DİYARBAKIR – Diyarbakır’da çeşitli temaslarda bulunan Fransız Komünist ve Cumhuriyetçi Ulusal Birliği heyeti, İHD Diyarbakır Şubesi’ni ziyaret ederek, bölgede yaşanan hak ihlallerine ilişkin bilgi aldı.
Diyarbakır’da bulunan bazı kurum ve kuruluşlarla görüşmeler gerçekleştiren ve aralarında parlamenter, senatör ve belediye başkanlarının da bulunduğu Fransız heyet, İHD Diyarbakır Şubesi’ni ziyaret etti. Aralarında Komünist ve Cumhuriyetçi Seçilmişler Ulusal Birlik (ANECR) üyesi Senatör Michel Billout, Sol Cehpe Avrupa Parlamentosu Milletvekili ve Avrupa Birleşik Sol Grubu üyesi Marie-Christine Vergiat’ın da bulunduğu Fransız heyet, Şube Başkanı Raci Bilici ile görüştü.
Heyet üyeleri, Kürt sorunu ve bölgede yaşanan gelişmeleri yakından takip ettiklerini belirterek, bölgede yaşanan hak ihlallerine ilişkin bilgi almak istediklerini ifade etti.
‘Hak ihlallerinde artışlar yaşanıyor’
Heyetin gerçekleştirdiği ziyaretten memnuniyet duyduklarını belirten Bilici, özellikle 2009 yılından bu yana bölge genelinde hak ihlallerinde büyük artışlar yaşandığını belirterek, bu artışların hükümetin güvenlik eksenli politikalarından kaynaklandığını söyledi. Yaşanan sorunların temel kaynağının Kürt sorunu olduğunu ifade eden Bilici, demokratik ve barışçıl gösterilere güvenlik güçlerinin sivil ölümlere varacak düzeyde bir şiddet uyguladığını belirterek, düşünce, ifade ve örgütlenme konusunda hükümetin yargı mekanizmasını doğrudan etkileyerek ve kullanarak baskı oluşturduğunu ve hak ihlallerinin önceki dönemlere oranla artış gösterdiğini dile getirdi.
‘Bu ülkede muhalif isen suçlusun’
Siyasi ve askeri operasyonlarla Kürt sorununa yaklaşımın çözümsüzlüğü derinleştirdiğini ve durumunda toplumsal yaşamın her alanında hak ihlallerinin gerçekleşir hale geldiği bir dönem yaşamalarına sebebiyet verdiğini belirten Bilici, “STK’lar, siyasi partiler, meslek örgütleri, kadınlar, gençler herkes iktidar partisinin yargı eliyle baskısına maruz kalıyor. Bu ülkede muhalif isen ve iktidarı eleştiriyorsan, suçlusun ve dayanaksız belgelerle tutuklanıyorsun” dedi.
İnsan hakları savunucuları üzerinde de bu baskıların var olduğunu kaydeden Bilici, “Örneğin bizim de hak ihlallerine ilişkin rapor açıklamamız hükümeti rahatsız ediyor. Çünkü insan hakkını ihlal eden durumları deşifre ediyoruz. Ancak bedeli ne olursa olsun yaşanan hukuksuzlukları deşifre etmeye devam edeceğiz” dedi.
‘Hükümetin açlık grevlerine yaklaşımı ortamı geriyor’
Cezaevlerindeki politik mahpusların 12 Eylülden buna yana açlık grevinde olduğunu ve durumlarının artık kalıcı hasarlara yol açabilecek riskli bir noktada olduğunu belirten Bilici, “51 gündür PKK lideri Abdullah Öcalan’a uygulanan tecridin sona erdirilmesi, anadilde eğitim ve savunma hakkının tanınması talebiyle yüzlerce politik mahpus açlık grevinde ve durumları gün geçtikçe kötüleşiyor. Her an ölümlerin yaşanması an meselesi iken, bu duruma karşı iktidar partisinin açlık grevlerini sonlandırmayı amaçlayan hiçbir yaklaşımı olmamakla birlikte, manipüle edici açıklamalarda bulunarak ortamı daha da gerginleştiriyor. Bu konuda tasarruf sahibi olan Adalet Bakanı ile yaptığımız görüşmede bize bu konunun kendisini aştığını ve Başbakan’ın talimatı olmadan hiçbir şey yapamayacaklarını söyledi. Buradan anlıyoruz ki, bu ülke tek adamla yönetilen diktatör bir rejime dönüşmüştür” dedi.
Cezaevlerinde 250’nin üzerinde ağır hasta mahpus olduğunu ve bunların durumunun gün geçtikçe kötüye gittiğini vurgulayan Bilici, bunlar için girişim başlatılmazsa ölümlerin yaşanabileceğini dile getirdi.
Avrupalılara dayanışma çağrısı
Yaşanan hak ihlalleri konusunda AB ülkelerinin duyarlılık oluşturma ve bu alanda mücadele edenlerle dayanışmanın zayıf olduğuna dikkat çeken Bilici, AB Türkiye İlerleme Raporu’nun bölgedeki sorunları yansıtılmasında önceki raporlarla kıyaslandığında, daha zayıf kaldığını belirtti. Bilici, AB ülkelerinde bulunan insan hakları savunucuları ve demokratlara kendileriyle dayanışmada bulunulması çağrısında bulundu.