İHD 16’ıncı Genel Kurulu’nu yoğun gündemlerle gerçekleştirdi

24.11.2012
ANKARA - İHD 16. Olağan Genel Kurulu'nda konuşan İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, AKP hükümetinin Kürt hareketini tasfiye etmeyi amaçlayan politikalar yürüttüğünü; ancak bunun amacına ulaşamadığını belirterek, Kürt sorununun çözümü için PKK Lideri Abdullah Öcalan'a tecridin kaldırılıp, müzakere sürecinin başlaması gerektiğini söyledi. BDP Adana Milletvekili Murat Bozlak ise, Roboski'de Kürt halkına katliam yapıldığını  belirtirken, KESK Genel Başkanı Lami Özgen, herkesi katliamın yıldönümü olan 28 Aralık’ta Roboski’de nöbet tutmaya çağırdı. 
 
İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Merkezi 16. Genel Kurulu, Çankaya Belediyesi Yılmaz Güney Sahnesi’nde başladı. Genel kurula İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, İHD yöneticileri ve delegeleri, CHP Genel Başkan Yardımcısı Nihat Matkap, BDP Diyarbakır eski Milletvekili Akın Birdal, BDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Yüksel Mutlu, BDP PM Üyesi Ferhat Encü, BDP Adana Milletvekili Murat Bozlak, Gazeteci-Yazar Ayhan Bilgen, polis kurşunu ile katledilen Şerzan Kurt’un babası Ömer Kurt, Türkiye Barış Meclisi Sekreteryası üyesi İmam Canpolat, PSAKD Genel Başkanı Kemal Bülbül, KESK Genel Başkanı Lami Özgen, Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu (FIDH) Genel Başkan Yardımcısı Yusuf Alataş ile çok sayıda yurttaş katıldı. 
 
Genel kurulun yapıldığı salona, “Ölümlere sessiz kalmayacağız, ağır hasta mahpuslar serbest bırakılsın”, “Biz savaş istemiyoruz ya siz”, “Roboski’de katledilen insanlıktır. Roboski’yi unutmadık unutturmayacağız”, “Yaşasın halkların kardeşliği”, “Bu ülkede binlerce kaybın akıbeti bilinmiyor”, “Geçmişimizle yüzleşelim”, “Kayıplar bulunsun failler yargılansın”, “Ji bo cîhanek bê şer û mirin, werin em aştiyek bi rûmet avakin”, “Ziman hebûna mirovahiyê ye, bi qeyd û zincîra nayê girêdan”, “Tecrit sucê mirovahiyê ye ji tecrîdê re na!” pankartları asıldı. Genel kurulda ilk olarak demokrasi şehitleri anısına bir dakikalık saygı duruşu yapıldı. Saygı duruşunun ardından ise divan seçimine geçildi. Seçimde Divan Başkanlığına Akın Birdal, divan üyeliklerine ise Songül Şahin ve Yılmaz Kızılırmak seçildi. Divan seçiminin ardından ise Roboski katliamına ilişkin hazırlanan belgeselin gösterimi yapıldı. 
 
Gösterimin ardından konuşan Divan Başkanı Akın Birdal, İHD’nin 1980 askeri darbesinin yıkıntıları üzerinden kurulduğunu söyledi. Birdal, “Roboski’de katliamın ardından insanlar gülmeyi unuttu. Faili belli ama faillerin bulunması isteniyor. Bu güne değin onlardan özür dilemediler. Salı günü buraya gelerek Cumhurbaşkanı ile AKP, BDP, MHP ve CHP yetkilileri ile görüşecekler” dedi. Birdal’ın ardından konuşan Roboski katliamında yakınlarını kaybeden BDP PM Üyesi Ferhat Encü, “Roboski’de büyük bir hak ihlali gerçekleştirildi. Sürekli bunun mücadelesini vermeye çalıştık. Adalet mücadelesini verirken, sistemin bütün zorbalıkları ile karşılaştık. Her gözaltı bizi davamıza daha fazla bağladı. Sadece Roboski için değil bu katliamın başka bir yerde yaşanmaması için de mücadele verdik” diye konuştu. 
 
