İHD: Türkiye derhal sınır kapılarını açmalı, çetelere verdiği desteği kesmeli

05.08.2013

DİYARBAKIR - İHD'nin Rojava'da yaşananlara ve yaşanan savaşın Ceylanpınar'a etkisine ilişkin Ceylanpınar'da yaptığı incelemeler üzerine hazırladığı inceleme raporunu açıkladı. Raporda önemli tespitlere yer verilirken, Türkiye'nin Kürtlere katliam gerçekleştiren çetelere yönelik desteğine bir an önce son vermesi gerektiği belirtildi. Rojava'da büyük bir insanlık trajedisinin yaşandığı vurgulanan raporda, Türkiye ve Federal Kürdistan Bölgesi'nin sınır kapılarını bir an önce açması ve insani yardımların yapılması talep edildi. 

 
Rojava'nın Serêkaniyê kentinde YPG güçleri ile El Nusra Cephesi çetecileri arasında yaşanan sert çatışmalardan sonra bölgede yaşanan olaylar ve sınıra sıfır noktada bulunan Urfa'nın Ceylanpınar ilçesinde halkın yaşadığı mağduriyete ilişkin 2 Ağustos'ta bir heyet oluşturarak incelemede bulunan İHD, incelemeleri sonucu hazırladığı raporu düzenlediği bir basın toplantısıyla kamuoyuna açıkladı. İHD Diyarbakır Şube binasında düzenlenen basın toplantısına İHD Genel Başkan Yardımcısı Av. Serdar Çelebi, Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, Şube Sekreteri Abdusselam İnceören ve Şube Yöneticisi Av. Muhterem Süren katıldı. 
 
Ceylanpınar'da yaptıkları inceleme ve hazırladıkları rapora ilişkin kısa bir bilgilendirmede bulunan İHD Genel Başkan Yardımcısı Serdar Çelebi, Rojava'da önemli olaylar ve gelişmelerin yaşandığı, bağlantılı olarak sınırın Türkiye tarafında da halkın ciddi anlamda sıkıntılar yaşadığını söyledi. Hazırladıkları raporda önemli tespit ve belirlemelere yer verdiklerini kaydeden Çelebi, raporu ilgili kurum ve kuruluşlarla paylaşarak yaşanan sorunlara çözüm bulunmasını isteyeceklerini dile getirdi. 
 
Kaymakam bulunamadı, AKP randevu vermedi!
 
Çelebi'nin konuşmasının ardından hazırlanan rapor İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici tarafından açıklandı. Heyetlerinin amacını ve yaptıkları girişimleri aktaran Bilici, girişimleri çerçevesinde kentte bulunan belediye başkanı, siyasi parti temsilcileri, sivil toplum örgütleri, mağduriyet yaşayan yurttaşlar, mahalle muhtarları ve gazetecilerle görüşmeler gerçekleştirdiklerini söyledi. Bu görüşmeler yanında heyetin Ceylanpınar İlçe Kaymakamı İbrahim Çenet ile yapmak istediği görüşmenin kaymakamın yerinde olmadığı gerekçesiyle gerçekleşmediğini belirten Bilici, ayrıca siyasi parti turu kapsamında AKP Ceylanpınar İlçe Örgütü ile de yapmak istedikleri görüşmenin AKP Ceylanpınar İlçe Başkanı Abdulgani Alkış'ın randevu talebine cevap vermemesi üzerine gerçekleşemediğini ifade etti. Raporda görüşmelerin yapıldığı kişi ve kurumların aktardıklarına ayrıntılı olarak yer verdiklerini kaydeden Bilici, görüştükleri kişilerin kendilerine önemli bilgiler aktardığını sözlerine ekledi. 
 
'Çeteci gruplar Kürtlere yönelik katliam yapıyor'
 
Yapılan görüşmeleri sıraladıktan sonra heyetin yaptığı tespitleri açıklayan Bilici, bu tespitleri iki başlık altında aktardı. Bilici, ilk olarak Rojava'da yaşananlara ilişkin yaptıkları tespitleri şöyle açıkladı: 
 
"* Rojava'nın Serêkaniyê kentinde 8 Kasım 2012 tarihinde başlayan ve uzun süre durgunlaşan olaylar, 16 Temmuz 2013 tarihinde El Nusra Cephesi'ne bağlı silahlı bir grubun Mehede Mahallesi'nde YPG güçlerine yönelik saldırısı sonrası başladı ve bugüne kadar aralıklarla şiddetli çatışmalar devam etmektedir. 
 
