Kayıp yakınları: Bedenlerini ölüme yatıran tutsakların taleplerine kulak verin

20.10.2012

DİYARBAKIR - İHD Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları tarafından düzenlenen oturma eyleminde, cezaevlerinde 39’uncu gününe giren açlık grevlerine dikkat çekildi. İHD Diyarbakır Şube Bşakanı Raci Bilici, cezaevlerinde bedenlerini ölüme yatıranların taleplerinin gayet meşru ve insani olduğunu belirterek, “Bedenlerini açlığa, ölüme yatıran bu insanların taleplerine kulak verilmesini istiyoruz. Çok öfkeliyiz ve çok hassasız. Geceleri artık yatamıyoruz. Cezaevlerinden her an için ölüm haberi gelebilir korkusuyla yaşıyoruz” dedi.

İHD Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınlarının “Kayıplar Bulunsun, Failler Yargılansın” sloganıyla her hafta düzenlediği oturma eylemi 193’üncü haftasında devam etti. Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleştirilen ve her hafta olduğu gibi kaybedilen yakınlarının fotoğraflarını taşıyan kayıp yakınlarına İHD üye ve yöneticilerinin yanı sıra, Barış Anneleri İnisiyatifi, MEYA-DER, TUHAD-FED, Diyarbakır’da bulunan kadın kurumlarının temsilcileri ve KESK’e bağlı sendikaların temsilcileri de katılarak destek verdi.

Oturma eylemi öncesi bir konuşma yapan İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, “Hiçbir hafta geçmiyor ki ciddi sorunlarla karşı karşıya kalmıyoruz. Öyle sorunlar yaşıyoruz ki, gerçekten bu ülkenin geleceğini belirleyen sorunlardır bunlar” dedi.
Sadece son bir hafta içerisinde yaşanan çatışmalar sonucu iki taraftan 23 kişinin yaşamını yitirdiğini, 38 kişinin de yaralandığını kaydeden Bilici, “Yaşanan bu savaşın bedelini çok ağır ödüyoruz. Çatışmaların artmasıyla birlikte cezaevlerinde tecrit uygulamaları baş gösterdi. Bu tecrit politikasının sonucunda cezaevlerinde süresiz dönüşümsüz açlık grevleri başlatıldı. Biz bu alanlarda defalarca haykırdık. Sizin uyguladığınız bu politikalarla, tecritle, savaşla, askeri/siyasi operasyonlarla sonuç alınamayacağını belirttik. Yol yakınken Sayın Öcalan’ın üzerindeki tecridin sonlandırılmasını, diyalog ve müzakerelerin kesildiği yerden tekrar başlamasını talep ettik. Ama maalesef bu çağrılara kimse kulak asmadı. Bunun sonucunda cezaevlerinde bedenlerini ölüme yatıran süresiz ve dönüşümsüz açlık grevleri başladı ve 39’uncu gününe girdi. Artık yavaş yavaş ölümlerin yaşanabileceği bir noktaya gelinmiş bulunmaktadır” diye konuştu.

‘Geçmişle yüzleşmiş olsaydınız, bugün bunlar yaşanmazdı’

Cezaevlerinde bedenlerini ölüme yatıran tutsakların taleplerinin gayet meşru ve insani talepler olduğunu vurgulayan Bilici, şunları söyledi: “Bu bir fırsattır. Bedenlerini açlığa, ölüme yatıran bu insanların taleplerine kulak verilmesini istiyoruz. Artık bu coğrafya ölümlere doymuştur. Daha fazla ölüm istemiyoruz. Onun için cezaevlerinden yükselen bu sese kulak verilmesi gerekir. Bakın tekrar ediyorum; bir hafta içerisinde 23 tane can kaybetmişiz. Bunların her birisinin ayrı ayrı hikayesi vardır. Biz bunları geri getiremeyeceğiz belki ama bunların üzerine daha fazla sayı eklenmemesini sağlayabiliriz. Biz bu alanlarda sürekli olarak geçmişle yüzleşilmesi çağrısı yaptık. Kayıplarımızı bulun, bunların faillerini yargılayın çağrısı yaptık. Eğer bunlar olsaydı, bu ülkenin sorunları çözüm sürecine girecekti. Geçmişte olup bitenlerin hesapları verilseydi belki de bu ölümler yaşanmamış olacaktı. Çok öfkeliyiz ve çok hassasız. Geceleri artık yatamıyoruz. Cezaevlerinden her an için ölüm haberi gelebilir korkusuyla yaşıyoruz. Çünkü böyle bir şey yaşanırsa, bunun sonucunda bizi nelerin beklediğini biliyoruz.”

Gözaltında kaybedilen İlbasan ve Aydın’ın hikayesi anlatıldı

Bilici’nin konuşmasının ardından 1993 yılında Şırnak’ın Cizre İlçesi’nde gözaltına alındıktan sonra kaybedilen Mehmet İlbasan, Mustafa Aydın’ın kaybediliş hikayesi eşleri Kadriye İlbasan ve Nedime Aydın tarafından anlatıldı.
İlbasan ve Aydın, kaybedilen eşlerinin sorumlusunun dönemin Cizre Jandarma Komutanı Cemal Temizöz ve korucubaşı Kamil Atak olduğunu belirterek, bu kişilerin işledikleri suçlar nedeniyle cezalandırılmalarını istedi.
Yapılan konuşmaların ardından kayıp yakınları 5 dakikalık oturma eylemi yaparak, eylemlerine son verdi.