Türkdoğan: Öcalan ile müzakere yapılmadan sorun çözülmez
 
Genel kurulun açılışı ardından açılış konuşmasını yapan İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, İHD'nin tutuklu yöneticilerini selamladıklarını belirtti. Türkiye'nin Kürt sorununun çözümü konusunda yeterli demokratik adımlar atmadığını belirten Türkdoğan, "Siyasi iktidarın politikası sorunu tanıyıp, Kürt hareketini tasfiye etmeye yöneliktir. Bunun çözüm getirmeyeceğini sürekli söyledik. Kürt sorununu ancak muhatapları ile çözülür. Bu konuyla ilgili bütün etkinliklerde söylediğimiz gibi bu sorunun çözümü için öncelikle kalıcı çatışmasızlık ortamının yaratılması, ardından ise özgürlük ortamının geliştirilmesi lazım. Bunun için de İmralı'da tecrit altında tutulan Abdullah Öcalan ile müzakerelerin yapılması ve buna paralel AKP ve BDP'nin müzakere yürütmesinin koşullarının sağlanması gerekir. Bunlar yapılmadan Kürt sorununun demokratik sürece evirilemeyeceğini söylemek gerekiyor" diye konuştu. 
 
'İnsanların hakları için bedenini ölüme yatırdığı görüldü'
 
Türkdoğan, Kürtlerin statü talebini karşılamadan sorunun çözümünün mümkün görünmediğini belirterek, Demokratik Özerklik modelinin tartışılması gerektiğini söyledi. AKP hükümeti döneminde insan hakları ihlallerinde ciddi artışlar olduğunu söyleyen Türkdoğan, "Neredeyse 90'lı yıllara geri dönülmüştür. Roboski'de çoğu çocuk 34 kişinin öldürülerek katledilmesi, Kürt sorununda çözümsüzlüğün dışa vurumudur. Aradan 11 ay geçmesine rağmen hiçbir şey yapılmaması ibret vericidir" dedi. PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın çağrısı ile sonlandırılan açlık grevlerine de değinen Türkdoğan, "İnsanların hakları için bedenlerini ölüme yatırdığı görülmüştür" dedi. 
 
Türkdoğan, tüzükte yapacakları değişiklik ile her yerde yapılmış soykırımları tanıyacaklarını söyledi. Türkdoğan, Alevi çalıştaylarının sonuç vermediğini ve Alevilere yönelik nefret söyleminin kullanıldığını kaydetti. Bu söylemin hükümet tarafından kullanılmasının çok kötü sonuçlara yol açacağını belirten Türkdoğan, İHD'nin yıllardır faili meçhul cinayetler için eylemler yaptığını hatırlattı. Türkdoğan, Türkiye'nin kayıplar sözleşmesine taraf olana kadar bu çalışmaların devam edeceğini belirterek, Cumartesi Anneleri'nin çığlıklarını paylaştıklarını vurguladı. 
 
'Yüzleşme 1908 yılından başlamalıdır'
 
Siyasi iktidarın geçmişle yüzleşmeyi yarım yamalak geçiştirmek istediğini belirten Türkodoğan, "Dersim katliamı ile ilgili konuşmalar bunu ortaya koydu. İHD geçmişle yüzleşmenin 1908 yılından itibaren başlatılması gerektiğini, Kürtlere ve azınlıklara yönelik insanlık dışı uygulamalar, katliamlar, cezaevinde işlenen suçlar, Alevilere yönelik suçlar gibi suçların bunun içinde olması gerektiğini savunur" ifadesini kullandı. Türkdoğan, Türkiye'de yaşanan işçi cinayetlerinin vahşi kapitalizmin yansıyan yüzü olduğunu da söyledi. Yeni ve demokratik anayasanın önemine vurgu yapan Türkdoğan, "Yapılan çalışmalara bakıldığı zaman toplumsal katılımın olduğu bir yazım sürecinden bahsedemeyiz. Halen temel ilkelerde bile uzlaşma sağlanamamıştır. Darbeden bu yana 32 yıl geçmesine rağmen demokrasi kültürünün gelişmemiş olması ve otoriter yapıdaki ısrar en büyük sorundur. Türkiye, ifade özgürlüğüne inanan toplum yaratmayı başarmak zorundadır" diye kaydetti. 
 
