ANKARA - İHD, MİT Kanun Teklifi'nin temel hak ve özgürlüklere yönelik büyük bir tehdit olduğuna dikkat çeken bir yazılı açıklama yayınladı. Açıklamada, hükümetin bir an önce toplumsal barış ve müzakere yasası çıkararak, çözüm sürecinin yasal güvence altına alınması talep edildi.
İHD Genel Merkezi (İHD) tarafından, MİT'e olağanüstü yetkiler veren ve Meclis İçişleri Komisyonu'nda kabul edilerek, Meclis Genel Kurulu'na sunulan MİT Kanun Teklifi'ne ilişkin yazılı açıklama yapıldı. Açıklamada, MİT Kanun Teklifi'nin temel hak ve özgürlüklere yönelik büyük bir tehdit olduğu belirtilerek, şunlar kaydedildi: "Bu ülkede kontr-gerillanın yanı sıra JİTEM, Hizbulkontra, Ergenekon gibi belki de ismini bilmediğimiz çok sayıda devlet içi çetenin ya da paralel yapılanmaların verdiği zararlarla mücadele etmekteyiz. Hala bu ülkede geçmişle yüzleşme yaşanmadı. Bu ülkede hala bir hakikat ve adalet komisyonu kurulmadı. Bu ülkede hala devlet içi çeteler halka hesap vermedi ve siyasal iktidarlar bu çetelerden hesap soramadı. Böylesi bir tablo mevcut iken, MİT yasasında yapılacak değişiklik ile MİT'in Anayasa üstü bir konuma çıkartılmak istenmesi şu anki siyasal iktidarı da vatandaşları da tehlikeye atan bir durumdur. Bunun iyi anlaşılması gerekir."
'Kürt sorununun çözümü için inisiyatif alanlar koruma dışı bırakılıyor'
Kanun teklifinin Anayasa ve uluslararası sözleşmelere aykırı olduğu belirtilen açıklamada "Kanun teklifi ile milli güvenliğin ve ülke menfaatini gerektirdiği hallerde yerli ve yabancı her türlü kurum ve kuruluş, tüm örgüt veya oluşumlar ve kişilerle doğrudan ilişki kurulabileceği, uygun koordinasyon yöntemlerinin uygulanabileceği belirtilmektedir. Siyasal iktidar barış ve çözüm sürecinin adını bir türlü koyamamakta ve bu sürecin kalıcı hale gelmesini sağlayacak müzakerelere geçmeyerek soruna güvenlik eksenli olarak yaklaşmaktadır. İmralı Adası'nda 16 yıldır tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan'la görüşen MİT Heyeti bu hükümle güvence altına alınmakta, ancak görüşmeleri gerçekleştiren Abdullah Öcalan'ın kendisi, BDP-HDP heyetleri, KCK yetkilileri, KCK yetkilileri ile görüşen gazeteciler ve STK temsilcileri, Akil İnsanlar Heyeti çalışmalarına katılan kişiler ve bir bütün olarak Kürt sorununun çözümü noktasında fiili inisiyatif alıp çalışma yürüten kurum ve kuruluşlar ile gerçek ve tüzel kişiler koruma dışı bırakılmaktadır." denildi.
'Toplumsal barış ve müzakere yasası çıkarılmalı'
Hükümetin yapması gereken şeyin bir an önce toplumsal barış ve müzakere yasasını çıkartarak, bu sürecin yasal güvence altına alınması gerektiği talep edilen açıklamada, şunlar kaydedildi: "Dolayısıyla bu hükmün barış ve çözüm sürecinin lehine çıkarılmış bir hüküm olarak göstermek doğru değildir. Hükümet süreçteki isteksiz tutumunu sürdürmeye devam etmektedir. Sonuç olarak MİT kanun teklifi beğenmediğimiz 82 Anayasası'nı mülga eden, devleti bir istihbarat devletine dönüştüren, siyasal iktidarı MİT marifeti ile muhalifleri tasfiye eden bir konuma getirmek istemektedir. TBMM Genel Kurulu'nda bu teklifin kabul edilmesi halinde teklifi kabul eden milletvekilleri yurttaşların temel hak ve özgürlüklerini ihlal edeceklerini unutmamalıdırlar. Teklifin yasalaşması halinde bunu onaylayacak olan Sayın Cumhurbaşkanı'nın 40 kere düşünmesi ve ona göre karar vermesi gerekmektedir. Şayet onaylanırsa Anayasa Mahkemesi'nin çok acele yürütmeyi durdurma kararı vererek Anayasa'yı mülga eden bu yasayı durdurması gerekecektir. Şayet bunlar olmazsa Türkiye hukuk güvenliğinin tamamen yok edildiği bir ülke haline gelecektir."