ANKARA- İHD ve FİDH heyeti hazırladıkları Türkiye-Rojava Sınır Geçişleriyle İlgili Araştırma ve Tespit Raporu'nu açıkladı. Raporda, "Türkiye'nin Suriye politikasını gözden geçirerek, Suriye'de iç savaşın sona erdirilmesine dönük ateşkesin sağlanması, Cenevre Konferansı'nın yapılması, geçiş hükümeti kurularak Suriye'nin demokratik dönüşümüne katkı sunması, Rojava bölgesi yönetimi ile iyi ilişkiler kurarak Türkiye'deki barış ve çözüm sürecinin ilerlemesine katkı sunması gerekmektedir" denildi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu (FİDH) Merkez Yönetim Kurulu üyelerinin katılımıyla oluşturulan heyet, 5-7 Ekim günlerinde yaptıkları inceleme sonucu hazırladıkları Türkiye-Rojava Sınır Geçişleriyle İlgili Araştırma ve Tespit Raporu'nu İHD Genel Merkezi'nde basın toplantısıyla açıkladı. İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan tarafından açıklanan raporda, heyetin amacının Rojava sınır kapılarının insani yardım geçişlerine açık olup olmadığı ve sınır hattında bulunan sığınmacı kamplarının durumunun taraflarla görüşme suretiyle yerinde incelemek amacıyla oluşturulduğu belirtildi. Heyetin İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, FİDH Genel Başkan Yardımcısı Yusuf Alataş, İHD Genel Başkan Yardımcısı Serdar Çelebi, İHD Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölge Temsilcisi Şevket Akdemir, İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, İHD Adıyaman Şube Başkanı Osman Süzen ve İHD MYK üyesi Sevim Salihoğlu'ndan oluştuğunun belirtildiği raporda, "Heyet 5-6-7 Ekim 2013 tarihlerinde Nusaybin/Nîsêbin, Ceylanpınar/Serkaniye, Şenyurt/Derbesiye, Akçakale ve Kilis/ Öncüpınar sınır kapılarını gezerek çalışmasını tamamlamıştır" denildi.
Tespitler
Raporda Türkiye-Rojava sınırında yapılan incelemeler sonucu şu tespitlerin yapıldığı belirtildi:
* Suriye'de devam eden iç savaş nedeniyle Türkiye vatandaşlarının sınır kapılarından çıkışı İçişleri Bakanlığı'nın genelgesiyle yasaklanmıştır.
* Nusaybin Gümrük Kapısı insani yardım ve ticaret için Türkiye tarafından açık olup, sınırın Suriye tarafından kapalı olduğu görülmüştür.
* Şenyurt hudut geçiş noktası askeri bölge olup, insani yardım geçişlerine sınırlı olarak (Ayda 1 veya 2 kere) izin verildiği, yetkililerle yapılan görüşmelerde insani yardım geçişlerinin bundan sonra Çarşamba günü yapılacağını, malzemelerin durumuna göre ya her hafta ya da iki haftada bir izin verileceğini ifade etmişlerdir.
* Ceylanpınar hudut geçiş noktası askeri bölge olup, insani yardım geçişlerine kapalıdır.
* Akçakale Gümrük Kapısı insani yardımlara ve ticarete açık durumda faal olarak çalışmaktadır.
* Kilis Öncüpınar Gümrük Kapısı Özgür Suriye Ordusu ile El Kaide arasındaki silahlı çatışma nedeni ile ve Kazaz kentinin El Kaide'nin eline geçmesi nedeni ile kapalıdır.
* Türkiye-Suriye sınır hattında Özgür Suriye Ordusu'nun denetiminde bulunan sınır kapıları ile sınır geçiş noktalarına Türkiye'nin yaklaşımının pozitif olduğu, buna karşılık PYD'nin kontrolünde olan sınır kapıları ve sınır geçiş noktalarına yaklaşımın negatif olduğu ve bariz bir politik tutum alındığı anlaşılmaktadır.