Türkdoğan, cezaevinde tutulan, milletvekilleri, insan hakları savunucuları, sendikacılar, gençler ve kadınları, ifade özgürlüğü için verdikleri mücadeleden dolayı kutladıklarını belirterek, eleştirilerine rağmen kurulan Türkiye İnsan Hakları Kurumu'nun halen ilk toplantısını yapamadığını söyledi. Türkdoğan, siyasi iktidarın otoriter tutumunun bölgedeki gelişmelerle bağlantılı olduğunu söyleyerek, "Özellikle hükümetin Suriye'de kullandığı anti-Kürt ve anti-Alevi söylemi korkulara neden olmaktadır" dedi. 
 
Bozlak: Roboski'de Kürt halkına katliam yapıldı
 
Türkdoğan'ın ardından konuşan BDP Adana Milletvekili Murat Bozlak, Kürtlerin yaşadığı katliamdan ve baskı politikasından İHD'nin de nasibini aldığını belirterek, "İşte Akın Birdal uğradığı saldırıdan zar zor kurtuldu. Benzer süreçte DEP'te olduğum süreçte ben de saldırıya uğradım ve yaralı kurtuldum. Kürt hareketi de yıllardır İHD ile beraber omuz omuza yürüdü" şeklinde konuştu. "Hükümete sorsan faili meçhul cinayetler bitti derler" diyen Bozlak, Roboski katliamının bu cinayetlerin bitmediğini gösterdiğini söyledi. Roboski'de Kürt halkına katliam yapıldığını belirten Bozlak, "Tıpkı 1938'de Dersim'de yapılan katliam gibidir. Faili meçhuller renk değiştirdi. Askere giden gençlerimiz öldürülüyor ve 'eğitim zayiatı' diye kayıtlara geçiyor. Yani dünden bu güne değişen hiçbir şey yok" dedi. 
 
400’üncü kez oturan Cumartesi Anneleri'ne destek
 
Konuşmalar sırasında Divan Başkanı Akın Birdal, Cumartesi Anneleri'nin 400. eylemleri nedeniyle konukları ve delegeleri salon dışında 5 dakikalık oturma eylemine davet etti. Dışarıda yapılan 5 dakikalık oturma eyleminde konuşan İHD Genel Başkanı Öztürk Türdoğan, ilk günde olduğu gibi bugün de Cumartesi Anneleri'nin yanında olduklarını söyledi. 
 
Roboski'de nöbet tutmaya davet
 
Oturma eyleminin ardından genel kurulda konuk konuşmalarına devam edildi. KESK Genel Başkanı Lami Özgen, Türkiye'de gözaltı, tutuklama ve tecrit politikalarının sürdürüldüğüne dikkat çekerek, ezilen bütün kesimlerin ortak bir duruş ile yaşanan sürece karşı durmaları gerektiğini söyledi. Özgen, ayrıca 28 Aralık'ı 29Aralık'a bağlayan gece Roboski'de herkesi nöbet tutmaya çağırdı. 
Özgen'in ardından konuşan Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Genel Başkanı Kemal Bülbül ise, politik malzeme konusu yapılacak özürleri kabul etmediklerini belirterek, "Birincisi arşivler açılacak. İkincisi, bu arşivleri kurum yöneticileri objektif olarak inceleyip rapor oluşturacaklar. Üçüncüsü sonuçta maddi ve manevi tazminat oluşturulacak. Özür böyle olur. Ana muhalefet ile aranda olan konuyu bahane ederek özür dilenilmez" dedi. Bülbül Maraş katliamının kitlesel olarak anılması gerektiğini belirterek, kamuoyuna Maraş katliamı anmalarına katılım çağrısı yaptı. Bülbül, "Devlet bu ülkede, Ermenilere, Alevilere ve Kürtlere katliam yapmamıştır. Soykırım yapmıştır. Dersim ve Roboski bir soykırımdır" dedi. 
 
