31.01.2015
DİYARBAKIR- İHD ve Kayıp yakınların “Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın” sloganı ile her hafta düzenlediği oturma eylemlerinin 312’ncisi gerçekleştirildi. Eylemde, 1994 yılında Batman’ın Kozluk ilçesinde, Özel Hareket Timleri tarafından misafir bulunduğu evde gözaltına alınan ve gözaltına alınışından kısa bir süre sonra yargısızca infaz edilen M. Emin Çelik’in faillerinin bulunması talep edildi. Eylemde konuşan İHD Genel Başkan Yardımcısı ve Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici “Biz hukuk istiyoruz. Biz bu kayıpların bulunmasını istiyoruz. AKP hükümeti gerçekten samimi ve dürüstse, zerre kadar insan haklarına inanıyorsa, bir an önce çoluk çocuğu katletmekten vazgeçip geçmişte işlenen bu cinayetlerin faillerinden hesap sorması gerekir” diye konuştu.
İHD ve Kayıp yakınların “Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın” sloganı ile her hafta düzenlediği oturma eylemlerinin 312’ncisi Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleştirildi. Eyleme İHD Diyarbakır Şubesi yönetici ve üyeleri, Mezopotamyada Yakınlarını Kaybedenler Derneği (MEYA-DER) yöneticileri, Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Dayanışma Derneği (Diyar TUHAD-DER) yöneticileri, Barış Anneleri Meclisi üyeleri, Din Adamları Derneği (DİAY-DER) üyeleri ile insan hakları aktivistleri katıldı. Eylemde, 1994 yılında Batman’ın Kozluk ilçesinde, Özel Hareket Timleri tarafından misafir bulunduğu evde gözaltına alınan ve gözaltına alınışından kısa bir süre sonra yargısızca infaz edilen M. Emin Çelik’in faillerinin bulunması talep edildi.
‘Çoluk çocuğu katletmekten vazgeçip, geçmişte işlenen cinayetlerin faillerinden hesap sorun ‘
Eylemde bir konuşmada bulunan İHD Genel Başkan Yardımcısı ve Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, onurlu bir yaşam için ‘Kürdistan’lı annelerin, Barış annelerinin ve sivil toplum örgütlerinin 312 hafta boyunca bulundukları alandan adalet sağlanması için haykırdıklarını, ancak kayıpların akıbetinin ortaya çıkarılması için bu güne kadar herhangi bir adım atılmadığı belirtti. Bu konuda atılacak adımları için yol ve yöntemlerin açık olduğu belirten Bilici “Biz hukuk istiyoruz. Biz bu kayıpların bulunmasını istiyoruz. AKP hükümeti gerçekten samimi ve dürüstse, zerre kadar insan haklarına inanıyorsa, bir an önce çoluk çocuğu katletmekten vazgeçip geçmişte işlenen bu cinayetlerin faillerinden hesap sorması gerekir. Zaman aşımı denen bilinçli politikadan bir an önce vazgeçilmeli ve failler yargı önüne çıkarılmalıdır. Siz bunu yapmadığınız sürece, geçmişteki katliamlardan siz sorumlusunuz. Çünkü bu devleti şu anda siz idare ediyorsunuz. O nedenle yüzleşmeniz gerekiyor” diye konuştu.
‘ATK hasta mahpuslar aleyhine kararlar alan ideolojik bir kurumdur’
Konuşmasında hasta mahpuslara da değinen Bilici, Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) mahpuslar aleyhine kararlar alan ideolojik bir kurum haline geldiğini ve bir an önce devreden çıkarılması gerektiğini belirtti. Bilici, bunun yerine bağımsız ve bilime inanan kuruluşlar tarafından verilecek raporların geçerli olması önerisinde bulundu. Geçmiş ve şimdiki Adalet Bakanlarının bu konuyu önemsemediğini, bu yüzden de hasta mahpusların durumlarının ağırlaştığını ve birer birer yaşamlarını yitirdiklerini söyledi.
