DİYARBAKIR - Bingöl'de 2008 yılında gerçekleştirilen 4 kişinin yaşamını yitirdiği ve 6 kişinin yaralandığı saldırıya ilişkin açılan soruşturmaya Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından "takipsizlik kararı" verilmesine tepki gösteren saldırının mağduru Nihat Ak, "Adaletin olmadığı yerde ne yapacağım?" diye sordu.
Bingöl'ün Genç ilçesinde bağlı Haraba mezrasında 19 Temmuz 2008 tarihinde kimliği belirsiz kişilerce Ak ve Bayram ailelerine açılan ateş sonucu 4 kişi yaşamını yetirirken, 6 kişi de yaralanmıştı. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı ise, yürütülen soruşturma sonucunda sanıklar Mesut Özcan, Fikri Özcan ve Yaşar Özcan hakkında "kavuşturmaya yer olmadığı" gerekçesiyle takipsizlik kararı verdi. Savcılığın bu kararı üzerine olayın mağdurları ve avukatları Baran Pamuk ile birlikte İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi'nde basın toplantısı düzenledi.
Toplantıda konuşan Av. Baran Pamuk, Jandarma Karakolu'nun olayın yaşandığı yere 3 km kadar uzak olduğunu, bu kadar yakın iken olaya müdahale etmemesi, olay yerine gitmemesi ve düzenlenen tutanakların dikkate alındığında olayın faillerinin kimler olduğu ve ne gerekçe ile yaptığının anlaşıldığını ifade etti. Pamuk, "Kanun gereği görevi, suçu önleme, suçluyu yakalama ve delilleri toplama olan jandarma, olay sırasında müdahale etmediği gibi olay sonrasında da tam 3 gün boyunca dahi olay yerine uğramamıştır. Delil toplama zahmetinde bile bulunmamıştır. Jandarma olay yerine gitmeme gerekçesi olarak tuttuğu tutanaklarda ise skandal ifadeler kullanmış, adeta suçla ilişkisini ikrar etmiştir. Jandarma tutanaklarında 'Olay yerinin örgüt mensuplarının geçiş güzergâhı olduğu ve köylülerin de örgüt sempatilerinin olabileceğinin değerlendirildiği' şeklinde tamamıyla hukuken suç unsuru olan ifadeler kullanmıştır" dedi.
'Sen rahat ol…'
Olayın mağdurlarından Nihat Ak adlı yurttaş ise, olay esnasında ilk kurşunun kendisine isabet ettiğini belirterek, olayda kullanılan mermi, silah ve havan toplarının kendisinin savcılığa getirdiği ifade ederek, "Savcılıktan aldığım belge ile olayda kullanılan mühimmatları savcılığa getirip teslim ettim. Savcı bana 'Sen rahat ol' dedi. Bunun üzerinde soruşturma başlatıldı ve bir adım dahi ileri gidilmedi. Bunun üzerine ben de Cumhurbaşkanlığı'na, Başbakanlığa ve Adalet Bakanlığı'na dilek yazdım. Cumhurbaşkanlığı'nın bana cevaben yazdığı yazıda 'Kurumların arasında bağımsızlık var' yazıyordu" şeklinde konuştu. Aldığı cevap karşısında umudunun tükendiğini ifade eden Ak, "Adaletin olmadığı yerde ne yapacağım?" diye sordu.