Baydemir: Müzakere sürecine yüklenmemiz gerekiyor
 
Bülbül'ün ardından konuşan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, İHD mücadelesinin kendisi açısından üniversite olduğunu belirterek, "Yaşamım boyunca ne öğrendiysem insan hakları içindeki mücadele arkadaşlarımın mücadelesinden öğrendim. Ama bir şeyin sırrını halen keşfedemedim. Bu da insan hakkı mücadelesinde olanların gerçekten yaşlanmamasıdır. Çok genç kalıyorlar" diye kaydetti. Türkiye'de pek çok dernek ve vakfın, İHD'nin mücadelesinin ardından ortaya çıkabildiğini söyleyen Baydemir, "Ortada bir insan hakları bilinci oluşmuş ise bu yitirdiğimiz ve mücadele eden arkadaşlarımızın yaratımıdır" diye konuştu. AKP hükümetinin Kemalist iktidarların yaptıklarını yaptığını belirten Baydemir, AKP hükümetinin temel haklara bakış açısında niteliksel bir değişimin olmadığını vurguladı. Baydemir, açlık grevleri sürecinde Türkiye'nin büyük bir kopuşun eşiğine geldiğini söyleyerek, şöyle devam etti: "Bir daha yaşanmaması için oluşturulan duyarlılık kalıcı bir barışın inşasına dönüşmelidir. Bu da kalıcı müzakereler olmadan vücut bulamaz. Kalıcı bir barış için müzakere sürecine yüklenmemiz gerekiyor. Türkiye'nin batı yakasına asker, bölgeye ise gerilla cenazesi geldiği sürece kalıcı bir barış da olmaz. Her iki tarafın karşılıklı olarak ellerini tetikten çekeceği zemin oluşturulmalıdır." 
 
Bilici: İHD yaşanan savaşa karşı aktif çalışmalı
 
İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici ise, bölgede ve Türkiye'de halen insanların öldürüldüğünü veya düşüncelerinden dolayı tutuklandığını belirterek, "Kısacası savaş bir bütün olarak yaşamın her alanını etkiliyor ve beraberinde birçok hak ihlalini de getiriyor" dedi. İnsan hakkı mücadelesi verirken birçok zorluk ile karşılaştıklarını söyleyen Bilici, tutuklu insan hakkı savunucularının bunun kanıtı olduğunu belirtti. Bilici, İHD'nin sürdürülen savaşa karşı daha aktif çalışması gerektiğini söyledi. 
 
‘Oğlumla anılmaktan gurur duyuyorum’
 
Daha sonra konuşan Şerzan Kurt’un babası Ömer Kurt, 1970’li yıllarda kardeşlerinin ve babasının dikenler üzerinde yalın ayak yürütülüp, yerde süründürülerek işkence yapıldığını söyledi. Bu yaşananlar karşısında kafalarında soru işaretleri oluştuğunu söyleyen Kurt, 1990’lı yıllara gelindiğinde ise arkadaşlarının kaybolmaya başladığını ifade etti. “Bir bakıyorduk ki arkadaşlarımız yok. Sonra cezaevlerine atılmışlar. Tahliye olduktan sonra da yurtdışına gidiyorlardı” diyen Kurt, şunları söyledi: “Oğlum hayattayken o benimle anılırdı. Ama o hayatını kaybedince ben onunla birlikte anılmaya başlandım. Ve bundan da gurur duyuyorum. Ayrıca buradan Şerzan’ın vurulmasının ardından bizlere destek olan tüm kişi, kurum, örgüt ve demokrasi yanlılarına teşekkür etmek istiyorum." 
 
Derneğin çalışma raporları delegeye sunuldu
 
Kongre verilen aranın ardından konuk ve delege konuşmaları ile devam etti. Genel kurulda konuşmaların ardından Yönetim Kurulu Raporu, Mali Rapor ve Denetleme Raporu okundu. Yönetim Kurulu Raporu’nda İHD’nin ezilenlerin yanında olduğu vurgulanırken, Roboski katliamına ve PKK Lideri Abdullah Öcalan’a uygulanan tecride ilişkin etkin çalışmalar yürütüldüğü kaydedildi. Raporda, son yıllarda insan hakları savunucularına yönelik baskıların artarak devam ettiği belirtilirken, İHD Diyarbakır Şube Başkanı Muharrem Erbey’in halen cezaevinde olduğu kaydedildi. Raporda, İnsan Hakları Savunucuları Koruma Bildirgesinin Türkiye’de uygulanmadığına işaret edilerek, “Türkiye tarafsız ve bağımsız ulusal insan hakları kurumuna halen kavuşmamıştır. İnsan hakları kurumunun karşı çıktığı tasarı kabul edilerek yasalaşmıştır” ifadesi kullanıldı. 
 
Delegeler raporlar üzerine görüşlerini bildirdikten sonra genel kurulun ilk günkü oturumu tamamlandı.