'Kemikler arkeolojik özellik taşıyor'!

03.12.2014
DİYARBAKIR- Diyarbakır-Mardin karayolu'nun 47.km'sinde bulunan ve Roma dönemine ait Zerzevan Kalesi'nde insanlara ait olan çok sayıda kafatası kemiğin bulunmasının ardından, 7 Şubat'ta askerler tarafından çıkarılan kemikler Çınar Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından bulunduğu yerden alınmıştı. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, incelenmek üzere İstanbul Adli Tıp Kurumu'na gönderilen kemikler ilgi ilgili açıklamada bulundu. Açıklamada, kemiklerin arkeolojik özellikler taşdığı ve kafataslarının bir kısmında kılıç veya benzeri özellikte alet ile husulü mümkün kesilerin tespit edildiği belirtildi. Açıklamada DNA testi yapılamadığının altı çizildi.
 
Diyarbakır-Mardin Karayolunun 47. km'sinde bulunan ve Roma dönemine ait Zerzevan Kalesindeki su sarnıcında bulunan çok sayıda kemik, 7 şubat tarihinde askerler tarafından bulunduğu yerden çıkarılmış ve incelenmek üzere İstanbul Adli Tıp Kurumuna gönderilmişti. Tamamlanan incelemenin ardından Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı konu ile ilgili bir açıklamada bulundu. Açıklamada "Zerzevan Kalesi'nin Roma Dönemi'ne ait garnizon kalesi konumunda olduğunun belirtildiği, yöre halkından bilgi sahibi olarak alınan ifadelerde eski tarihli yerleşim yeri olduğu, bölgelerinde faili meçhul şüpheli ölüm olmadığının beyan edildiği, olayda suç veya suçlu olduğuna dair delil bulunmadığı ve bu aşamadan sonra araştırılacak bir husus kalmadığından kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir" denildi. 
 
İstanbul ATK'nın sonuç raporu'na ilişkin yapılan Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı açıklamasında, bahsi geçen bölgedeki sarnıçtan bölgenin sit alanı olması göz önünde bulundurularak Diyarbakır Müze Müdürlüğü ile gerekli irtibatlar kurulmasıyla oluşturulan ekiple olay yeri incelemesi yapıldığı ve 17 adet insan kafatası kemiği, 8 adet kafatasının çeşitli bölgelerine ait kemik parçaları, 3 adet alt çene kemikleri, 24 adet leğen kemikleri, 4 adet kuyruk sokumu kemikleri, 4 adet kürek kemiği, 1 adet beyaz renkli ön kafa kemiği, 55 adet üst bacak kemikleri, 60 adet kol alt ve bacağa ait oldukları değerlendirilen kemikler, 27 adet daha küçük boyda ve incelikte muhtemelen kol veya bacak kemikleri, 11 adet kaburga kemiğinin tespit edildiği kaydedildi. Çıkarılan kemiklerin gerekli incelemeler yapılarak rapor düzenlenmesi için İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'na gönderildiği ve adli tıp tarafından düzenlenen raporda, mevcut kemiklerin en az 18'nin erkek olmak üzere en az 28 farklı kişiye ait olduğu ifade edildi. 
 
'Kemikler arkeolojik özellikte ve DNA testi yapılamadı'
 
Açıklamanın devamında şunlara yer verildi: "Kemiklerde saptanan marfolojik değişimler birçok faktöre bağlı değişiklik göstermekle birlikte mevcut kemiklerin ağırlık, yoğunluk kaybı, çevresel şartlar gibi bulgular ve bilhassa kafatasları üzerinde tespit edilen lezyon özellikleri ile Diyarbakır Valiliği İl Kültür Turizm Müdürlüğü Müze Müdürlüğü'nün raporu ile birlikte değerlendirildiğinde gönderilen kemiklerin arkeolojik özellikteki kemikler oldukları, kafataslarının bir kısmında kılıç veya benzeri özellikte alet ile husulü mümkün kesilerin tespit edildiği, gönderilen kemiklerin birden fazla kişiye ait, çok eski ve karışık haldeki kemikler olmaları sebebiyle DNA incelemesi yapılmadığının belirtildiği görülmektedir." 
 
Çınar Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma neticesinde ise, Adli Tıp Kurumu raporunda belirtilenler esas alınarak bahse konu insan kemiklerinin çok eski arkeolojik özellikteki kemikler olduğu ve Çınar Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 09/07/2014 tarih ve 2014/193 sayılı karar ile kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği açıklandı.
 
90'lı yıllarda bölgede meydana gelen 'faili' meçhul kayıp olayları ile ilgili çok sayıda kayıp aileleri, kemiklerin bulunması üzerine DNA testi yapılması amacıyla insan hakları örgütlerine ve Cumhuriyet savcılıklarına başvuruda bulunmuştu.