* Türkiye'ye sığınan Suriyelilerin 200 binin kamplarda, geriye kalan 600 binin kamp dışında Türkiye'nin değişik kentlerinde kendi imkanlarıyla kaldığı, bunun çeşitli sosyal ve kültürel sorunlara yol açtığı ve bu konuda büyük bir belirsizlik olduğu görülmektedir.
* Türkiye kendisine sığınanlara fiili bir durum olduğundan hareketle herhangi bir hukuk uygulamayıp, durumu idare etme pratiği ile hareket etmektedir.
* Türkiye'ye sığınanlardan farklı etnik ve inanç gruplarına yönelik kamp sorunu olduğu açıktır. Örneğin Kürtlere ve Arap Alevilere ait kamp bulunmamaktadır.
*Türkiye'ye sınır hattındaki tel örgüleri aşıp sığınanlara yönelik işkence ve kötü muamele iddiaları ciddi olup, bu hususta hiçbir tedbir alınmadığı anlaşılmaktadır.
* Sığınmacı kampları dışında kalan sığınmacılara yönelik devlet tarafından herhangi bir yardım yapılmamakta olup, sadece sağlık giderleri devletçe karşılanmaktadır.
* Türkiye'ye Sığınan kadınlara yönelik ön yargılı ve olumsuz davranışların olduğu, bu durumun zaman zaman sığınmacı ve yerelde ikamet eden kadınlar arasında soruna dönüştüğü öğrenilmiştir.
* Başbakanlık ve diğer bakanlıklar tarafından mültecilere ve kamplara ilişkin yayınlanan tüm yönergeler gizli tutulmaktadır. Kamplara insan hakları örgütlerinin girişine izin verilmemektedir. Bu durum hükümetin süreci şeffaf yürütmediğini göstermektedir"
Çözüm önerileri
Raporda yaşanan sorunların çözümüne ilişkin ise şu öneriler yapıldı:
* Türkiye-Rojava sınır hattında bulunan ve hiçbir güvenlik sorunu olmayan Şenyurt ve Ceylanpınar sınır geçiş noktalarında "sıfır nokta politikası" uygulanarak, buraların devamlı olarak insani yardımlara ve ticarete açık tutulması sağlanmalıdır.
* Nusaybin Gümrük Kapısı'nın Suriye tarafından açık tutulması için PYD'nin girişimlerde bulunması ve buradan ticaret yapılmasının önü açılmalıdır.
* Suriye-Türkiye sınırına yakın olan ve etrafı El Kaide ile çevrili olan Afrin'e acil olarak insani yardım ulaştırılması için Türkiye sınırından insani yardım koridoru açılmalıdır.
* Türkiye-Rojava sınır hattının Nusaybin kesiminde yapımına başlanan duvar derhal yıkılmalıdır.
* Rojava bölgesine ellerindeki silolarda bulunan buğdayı işleyip un yapabilmeleri için gerekli malzeme veya değirmenler Türkiye tarafından gönderilmelidir.
* Uluslararası toplum tarafından Suriye'ye gönderilen ve Suriye Ulusal Konseyi'nin Antep'teki bürosu vasıtasıyla dağıtılan insani yardımların Kürt bölgesine yani Rojava'ya ulaştırılmadığı göz önüne alınarak, bu yardımların bir kısmının doğrudan doğruya Kürt Ulusal Yüksek Konseyi'nin Şenyurt Kapısı'na yakın bir yerde veya birkaç yerde birden oluşturacağı büroya teslim edilmesi ve Şenyurt sınır geçiş noktasından aktarılması sağlanmalıdır.
* Türkiye'ye sığınanlara yönelik sınır hattında ve karakollarda yapıldığı iddia edilen işkence ve kötü muamele ile ilgili olarak etkili soruşturmalar açılmalı, askeri birimler denetlenmeli, bu konu ile ilgili olarak Türkiye İnsan Hakları Kurumu araştırma yapmalıdır.
