DİYARBAKIR – İHD Diyarbakır Şubesi cezaevlerinde hasta tutsakların durumuna dikkat çekmek amacıyla bir basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısında konuşan İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, ağır hasta tutsak Ramazan Özalp hakkında Adli Tıp Kurumunun cezaevinde kalamaz raporu vermesine rağmen, Savcılığın emniyetten aldığı görüş doğrultusunda Özalp’in tahliye edilemeyeceğine dair skandal karara imza attığını söyledi. Hasta tutsak Ali Ekber Oruç'un Abisi Halil Oruç ise, kardeşinin tahliye edilmemesine tepki göstererek “Biz aile olarak Adalet Bakanlığı’nın bu tutumu protesto ediyoruz. Sağduyuya ve vicdanlı olmaya çağırıyoruz” dedi.
İHD Diyarbakır Şubesi, cezaevinde bulunan hasta tutsakların yaşadıkları ciddi hastalıklara ve yetkililerin duruma kayıt kalmasına dikkat çekmek amacıyla şube binasında bir basın toplantısı düzenledi. Kas hastalığı nedeniyle cezaevinde yaşamını idame edemeyecek durumda olan ve buna rağmen serbest bırakılmayan Ali Ekber Oruç'un ailesinin de katıldığı basın toplantısında, bir başka hasta tutsak olan Ramazan Özalp’in Adli Tıp Kurumundan alınan cezaevinde kalamaz raporuna Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı’nın verdiği skandal karara dikkat çekildi.
Toplantıda konuşan İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, bu güne değin hasta tutsakların durumuna dikkat çekmek amacıyla çalışmalarda bulunduklarını, ilgili ve yetkilere mercilere çağrılarda bulunduklarını ancak tüm girişimlere rağmen hasta tutsakların durumuna kayıtsız kalındığını söyledi. Bilici, hasta tutsakların her geçen gün ölümle pençeleştiğini kaydederek, bürokratik engellemelere derhal son vererek hasta tutsaklara yönelik sorumluluğun yerine getirilmesini istedi.
Bilici, basın toplantısındaki konuşmasında ağır hasta ve derhal serbest bırakılması gereken hasta tutsak Ramazan Özalp için Bakırköy Savcılığı’nın skandal bir karara imza attığını söyledi. Adli Tıp Kurumunun, Özalp hakkında cezaevinde kalamaz raporu vermesine rağmen, Savcılığın emniyetten aldığı görüş doğrultusunda Özalp’in tahliye edilemeyeceğine karar verdiğini söyledi. Savcılığın verdiği kararı hukuksuz, trajik ve komik olarak yorumlayan Bilici, Savcılığın "Şahsın bizzat kendisinin toplum açısından bir tehlike teşkil etmediği, ancak; şahsın Dirsekli köyüne veya İdil ilçesine gelmesi durumunda bazı siyasi şahıslar ve vatandaşlar tarafından propaganda aracı olarak kullanılabileceği ve bu durumun çeşitli toplumsal olaylara sebebiyet verebileceği, farklı siyasi görüşlere sahip vatandaşlar veya vatandaşlar ile güvenlik güçleri arasında gerginlik ve çatışmalara yol açabileceği" yönünde verdiği karar nedeniyle Adalet Bakanlığı’nı duyarlı davranmaya çağırdı.
Basın toplantısında konuşan hasta tutsak Ali Ekber Oruç'un abisi Halil Oruç ise kardeşinin bir an önce tahliye edilmesi gerektiğini, cezaevinde yaşamını yitirmesi durumunda sorumlusunun hükümet ve Adalet Bakanı'nın olacağını belirtti. Oruç, “Biz aile olarak Adalet Bakanlığı’nın bu tutumu protesto ediyoruz. Sağduyuya ve vicdanlı olmaya çağırıyoruz.” dedi. Oruç'un eşi Cemile Oruç ise, eşinin durumunun iyi olmadığını, cezaevinde bakımının zor olduğunu ve bunun içinde bir an önce tahliye edilmesi gerektiğini ifade etti.
Son olarak konuşan İHD Cezaevi Komisyonu Üyesi Avukat Muhterem Süren, Özalp hakkında Bakırköy Savcılığının almış olduğu kararı eleştirerek “Ramazan Özalp ve onun durumunda olan hasta mahpuslara reva görülen, dirilerinin kitlesel olarak karşılanması yerine ölülerinin kitlesel karşılanmasıdır. Bu karar bize bunu göstermiştir. Şimdiye kadar hangi hasta mahpusun tahliyesi toplumun güvenliğini tehlikeye koymuşta, Özalp’in ve onun konumunda olan diğer hasta mahpusların tahliyesi toplum güvenliğini tehlikeye koysun? Biz bunu Adalet Bakanlığı’na, Savcılığa ve Emniyet müdürlüğüne soruyoruz.” dedi.