İHD’den çarpıcı Cezaevi Raporu: Bölge cezaevlerinde 3 bin 263 ihlal yaşandı

12.02.2013

DİYARBAKIR – İHD Diyarbakır Şubesi, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi 2012 Yılı Cezaevleri Raporu’nu açıkladı. Raporda, bölge cezaevlerinde toplam 3 bin 263 ihlalin yaşandığına yer verilirken, yapılan açıklamada İmralı Cezaevi’nde PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik uygulanan tecride dikkat çekildi.

İHD Diyarbakır Şubesi, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi 2012 Yılı Cezaevlerinde Yaşanan Hak İhlalleri Raporu’nu düzenlediği bir basın toplantısıyla kamuoyuna duyurdu. Dernek binasında düzenlenen toplantıya İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, Şube Sekreteri Abdusselam İnceören, Şube Cezaevi Komisyonu Üyeleri Av. Resul Tamur ile Av. Muhterem Süren ve Şube Yöneticisi Av. Gamze Yalçın katıldı. 

Basın toplantısında ilk olarak konuşan İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, bir ülkede insan haklarının ve özgürlüklerin göstergesinin cezaevleri olduğunu belirterek, bugün Türkiye cezaevlerinde ciddi sıkıntıların yaşandığını, birçok alanda kendilerine ihlal başvuruları geldiğini söyledi. İHD olarak bu ihlalleri sonlandırmak için çaba gösterdiklerini belirten Bilici, tüm çabalarına rağmen, ihlallerde azalma yaşanmadığını dile getirdi.

Bilici’nin konuşmasının ardından hazırlanan basın açıklamasını okuyan İHD Cezaevi Komisyonu Üyesi Av. Resul Tamur, cezaevlerinin hak ihlallerinin yaşandığı en önemli mekanlar arasında yer aldığını belirterek, “Birçok kez yaptığımız açıklamalarla dikkat çektiğimiz, kimi zaman ise özel heyetler oluşturarak gezdiğimiz cezaevlerinde nasıl hukuk dışı uygulamalar ve hak ihlalleri yaşandığı aslında kamuoyunun da bilgisi dahilindedir. Bunu sadece bizler ve duyarlı kamuoyu bilmiyor, ayrıca yetkililer de biliyor. Nitekim derneğimize yapılan başvurular veya yaptığımız incelemeler sonucu tespit ettiğimiz hak ihlallerini her fırsatta devletin ilgili birimlerine bildirmekteyiz. Ancak çoğu zaman bu sorunlar görmezden gelinmekte, sorunların çözümü için adım atılmamaktadır” dedi.

‘Cezaevlerindeki ağır hastalar bir an önce serbest bırakılsın’

2012 yılının cezaevleri açısından ihlallerin adeta tavan yaptığı bir yıl olduğunu vurgulayan Tamur, “Cezaevlerinde yaşanan ölümler, sevk ve sürgünler, işkence ve kötü muamele, tecrit ve izolasyon, ailelerle görüş engelleri, haberleşme haklarının engellenmesi gibi çok sayıda hak ihlali yaşanmaktadır” diye konuştu.
Bu ihlallerin içerisinde en ön palana çıkanın da cezaevlerindeki hasta mahpusların durumu olduğunu kaydeden Tamur şöyle devam etti: “Geçtiğimiz haftalarda açıkladığımız Hasta Mahpuslar Raporu’nda da görüleceği üzere, cezaevlerinde halen yüzlerce hasta mahpus bulunmaktadır ve bunlardan çoğu artık ölüm sınırındadır. Bu soruna ilişkin yaptığımız değerlendirmede, bir süre önce Meclis Genel Kurulu tarafından kabul edilen ve yasallaşan hasta mahpusların salıverilmesine ilişkin yasanın yetersizliklerinden söz etmiştik. Bu yasanın yetersizliği önümüzdeki günlerde daha da net ortaya çıkacaktır. Geçtiğimiz yıllarda neredeyse her gün cezaevlerinden ölüm haberleri aldık. Fakat artık bu soruna bir çare bulunmalıdır. Bu sorun, öyle sıradan yasa değişiklikleriyle değil, daha gerçekçi bir yaklaşımla çözülmelidir ve cezaevindeki ağır hastalar bir an önce serbest bırakılmalıdır. Aksi taktirde cezaevlerinden ölüm haberleri gelmeye devam edecektir.”