* El Kaide ile bağlantılı olduğu belirtilen El Nusra militanlarının yerleşik halkla bir bağlantısının olmadığı, neredeyse tamamının dünyanın çeşitli ülkelerinden bir araya gelerek kurduğu bir yapılanma olduğu ileri sürülmüştür. 
 
* Serêkanîyê, Til Ebyad, Kobanê, Halep ve bağlı köylerde yoğunlaşan çatışmalarda El Kaide'yle bağlantılı çetelerin özellikle sivillere yönelik saldırılar gerçekleştirmeye başladığı, Til Hasıl ve Til Eran bölgelerinde 300'ün üzerinde sivilin kaçırıldığı, Halep'in bazı mahalle ve köyleri başta olmak üzere bazı bölgelerde sivillere yönelik katliamlar gerçekleştirdiği iddia edilmiştir.
 
* El Nusra'ya bağlı silahlı birimlerin Arapların yoğun olduğu bölgelerde camilerde halkı Kürtlere karşı cihat yapmaya çağırdığı ve Kürtlerin kadınlarının helal olduğu, mallarının yağlanabileceği, Kürtleri öldürenlerin Cennete gideceği şeklinde fetvalar verdiği ileri sürülmüştür. 
 
* YPG'ye karşı saldırılar gerçekleştiren El Nusra Cephesi'ne yardımların daha çok Türkiye'den gönderildiği, yaralanan El Nusra üyelerinin Türkiye'deki hastanelerde tedavi edildiği, bazı El Nusra üyelerinin Türkiye'deki kamplarda eğitimini tamamladıktan sonra sınırdan tekrar Suriye'ye gönderildiği, El Nusra'ya silah, cephane ve çeşitli lojistik malzemelerin Türkiye üzerinden ulaştırıldığı bölge halkı tarafından en çok dile getirilen iddialar arasındadır. 
 
* Çatışmaların yoğunlaşmasıyla birlikte adı geçen bu bölgelerde insanlık dramı yaşanmaya başlamış, özellikle sağlık ve beslenme alanında önemli sıkıntılar ortaya çıkmıştır. Yeterli beslenememe ve tedavi imkanlarının kısıtlı olması salgın hastalık tehlikesini doğurmuştur. 
 
* Serêkaniyê kentinin YPG'nin eline geçmesiyle birlikte Türkiye'nin daha önce açık tuttuğu Ceylanpınar Sınır Kapısı'nı kapattığı görülmüştür. Sınır kapısı El Nusra Cephesi'nin elinde iken Türkiye'ye rahatlıkla yaralılar ve hastaların getirilebildiği, ancak sınır kapısının YPG'nin eline geçmesinin ardından ağır yaralı ve hasta siviller dahil olmak üzere, yaralı silahlı militanların Ceylanpınar'a geçişine izin verilmediği tespit edilmiştir. 
 
* Serêkaniyê Sınır Kapısı'nın YPG'nin eline geçmesinin ardından çatışmalarda yaralanan El Nusra birliklerinin Akçakale Sınır Kapısı'ndan Türkiye'ye giriş yaptığı ve tedavilerinin buradaki hastanelerde yapıldığı belirlenmiştir. 
 
* Çatışmaların gölgesinde yaşam mücadelesi veren halka yardımlar neredeyse hiç ulaştırılmamış, Suriye'nin diğer bölgelerine çeşitli şekillerde yardım yapan başta Türkiye olmak üzere Batı ülkeleri, Kürt bölgesinde yaşayan halka herhangi bir yardımda bulunmamıştır.
 
* Türkiye'nin Kürt bölgelerine açılan birçok sınır kapısını kapatması nedeniyle sivil toplum örgütleri tarafından da yapılmak istenen yardımlar, Rojava'ya ulaştırılamadığı gözlemlenmiştir. 
 
* Türkiye'nin yanı sıra Federal Kürdistan Bölgesi'nden Rojava'ya açılan tek sınır kapısı olan Sêmêlka Sınır Kapısı'nın da kapatılması, Rojava halkının ciddi anlamda sıkıntılar yaşamasına neden olmuştur. 
 