‘Sizin yaşatmaya değil yönelik bir politikanız yok’
Konu ile ilgili Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın geçtiğimiz günlerde, ‘Adli tıp raporları ile hasta raporları uyuşmuyor’ şeklindeki açıklamasını hatırlatan Bilici, “Bunu ifade eden Bozdağ, beraberinde meclisin çok yoğun olduğunu ve güvenlik yasası ile ilgili paketin gündemde olduğunu söylüyor. Yani insan haklarının, insan yaşamının bir öneminin olmadığını söylüyor. Yani öncelikle biz kolluk kuvvetlerinin elini güçlendirip insanları darp etmelerini, işkence etmelerini sağlayacağız, yaşatmaya öncelik vermeyeceğiz diyor. Eğer sizin yaşatmaya yönelik bir politikanız olsaydı, bir an önce hasta mahpusları serbest bırakırdınız. Uygun ve sağlıklı ortamlarda tedavi olmalarının koşullarını oluştururdunuz” diye belirtti. Bilici, hasta mahpuslar ile ilgili derhal yasal düzenlemelerin yapılması çağrısında bulundu.
Misafir bulunduğu evden gözaltına alındı, infaz edildi
Bilici’nin konuşması ardından İHD Diyarbakır Şubesi Cezaevi Komisyonu üyesi Abdullah Zeytun, 28 Ağustos 1994 tarihinde Batman’ın Kozluk ilçesinde, Özel Hareket Timleri tarafından misafir bulunduğu evde gözaltına alınan ve gözaltına alınışından kısa bir süre sonra yargısızca infaz edilen M. Emin Çelik’in hikayesini paylaştı. Zeytun şunları belirtti. “30 Ağustos 1994 Tarihli Özgür Ülke Gazetesinde yer alan haber ve İHD Diyarbakır Şubesi arşiv çalışmalarından edinilen bilgilere göre;
Kozluk ilçesi ilçesinde ikamet eden M.Emin Çelik ve Medi Çelik, Yeni mahallede bulunan akrabaları Muzaffer Durmaz’ın evine misafirliğe giderler. Gece saat 23.30’da eve gelen özel Harekat Timleri ‘ifadesi n vermesi gerektiği’ gerekçesiyle M. Emin Çelik ve Medi Çelik’i misafir bulundukları evden dışarı çıkarır. Yaklaşık 15 metre uzaklaştırıldıktan sonra M.Emin Çelik, uzun namlulu silahlarla taranarak öldürülür. Medi Çelik ise karanlık olması sebebiyle kaçarak kurtulmayı başarır.
‘Olay yargısız infazdır, Savcı ve kaymakamın bilgisi dahilindedir’
Olay ilişkin bir görgü tanığının anlatımları ise şöyle: “Olaydan kısa bir süre önce Muzaffer Durmaz’ın evine, evin önünde bulunun askeri bir panzerin geçişinden yaklaşık on dakika sonra Özel Hareket giyimli iki kişi gelir. Kendilerini asker olarak tanıtır. Sonra evdekilerin kimliklerini göstermelerini isterler. Kimliklerin gösterilmesi ardından, evde misafir bulunan M.Emin ve Medi Çelik, ifadeleriniz var deyip evden çıkarıldı. Kısa bir süre sonra silah sesleri geldi. Olay yerine gittik. M.Emin kanlar içindeydi ve yaşamını yitirmişti. Olay yeri boş kovanlarla doluydu. Her ne hikmetse Kozluk Kaymakamı Ali Hikmet Şen, Savcıyla birlikte olay yerine geldi. Bir gün sonra Cenaze Hastane morgundan alındıktan sonra, 3 bin kişilik bir kitleyle Kozluk mezarlığında defin edildi. Defin sırasında yol kenarlarına ve mahalle aralarında panzerler yerleştirildi. Konuyla ilgili Kaymakamla yapılan görüşmede “olay olur olmaz nasıl oldu da Savcıyla birlikte olay yerine geldikleri” sorulunca ‘ben İlçe Kaymakamıyım, oraya gelmem benim görevim’ dedi. Ancak halk, bu olayın planlanmasında, savcı ve Kaymakamın da bilgisi dahilin de gerçekleştiği ve yapılanın bir infaz olduğunu söylüyorlardı. İnfazla ilgili kaymakam bilgi vermekten kaçındı.”
Yapılan konuşmaların ardından, Çelik’in faillerinin bulunması ve tüm kayıplar anısına 5 dakikalık oturma eylemi yapıldı.