‘Öcalan’a yönelik tecride son verilsin’

“Ön plana çıkan bu sorunun haricinde cezaevlerindeki tecrit ve izolasyon meselesi de biz insan hakları savunucularını kaygılandıran ihlallerin başında gelmektedir” diyen Tamur, şunları söyledi: “Özellikle PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik ağırlaştırılmış tecrit uygulaması, ülkenin kanayan yarası Kürt meselesini daha da kötü bir noktaya vardırmıştır. Her ne kadar kendisiyle devlet katında görüşmeler gerçekleştiriliyor ve bazı heyetler gönderiliyorsa da, bunun yetersiz olduğunu düşünüyor, kendisinin mutlaka aile ve avukatlarıyla da rahat bir ortamda görüşebilmesi gerektiğini tekrar belirtmek istiyoruz.
Uygulanan bu tecrit politikası cezaevlerindeki mahpusların süresiz dönüşümsüz açlık grevi başlatmalarının en büyük nedeniydi. Nitekim 68 gün boyunca devam eden açlık grevi, Öcalan’ın çağrısı üzerine sona ermiş, bu vesileyle yaşanabilecek daha kötü olayların önüne geçilmiştir.”
 
‘Sadece mahpuslar değil, aileleri de cezalandırılıyor’

Yapılan açlık grevlerinin ardından cezaevlerindeki sorunlarla ilgili bir rahatlama beklerken, ihlallerin artarak devam ettiğini sözlerine ekleyen Tamur, “Bu kez mahpuslardan intikam alırcasına sürgünler devreye sokulmuştur. Bu durum da biz insan hakları savunucularını cezaevleri konusunda ciddi anlamda kaygılandırmaktadır. Cezaevlerinde tutuklu ve hükümlü ayrımı yapmaksızın yaşanan sürgünler cezaevlerinde yaşanan sorunları daha da arttırmıştır. Yargılaması devam eden tutukluların Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) gerekçe gösterilerek yargılama alanı dışındaki cezaevlerine sürgün edilmesi adil yargılama hakkını ihlal etmekle birlikte, tutuklular açısından sistematik bir işkence halini almıştır. Sürgünlerin bu şekilde devam etmesi hak ihlali açısından sadece mahpuslarla sınırlı kalınmadığı aynı zamanda ailelerinin de cezalandırıldığını ortaya koymaktadır” diye konuştu.

‘Cezaevleri gerçek anlamda gözden geçirilmelidir’

Bilanço rakamlarından da anlaşılacağı üzere cezaevlerinde büyük sorunlar ve hak ihlallerinin yaşandığını belirten Tamur, şunları söyledi: “Bu durumu bizzat cezaevlerinde yerinde tespit etmemizin yanında, derneğimize cezaevlerinden yapılan başvurulardaki artış da, yaşanan ihlallerin açık göstergesidir. Hasta mahpusların ölümü, Urfa Cezaevi örneğindeki feci katliam, Pozantı ve Şakran cezaevleri örneğindeki işkence ve kötü muamele ve bir bütün olarak cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri, artık cezaevlerinin gerçek anlamda gözden geçirilmesi gerektiğini ortaya koymuştur. 2012 yılı Cezaevleri Raporu verileri, içler acısı bir tabloyu bizlere göstermektedir. Bu tablonun değişmesi ve daha yaşanılır bir hal alması demokratik ülkelerin vazgeçilmez şartlarındandır. Bu nedenle cezaevlerinde insan haklarının korunması ve yaşama geçirilmesi için tüm kesimleri sorumluluklarını yerine getirmeye davet ediyoruz. Ayrıca cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine ilişkin tüm kamuoyunu da duyarlı olmaya ve yaşanan hukuksuzluklar karşısında sessiz kalmamaya çağırıyoruz.”

Bölge cezaevlerinde 3 bin 263 ihlal yaşandı

Tamur’un konuşmasının ardından İHD Cezaevleri Komisyonu Üyesi Av. Muhterem Süren ise, raporda yer alan cezaevlerindeki hak ihlalleri istatistik verilerini basın mensuplarıyla paylaştı.

Raporda yer alan verilere göre 2012 yılında bölge cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerinin istatistik verileri şöyle;
*Cezaevlerinde ölen ve yaralananlar: 26 ölü – 65 yaralı
*Cezaevlerinde işkence: 186
*Sevk uygulamaları: 1,303
*Sağlık hakkı ihlali: 239
*Aile görüşü engellenenler: 25
*Tecrit ve izolasyon: 28
*Haberleşme v.b hakları engellenenler: 319
*Cezaevlerindeki Açlık Grevleri Sırasında Yaşanan İhlaller: 15
*Cezaevlerinde diğer ihlaller ve başvurular: 32
Toplam: 3.263 ihlal