'Yaşanan sorunlar Türkiye'nin çetelere verdiği destekten kaynaklı'
 
Bilici, daha sonra Ceylanpınar ilçesinde elde etikleri veriler ışığında yapılan tespitleri de şöyle sıraladı: 
 
"* Rojava'nın Serêkaniyê kentinde yaşanan çatışmalar, Ceylanpınar ilçesini direk olarak etkilemiş, çatışmalarda seken kurşunlar ve atılan havan topları ve roketler nedeniyle 4 yurttaş yaşamını yitirmiş, çok sayıda kişi de yaralanmıştır. 
 
* Ceylanpınar'da yaşamını yitiren ve yaralananların ailelerinin zararının giderilmesi noktasında devlet yetkililerinin herhangi bir çalışma yapmadığı ileri sürülmüştür. 
 
* Ceylanpınar'da inceleme yaptığımız 2 Ağustos günü, Serêkaniyê kentinde çok şiddetli çatışmalar yaşanırken, heyetimiz bu çatışma nedeniyle gelen silah seslerine bizzat tanıklık etmiştir. Çatışmada basın mensuplarının konakladığı Öğretmenevi'nin de kurşunların hedefi olduğu ve çok sayıda kurşunun isabet ettiği tespit edilmiştir. 
 
* 20 Temmuz gecesi uçaksavar mermilerinin sınıra yakın M. Akif Ersoy Mahallesi'nde 2 eve isabet ettiği 170. Sokak'ta bulunan Abdulkadir Turan adlı yurttaşın evine isabet eden uçaksavar mermisi duvarda geniş bir delik açtığı, aynı mahallede bulunan 183. Sokak'ta bir evin bahçe duvarının alt tarafına da uçaksavar mermisinin isabet ettiği belirlenmiştir.
 
* Görgü tanıkları, Ceylanpınar'a atılan kurşunlar, havan topları ve roketlerin El Nusra üyeleri tarafından atıldığını bildiklerini, YPG'nin aracı kullanarak kendilerinden tek bir silahın ilçeye doğru sıkılmadığını yetkililere bildirilmesini istediğini, El Nusra Cephesi'nin konuşlandığı bölgelerden kurşunların geldiğinin tespit edildiğini ve bunun bilinçli bir şekilde yapıldığını beyan etmişlerdir. 
 
* 16 Temmuz günü yoğun bir şekilde yaşanan çatışmaların ilçeyi ciddi anlamda etkilediği, ekonomik ve sosyal olarak kentin büyük sorunlar yaşamaya başladığı görülmüştür. Halkın sokağa çıkamadığı, evlerinde dahi huzursuz olduğu, sınıra yakın bölgelerdeki bazı evlerin can güvenliği nedeniyle evlerini boşalttığı, birçok evin satılığa çıkarıldığı tespit edilmiştir. 
 
* Serêkaniyê'de YPG güçlerinin kentin hakimiyetini ele geçirmeleri ve sınır kapısında hakimiyet sağlamaları ardından Türkiye tarafının Ceylanpınar Sınır Kapısı'nı tüm giriş çıkışlara kapattığı, sınır kapısında var olan askeri karakolun boşaltıldığı, askerlerin sadece zırhlı araçlarla devriye gezerek sınır kapısı bölgesinde bulundukları görülmüştür. 
 
* Sınır kapısı El Nusra'nın elinde iken yaralanan mensuplarının rahat bir şekilde Ceylanpınar'a getirilebildiği, sınır kapısından hasta ve yaralıların getirilerek, Ceylanpınar ve civar hastanelerde tedavi edildiği, ancak kapının YPG'nin eline geçmesinin ardından bu geçişlerin tamamen engellendiği, yapılan görüşmeler ve görgü tanıklarının anlatımlarıyla tespit edilmiştir. 
 
* 22 Temmuz günü El-Nusra Cephesi üyesi olduğu belirtilen 6 kişilik bir grubun yanlarındaki büyük çantalarla araba beklerken, kameralara takıldığı, bu şahısların 16 Temmuz'da başlayan çatışmalar esnasında Ceylanpınar tarafına kaçtığı, Serêkaniyê'nin tüm kontrolünün YPG'nin elinde bulunması nedeniyle Serêkaniyê üzerinden Til Ebyad'a geçemedikleri, bu nedenle Ceylanpınar'dan Urfa'ya giderek, Akçakale üzerinden Til Ebyad'a geçmeye çalıştıkları, ilçenin sokaklarında sakallı, yabancı simaların çoğalmaya başladığı ve bu durumun ilçe sakinlerini tedirgin ettiği gözlemlenmiştir.
 
