylemlerinizle halkı kin ve düşmanlığa, nefrete, milliyetçiliğe teşvik ediyorsunuz. Artık bundan vazgeçin.”
Kürt sorununda kalıcı bir barışın sağlanması için PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin son bulması ve cezaevlerinde başlatılan açlık grevlerinin demokratik bir sonuca bağlanması gerektiğini dile getiren Bilici, aksi takdirde ülkeyi çok zor günlerin bekleyeceğini belirtti.
‘Belki bir gün çıkar gelir’
Bilici’nin ardından İHD Diyarbakır Şubesi Kayıplar ve Faili Meçhul Cinayetler Komisyonu Üyesi Nesibe Güneş Perinçek, 23 Şubat 1995 yılında İzmir'de kaybedilen Murat Yıldız’ın kaybediliş hikayesini anlattı. Perinçek Yılmaz'ın kaçırılıp kaybedilişini şöyle anlattı: “1975 doğumlu olan Murat Yıldız, İzmir'de bir kadını sever, kadının yakınları bu ilişkiye sıcak bakmaz. Kadının yakını olan bir polis Murat Yıldız’a 'Eğer İstanbul'a gitmezsen seni öldürürüm' şeklinde tehdit eder. Murat İzmir Bornova'da bir düğünde havaya ateş açtığı iddiasıyla aranır ve annesi polis tarafından sürekli rahatsız edilir. Daha sonra Murat'ın annesi Hanife Yılmaz kendi elleriyle Bornova Özkanlar Asayiş Şube’ye giderek, oğlunu Karakolda görevli Komiser Ramazan Kaya, polis memuru Tahir Şerbetçi ve Şah İsmail Öztürk'e teslim eder. Hanife Yıldız, ertesi gün oğlunu sormaya gider, görevli polisler 'Murat silahı İstanbul'da bir arkadaşına vermiş, oğlunu İstanbul'a götüreceğiz' der. Anne ertesi gün oğlunu tekrar sormaya gider. Polisler bu kez; 'Murat'la otobüsle yola çıktık. Feribot seyir halindeyken tuvalete inmek istedi. Tuvaletin önünde kelepçeleri çözdük ve Murat denize atladı. Denizde gülerek bize el salladı' şeklinde bilgi verir. Bunun üzerine anne feribotun bulunduğu Eskihisar'a en yakın yer olan Gebze Savcılığı'na başvuruda bulunur. Savcıya daha önce yaşananları anlatır. Savcı da 'Oğlun yüzmüş kurtulmuş, bir gün çıkar gelir' der. Ancak Murat Yıldız'dan herhangi bir haber çıkmaz”
Yapılan konuşmaların ardından kayıp yakınları 17 yıl önce polis tarafından kaybedilen Yıldız için 5 dakikalık oturuma eylemi gerçekleştirdi.