İHD Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınlarının “Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın” sloganıyla her hafta düzenlediği oturma eylemlerinin 257.’ si, Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleştirildi. Oturma eylemine İHD üye ve yöneticilerinin yanı sıra, Barış Anneleri Meclisi, MEYA-DER, KESK’e bağlı sendikaların temsilcileri, BDP Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkan Adayı Fırat Anlı, Sur Belediyesi Eş Başkan Adayları ile çok sayıda kayıp yakını katıldı. 

 

Üzerinde “Onlar Bir Gece Ansızın Evlerinden Alındılar ve Bir Daha Geri Dönmediler” yazılı pankartın açıldığı ve kaybedilenlerin fotoğraflarının taşındığı eylemde konuşan İHD Diyarbakır Şube Sekreteri Abdusselam İnceören, kayıp yakınları ile birlikte 257 hafta boyunca burada oturma eylemi gerçekleştirerek yetkililere seslendiklerini belirterek, artık kayıpların bulunması ve faillerinin yargı önüne çıkartılması için adım atılması gerektiğini ifade etti. İnceören, adım atılmaması durumunda kayıp oturma eylemlerinin sonuç alıncaya kadar kesintisiz sürdüreleceğini kaydetti. 

 

‘Cezaevleri kanayan yaramız’

 

Güncel gelişmeler hakkında da değerlendirmelerde bulunan İnceören, Roboski katliamı ile ilgili Askeri Savcılık tarafından verilen takipsizlik kararına tepki gösterdi. İnceören “Roboski katliamında yaşamını yitirenleri kayıp eylemlerimizde anmaya devam edeceğiz. Onları sürekli gündemde tutacağız. Unutmayacağız, unutturmayacağız” dedi. İnceören, ‘kanayan yaramız oldu’ şeklinde tanımladığı cezaevleri sorunlarına da değinerek, cezaevlerinde yaşanan baskıların arttığına işaret etti. Yasalarda ve uluslar arası antlaşmalarda tutuklu ve hükümlülerin haklarının güvence altına alındığını hatırlatan İnceören, “Ancak bize yapılan başvurulardan anlıyoruz ki, tutuklulara karşı gayri insani muameleler devam ediyor. Çıplak aramdan sürgünlere, darp etmeden işkencelere varan uygulamalar devam ediyor. Son dönemde Siirt’te, Batman’da, Şakran ve Sincan’da ciddi şekilde sorunlar yaşanıyor. Sincan Cezaevinde çocuklar darp edildikleri yetmiyormuş gibi bir de sürgün edildiler” dedi. Cezaevlerinde hasta mahpusların durumunu da değinen İnceören, cezaevlerinde ölümler çıkarsa, Adalet Bakanlığı’nı ve hükümeti sorumlu tutacaklarını kaydetti. İnceören ayrıca 10 Ocak Çalışan Gazeteciler günü nedeniyle, cezaevlerinde tutuklu bulunan gazetecilerin serbest bırakılmasını talep etti.

 

Panzerle gözaltına alındı ve aileye gözaltında yok denildi

 

İnceören’nin konuşması ardından  İHD Diyarbakır Şubesi Kayıplar ve Faili Meçhul Cinayetler Komisyonu Üyesi Necibe Güneş Perinçek tarafından, 10 Mayıs 1993 tarihinde Şırnak’ın Cizre İlçesi Meşe içi köyü’nde gözaltına alınarak kaybedilen Bedri Berk’in hikayesi anlatıldı. Berk’in yaşadığı köyün 90’lı yılların başlarında, askerler tarafından çatışmalar yaşandığı gerekçesiyle sürekli baskına uğradığını söyleyen Perinçek, bir süre ise sonra köylülerin gördükleri baskı ve işkenceler nedeniyle köyü boşaltılmak zorunda kaldıklarını belirtti. Köyünden Cizre’ye göç eden Berk’in, güvenlik güçleri tarafından taciz edildiğini ve evinin sürekli baskına maruz kaldığı ifade eden Perinçek, Berk’in evinin 10 Mayıs gecesi panzerler eşliğinde baskın düzenleyen askerler tarafından kapıları kırılarak bir kez daha basıldığını ve Berk’in baskında panzere bindirilerek gözaltına alındığını söyledi. Ailesinin ertesi gün ve sonraki günlerde tüm resmi girişim ve başvurularına rağmen, Berk’in gözaltına alındığının kabul edilmediğini sözlerine ekleyerek konuşmasını sürdüren Perinçek, bir süre sonra aile ile diyaloğa geçen MİT’le bağlantılı olduğunu iddia eden bir kişinin bir miktar para karşılığında Berk’in bulunabileceğini ve buna karşılık aileninde bulunabilir umuduyla bu kişiye para verdiğini, ancak bu güne kadar Berk’ten hiçbir haber alınamadığını söyledi.

 

Yapılan konuşmalar ardından kayıp yakınları Bedri Berk ve tüm kayıplar için 5 dakikalık oturma eylemi yaparak, etkinliklerini sona erdirdi.