* Serêkaniyê'nin YPG güçlerinin eline geçmesiyle birlikte hasta ve yaralıların tedavi amaçlı Türkiye'ye alınmaması, aynı zamanda akrabaları olan Ceylanpınar halkında ciddi anlamda rahatsızlık yarattığı görülmüştür. 
 
* Yine 25 Temmuz günü El Nusra Cephesi'ne mensup 150 civarında kişinin Türkiye tarafından Serêkaniyê tarafına geçirilmeye çalışıldığı ve sınır kapısında bu duruma karşılık veren YPG güçleri ile bu şahıslar arasında şiddetli çatışmaların yaşandığı iddia edilmiştir.
 
* Serêkaniyê'nin yakın birkaç köyüne mevzilenmiş olan El Nusra üyelerine yardım ve destek eğiliminin halen olduğu, yerel düzeyde askeri ve idari birimlerin bu destekleri sağladığı ve bu durumun devletin yetkili organlarınca görmezden gelindiği gözlemlenmiştir. 
 
* Sınırda yaşanan gerginlik ve Ceylanpınar'a yansımasının ilçede ve ilde görev yapan yetkililer tarafından çok fazla önemsenmediği, yaşanan sorunlara ilişkin çözüm üretmede ketum kalındığı, yerel yönetimlerin devlet kurumlarının toplantı ve girişimlerine dahil edilmediği tespit edilmiştir. 
 
* Ceylanpınar'da yaşanan mağduriyetlerin ve can kayıplarının temel nedeninin Türkiye'nin Suriye politikası ve çeteci gruplara verdiği destekten kaynaklandığı bölge halkı arasında yaygın kanı olduğu tespiti yapılmıştır.
 
* Çatışmaların yoğunlaşmasıyla birlikte Ceylanpınar ilçesine sınırın diğer tarafından 4 bine yakın sivil insanın sınırı geçtiği, bu insanların herhangi bir çadır kente alınmadığı, bir kısmının ilçede bulunan akrabalarının yanına yerleştikleri, çoğunun da sahipsiz kaldığı ve kendilerine yardımların yapılmadığı aktarılmıştır. 
 
* İlçeye gelen ve devlet tarafından sahiplenilmeyen mültecilerin bir bölümünün kendi imkânlarıyla kentte çeşitli ticari faaliyetlerde bulunduğu, buna ilişkin herhangi bir denetimin olmadığı, bundan dolayı da yerel esnafın ekonomik anlamda zarar gördüğü belirtilmiştir. 
*Yaşanan olaylara ve çetelerin saldırılarına tepki göstermek amacıyla yapılmak istenen yürüyüş ve gösteriler polisin müdahalesiyle karşılaşmış, halkın toplantı ve gösteri özgürlüğü yasaklanmıştır.
 
* BDP ve DTK'nın 4 Ağustos günü Rojava'da sivil halka yönelik katliama tepki göstermek amacıyla Ceylanpınar'a yapmak istediği yürüyüş ve miting Urfa Valiliği tarafından yasaklanmış, yasağa rağmen yapılmak istenen yürüyüş birçok merkezde polisin müdahalesiyle karşılaşmıştır. Yaşanan olaylarda bazı vatandaşlar gözaltına alınırken, birçok kişi de yaralanmıştır."
 
'Türkiye'nin çetelere silah ve lojistik destek sağladığı doğru mudur?'
 
Bilici, Rojava ile ilgili ve Ceylanpınar'da yaşananlara ilişkin aydınlatılması gereken noktalar olduğunu belirterek, bunları şöyle açıkladı:
"* Sınırımızda bunca şey yaşanırken, devletin ilgili birimleri ve hükümet, Rojava'ya ilişkin nasıl bir politika izlemektedir, Türkiye'nin Kürtlere yönelik bakış açısı nedir?
 
* Devletin Rojava'da Kürtlere karşı savaşan ve sivil halka yönelik katliamlar gerçekleştiren El Nusra ve benzeri gruplara yardım edip lojistik destek sağladığı, bu şahıslara Türkiye'deki mülteci kamplarında silahlı eğitim verildiği doğru mudur?
 
