'Çözüm sürecinde işkence olayları artmıştır'

26.06.2013

DİYARBAKIR - İnsan hakları savunucuları, Başbakan Erdoğan'ın polise vur emrinin bizzat kendisinin verildiğini söylediğini hatırlatarak, polisin sokak ortasında fütursuzca uyguladığı işkence ve kötü muameleden kaygı duyduklarını açıkladı. İnsan hakları savunucuları, hükümet ve yetkilileri işkenceyi özendirici söylemlerinden vazgeçmeye ve sorumluluklarını yerine getirmeye çağırdı.

 
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi, Diyarbakır Barosu, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Diyarbakır Temsilciliği, Diyarbakır Tabipler Odası ve Sivil Toplum Geliştirme Merkezi (STGM) 26 Haziran "İşkence Görenlerle Dayanışma ve İşkence ile Mücadele Günü" dolayısıyla Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde basın açıklaması yaptı. "İşkence bir insanlık suçudur" pankartının açıldığı açıklamada konuşan İHD Diyarbakır Şubesi İşkenceyle Mücadele Komisyonu Üyesi Pınar Dalkuş Ayman, "Yetkililer emrediyor, sokak işkencesi artıyor" diyerek İşkence ve cezaya karşı Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen Uluslar arası Koruma Sözleşmesi'nin, 26 Haziran 1987'de yürürlüğü girdiğini belirtti. 1997 yılında BM Genel Kurulu'nun sözleşmenin taşıdığı önem nedeniyle 26 Haziran'ı İşkence Görenlerle Dayanışma Günü olarak ilan ettiğini aktaran Ayman, işkenceye karşı, mücadelede işkence mağdurlarının yanında olup onları desteklemenin önemine değindi. 
 
'AİHM, Türkiye'yi işkence ve kötü muameleden dolayı mahkum etti'
 
İşkencenin kişilere gözdağı vermek ve yıldırmak amacıyla yapıldığını söyleyen Ayman, işkenceyi kamuoyu önünde mahkum etmek ve işkence mağdurlarının yalnız olmadığını göstermek için bir kez daha yüksek sesle işkence görenlerle dayanışma içerisinde olduklarını söylemek için alanlarda olduklarını kaydetti. Evrensel İnsan Hakları Bildirgesi'nin 5. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 3. maddesinde istisnaya yer vermeden işkencenin mutlak olarak yasaklandığının altını çizen Ayman, AKP hükümetinin işkenceye sıfır tolerans beyanına rağmen Türkiye'de ve özelikle bölgede işkence ve kötü muamele yapıldığını aktardı. AB uyum yasaları çerçevesinde 2000'li yıllardan sonra işkencenin azaldığını söyleyen Ayman, "Özelikle 2005'den sonra yeni TCK'nın yürürlüğe girmesi ve 2006 yılında Törerle Mücadele Kanunu'nun 2007 yılında ise Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu'nda yapılan değişiklerle işkence ve kötü muamelede bir artış yaşanmıştır. Kolluk kuvvetleri neredeyse her etkinlik ve toplantıya müdahale etmekte ve orantısız güç kullanmaktadır. AİHM'in 10 Nisan 2012 tarihinde aldığı kararla kontrol altındaki kişi gruplara yönelik olarak yaygın göz yaşartıcı gaz kullanımına işkence ve diğer kötü muamele yasağını düzenleyen 3'üncü maddesinin ihlali olarak değerlendirmiş ve Türkiye'yi mahkum etmiştir" diye konuştu. 
 
'Çözüm sürecinde işkence olayları artmıştır'
 
Gezi Parkı'nda 31 Mayıs'ta başlayan ve Türkiye'nin birçok iline yayılan protesto gösterilerinde polisin, gerçek mermi kullandığını aktaran Ayman, olaylar sırasında 4 kişinin yaşamını yitirdiğini, 20 kişinin kafa travması geçirdiğini ve 1 yurttaşın da dalağının alındığını söyledi. Yine aynı olaylarda 7 bin 681 eylemcinin işkence sonucunda yaraladığını söyleyen Ayman, sokak ortasında yurttaşların polis tarafından öldüresiye işkenceye maruz kaldığını söyledi. İHD verilerini açıklayan Ayman, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde 2010 yılında 741 işkence ve kötü muamele vakası yaşanırken 2011 yılında bu sayı bin 555 kişiye yükselmiştir. Yine 2012 yılında 876 kişi işkence ve kötü muameleye maruz kalmıştır. 2013 yılının, ilk verileri incelendiğinde, çözüm süreci olmasına rağmen işkence olaylarının azalmadığı, aksine olaylar da artış gösterdiği gözlemlenmiştir. Sadece Haziran ayında Diyarbakır'da ilçe ve köylerince Abdullah Tarhan, Canser Elgörmüş ve Recep Demir adlı yurttaşlar polis şiddetine maruz kalmıştır."
 
'Başbakan vur emrini bizzat kendisinin verdiği beyan etmiştir'
 
Tüm bu olumsuzlukların işkence ve kötü muamele konusunda devletin ve yönetenlerin zihniyetinin değişmemesinden kaynaklandığını vurgulayan Ayman, "Türkiye Başbakan Tayyip Erdoğan, Erzurum'da 'Milli İradeye Sayı Mitingi'nde polise vur emrini bizzat kendisinin verdiği beyan etmiştir" dedi. Yine son olarak cezaevlerinde gerçekleştirilen kötü muameleye dikkat çeken Ayman, ülkenin birçok cezaevinde hasta tutsakların çeşitli hak gasplarına maruz kaldığını belirtti. Ayman, insan hakları savunucuları olarak gözlem ve tecrübelerine dayanarak, polisin sokaklarda fütursuzca uyguladığı işkence ve kötü muameleden kaygı duyduklarını dile getirdi. Tüm yetkili kurumları duyarlı olmaya çağıran Ayman, hükümet ve yetkilileri işkenceyi özendirici söylemlerinden vazgeçmeye ve sorumluluklarını yerine getirmeye çağırdı. 
 
Açıklamanın ardından işkenceyle mücadele etme konusunda hazırlanan el ilanları dağıtıldı.