* Türkiye'den El Kaide'ye katılıp Suriye'de savaşmaya gidenlerle ilgili olarak; bu kişilerin gönderilmesi işlemlerini Türkiye'den yapanlar hakkında emniyet ve istihbarat birimlerinin acil çalışma başlatması ve Cumhuriyet savcılarının durum hakkında etkili soruşturma başlatmaları gerekmektedir.
* El Kaide ve El Nusra gibi cihatçı örgütlerin Suriye'de kentleri ele geçirmesi ile birlikte Türkiye halkına yönelik yakın tehlike göz önünde bulundurulmalı ve bu konuda yeni bir politika geliştirilmelidir.
* İç çatışmalar nedeni ile kaçarak Türkiye'ye sığınanlara ayrım yapılmaksızın "açık kapı" politikası uygulanmalı ve uluslararası hukukun gereği olarak hiç kimse sınırdan geri çevrilmemelidir. Türkiye'ye sığınmış hiçbir Suriyeli zorla sınır dışı edilmemeli "kimseyi gönüllü geri dönüş" için zorlamamalıdır.
* 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu'nun gereği olarak acilen bir yönetmelik hazırlanarak Suriyeli mültecilere verilen "geçici koruma statüsü" tanımlanmalı ve hukuki güvence altına alınmalıdır. Bu yönetmeliğin hazırlanış sürecinde insan hakları örgütleri ile işbirliği yapılmalı ve örgütlerin görüşleri esas alınmalıdır.
* Başbakanlık AFAD Başkanlığı tarafından, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay'ın imzasıyla yayınlanan 9.9.2013 tarihli "Suriyeli Misafirlerin sağlık ve diğer hizmetleri hk." konulu 2013/8 nolu Genelge ile Suriyeli mültecilerin sağlık hizmetlerine erişimi konusundaki sorunlar giderilmeye çalışılmıştır. Bu genelge 81 ilde din, mezhep ve etnik ayrım yapılmaksızın uygulanmalı ve sürekli olarak denetlenmelidir.
* Başbakanlık ve bakanlıklarca Suriyeliler ve kamplara ilişkin yayınlanan tüm yönergeler ve emir yazıları insan hakları örgütlerinin erişimlerine açık hale getirilmelidir.
* Türkiye'deki kampların insan hakları örgütleri tarafından incelenmesi için izin verilmesi sağlanmalıdır.
* Kamp dışında kalan sığınmacıların neden olduğu sosyal sorunların giderilmesi noktasında devlet-stk-yerel yönetimler işbirliği geliştirilerek sorunlar en aza indirilmelidir.
* Bütün bu sorunların toptan giderilmesine dönük olarak Türkiye'nin Suriye politikasını gözden geçirerek, Suriye'de iç savaşın sona erdirilmesine dönük ateşkesin sağlanması, Cenevre Konferansı'nın yapılması, geçiş hükümeti kurularak Suriye'nin demokratik dönüşümüne katkı sunması, Rojava bölgesi yönetimi (Kürt Ulusal Yüksek Konseyi ve PYD) ile iyi ilişkiler kurarak Türkiye'deki barış ve çözüm sürecinin ilerlemesine katkı sunması gerekmektedir.
Açıklanan raporun ardından kısa bir açıklama yapan FİDH Genel Başkan Yardımcısı Yusuf Alataş, insani yardımın etnik ayrımcılık noktasında son derece belirgin olduğunu belirterek, Türkiye'nin insani yardım konusunda ölçüt olması gerektiğini söyledi. Alataş, "Türkiye'de 800 bin Suriyeli yaşamaktadır. Bunların 600 bini hiç bir statüsü olmadan yaşam mücadelesi veriyor. Son derece istihdama açık bir durum var ortada" dedi.