* İddia edildiği gibi, Türkiye'den silah ve lojistik desteğin trenle sağlandığı, Ceylanpınar'da elektrikler kesilerek, çeteci grupların geçiş yaptığı ve silah sevkıyatı yapıldığı doğru mudur? 
*Sınırın diğer tarafından Ceylanpınar'a kurşun, havan topu ve roketatar mermilerinin El Nusra Cephesi tarafından atıldığı iddia edilmesine rağmen, bu gruplara karşı bir tedbir alınması konusunda bir girişim var mıdır? 
 
* Türkiye tarafına kurşunların gelmesinin ardından TSK'nin "Angajman kuralları gereği yanıt verilmiştir" şeklindeki açıklamaları ve uygulanan angajman kurallarının sadece YPG'ye yönelik gerçekleştirildiği doğru mudur? 
 
* Daha önce açık olan Ceylanpınar Sınır Kapısı 16 Temmuz tarihinden itibaren neden kapatılmıştır?
 
* Rojava'da çatışmalarda başladığından bu yana Türkiye'de kaç silahlı militan tedavi edilmiştir, bu militanlar hangi ülkenin vatandaşlarıdır ve bunlar tedavi edildikten sonra nereye gönderilmişlerdir?
 
* Ceylanpınar'daki mülteci kampına yemek veren firmanın aynı zamanda silahlı çete gruplarına da yemek verdiği iddiası doğru mudur?
 
* Devletin sorumluluğu altında bulunan Ceylanpınar halkının can ve mal güvenliğini sağlama konusunda hükümetin bir plan ve programı var mıdır?
 
* Ceylanpınar ve diğer Kürtlerin kontrolünde bulunan bölgelere açılan sınır kapıları neden kapatılmıştır? Federal Kürdistan Bölgesi'ndeki sınır kapısının kapatılmasının nedeni nedir?
*Sınır kapısının kapatılması ardından Serêkaniyê'den getirilmek istenen yaralı ve hasta sivillerin geçişine neden izin verilmemektedir?
 
* Sivil toplum örgütleri ve bazı çevrelerin Rojava halkına yapmak istediği insani yardımlar neden engellenmektedir?
 
* BDP ve DTK'nın Ceylanpınar'a yapmak istediği yürüyüş ve miting Urfa Valiliği tarafından neden yasaklanmıştır?
 
'Rojava'ya yönelik duyarsızlık trajediyi büyütmektedir'
 
Raporun "Kanaat ve Sonuç" bölümünde heyetin edindiği izlenim ve kanaati açıklayan Bilici, şöyle devam etti: "Ceylanpınar ilçesinde yaptığımız araştırma ve inceleme sonucunda; Suriye'nin Rojava bölgesinde bir süredir yaşanan çatışmalar, bölge halkında ciddi anlamda rahatsızlık yaratmıştır. Özellikle El Nusra ve benzer radikal İslamcı grupların sivil Kürtlere yönelik katliamları ve katliam girişimleri, sınırın her iki yakasında da endişe, kaygı ve öfkeyle karşılanmaktadır. Ayrıca bu bölgede savaşın yoğunlaşmasıyla birlikte baş gösteren gıda yetersizliği ve salgın hastalıklar tehlikesi, yaşanan sorunu ikiye katlamaktadır. Bu duruma başta Türkiye olmak üzere uluslararası devlet ve sivil kuruluşların sessizliği, Rojava'da yaşanan insanlık dramını daha da artırmaktadır. Özellikle insani yardım konusunda yetersizlik, yardımların ulaştırılmak istendiği sınır kapılarının kapalı olması, hasta ve yaralıların Türkiye tarafına geçişinin engellenmesi gibi önemli sorunların bölge insanında ciddi rahatsızlıklar yarattığı kanaatine varılmıştır."
 
'Türkiye'den destek alan çeteler Kürtlere saldırılarını artırmıştır'
 
Ceylanpınar'ın ise yaşanan tüm bu sorunların en derinden hissedildiği bölgelerin başında geldiğini vurgulayan Bilici, "Son günlerde yaşanan can kayıpları ve yaralanmalar bunun kanıtıdır. Ancak Ceylanpınar'da yaşanan sorunlara ilişkin devlet organlarının bugüne kadar yeterli tedbir aldıkları kanaatinde değiliz. Özellikle Türkiye'nin Kürt örgütlere karşı savaşan gruplara müsamaha göstermesi ve zaman zaman destek sunması, bu olayların bu raddeye gelmesinde büyük rol oynamıştır. Türkiye'nin desteğinden güç alan El Nusra ve bağlı gruplar, Kürtlere yönelik saldırılarını artırmaktadır. Bu da doğal olarak sınırın sıfır noktasında bulunan Ceylanpınar'da yansımasını bulmaktadır. Böylesi bir durum ne yazık ki acı sonuçların doğmasına neden olmaktadır. Ceylanpınar halkının bu hususta hükümetin politikalarına ciddi anlamda tepkili olduğunu söyleyebiliriz. Ayrıca sınırın öte yakasında bulunan akrabalarının durumundan da endişe duymaktadırlar. Türkiye'nin radikal İslamcı gruplara verdiği desteğin oradaki akrabalarının hayatını tehlikeye attığını düşünmektedirler. Ayrıca, olayların başladığı günden bu yana devletin Ceylanpınar'a yönelik herhangi bir ciddi tedbir almadığını belirtmekte yarar var. Gerek askeri, gerek siyasi, gerekse ekonomik olarak yaşanan sıkıntılara ilişkin ortaya konmuş bir plan ve programın olmadığı görülmüştür. Tüm bu olumsuz yaklaşımların ilçede sorunların daha da büyümesine neden olduğu sonucuna varılmıştır" diye konuştu. 
 
'Türkiye Suriye politikasını değiştirmeli, Kürtlerle iyi ilişkiler kurmalı'
 
Bilici, son olarak heyetin Rojava ve Ceylanpınar'a ilişkin talep ve önerilerini de şöyle sıraladı: 
 
"* Türkiye, Suriye politikasını bir an önce değiştirmeli, Suriye'de yaşayan Kürtler ve diğer halkların özgürlük mücadelesi desteklenmeli, halkların kendi kaderini tayin hakkına saygı gösterilmeli ve bu halklara yönelik çeteci grupların saldırılarının önlenmesinde etkili tedbirler almalıdır. 
 
* Kürt sorununun uluslararası boyutu göz önüne alınarak Türkiye'de devam eden barış ve çözüm sürecinin ilerleyebilmesi bakımından da Rojava ile iyi ilişkiler kurulmalıdır. 
 
* Rojava'da yaşayan halkların sınırın Türkiye tarafında yaşayan halklarla akraba olduğu göz önünde bulundurularak, gerekli hassasiyetin gösterilmesi gerekmektedir. 
 
* Rojava bölgesinde salgın hastalık ve açlık nedeniyle yaşanabilecek büyük bir insani trajediye izin vermemek için bir an önce tüm sınır kapılarının insani yardım ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla açılması gerekmektedir. 
 
* Türkiye'nin açıkça destek verdiği ileri sürülen, sivil katliamlar gerçekleştiren silahlı çeteci gruplara desteğini kesmesi ve bu gruplara karşı net tavır alması gerekmektedir. 
 
* Rojava'da yaşanan insanlık dramının göz önünde bulundurularak, tüm ulusal ve uluslararası kuruluşların insani yardım konusunda gerekli hassasiyeti göstermesini bekliyoruz. 
 
* Rojava'da olası salgın hastalıkların önüne geçilmesi amacıyla sınırın bu yakasını da tehdit edebileceği de dikkate alınarak, Rojava halkına gerekli tıbbi desteğin sağlanması, sağlık ekibi ve ilaç yardımının yapılması, kentlerde ve köylerde ilaçlamalar yapılmasını talep ediyoruz. 
 
* Rojava'da yaşanan çatışmaların gölgesinde yaşamak zorunda kalan Ceylanpınar halkına yönelik gerekli tedbirlerin alınması, can ve mal güvenliklerinin sağlanarak normal yaşamlarına dönmeleri sağlanmalıdır. 
 
* Ceylanpınar'da ve diğer bölgelerde çatışmalardan dolayı zarar gören yurttaşların zararlarının karşılanması gerekmektedir. 
 
* Ceylanpınar'da ve diğer kentlerde bulunan mülteci kamplarının sivil toplum örgütleri ve insan hakları kurumlarının denetimine açılmasını talep etmekteyiz."