DİYARBAKIR- İHD ve Kayıp yakınların “Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın” sloganı ile her hafta düzenlediği oturma eylemlerinin 322’incisi gerçekleştirildi. Eylemde, 1996 yılında Diyarbakır’ın Dicle ilçesinde kendilerine ait araziyi suladıkları sırada, Dicle Emniyet Müdürlüğü’nün arka kısımlarına konumlanan Özel Hareket Timleri tarafından açılan ateş sonucu vurularak yaşamını yitiren Hatice Atalay’ın, faillerinin yargı önüne çıkarılması talep edildi.
İHD ve Kayıp yakınların “Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın” sloganı ile her hafta düzenlediği oturma eylemlerinin 322’incisi Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleştirildi. Eyleme İHD Diyarbakır Şubesi yönetici ve üyeleri, Mezopotamyada Yakınlarını Kaybedenler Derneği (MEYA-DER) yöneticileri, Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Dayanışma Derneği (Diyar TUHAD-DER) yöneticileri, Barış Anneleri Meclisi üyeleri, insan hakları aktivistleri ile kayıp yakınları katıldı. Yağmur altına gerçekleşen eylemde, 1996 yılında Diyarbakır’ın Dicle ilçesinde kendilerine ait araziyi suladıkları sırada, Dicle Emniyet Müdürlüğü’nün arka kısımlarına konumlanan Özel Hareket Timleri tarafından açılan ateş sonucu vurularak yaşamını yitiren Hatice Atalay’ın, faillerinin yargı önüne çıkarılması talep edildi.
Oturma eyleminden önce bir konuşmada bulunan İHD Genel Başkan Yardımcısı ve Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, bu güne dek gerçekleştirdikleri oturma eylemlerinde belge ve delillerle kayıpların faillerini teşhir ettiklerini ancak, bu konuda hiç adım atılmadığı ve faillerin korunduğunu kaydetti. Eski MİT yöneticisi Mehmet Eymür’ün faili meçhul cinayetleri ilişkin anlatımlarına dikkat çeken Bilici, “Bu cinayetlerin milli güvenlik kurulu tarafından alındığını ve kendilerinin de gereğini yaptıklarını söyledi. Evet doğrudur, bu bir devlet politikasıydı. Evet bunları yaptı, insanlığa karşı suçlar işledi. Ama başaramadılar. Çünkü biz hala bu alanlardayız. Bu alanlardan devletin kirli politikasını deşifre etmeye devam ediyoruz” diye konuştu.
Devletin zamanaşımı politikası ile kayıpların ortaya çıkarılmasını istemediğini kaydeden Bilici “Bin yılda geçse, failler, tetiği çekenler, kararı verenler, uygulayıcıları, politikaları ve o devletin aklı yargılanacak. Özür dileyecek. Geçmişi ile yüzleşecek. Türkiye Cumhuriyeti Devleti adına yüzleşecek” diye belirtti.
Bilici’nin konuşması ardından İHD Bölge temsilcisi Abdusselam İnceören, 1996 yılında Diyarbakır’ın Dicle ilçesinde kendilerine ait araziyi suladıkları sırada, Dicle Emniyet Müdürlüğü’nün arka kısımlarına konumlanan Özel Hareket Timleri tarafından açılan ateş sonucu vurularak yaşamını yitiren Hatice Atalay’ın hikayesini paylaştı. İnceören şunları belirtti: “Faili Meçhule kurban giden Hatice Atalay’ın oğlu Hacı Atalay, olaya ilişkin şu beyanlarda bulundu:
“10 Eylül 1996 tarihinde gece saat 10.00 ile 11.00 saatleri arasında annem, babam ve komşumuz Hatice Akkoç, evimize yaklaşık 1 kilometre mesafede bulunan ve Dicle Emniyet Müdürlüğü’nün karşısındaki bulanan sebze bahçemizi sulamaya gitmişlerdi. Sulama sırası kimdeyse Emniyet Müdürlüğü’ne bilgi veriliyordu. Bu nedenle sulama sırasının bizde olduğu bilgisi daha önceden verilmişti. Annemler bahçeyi sulamaya başladıktan bir süre sonra, Emniyet Müdürlüğü’nün arkasında kısımlarında bulunan Ziyaret tepesi’nden orada sürekli olarak konumlanan Özel Hârekat Timlerinin tarafından uzun namlulu silahlarla ateş açılmış. İlk taramadan sonra, bir el silah sıkılmış. Sonra tekrar seri bir şekilde ateş edildiği sırada babam, Emniyete doğru koşarak silah sıkmamalarını söylüyor. Ancak orada bir polis, babama hakaret edip ‘seni de öldüreceğiz’ diyor. Babam, annemin yaralandığını ve hastaneye yetiştirmek istediğini söylüyor. Ancak sabah saat 06.00 ya kadar oyalıyorlar. Daha sonra olay yerine Cumhuriyet Savcısı ve doktor getiriliyor. Ancak annem ölmüştü. Annemin cenazesini, hastane de işlemleri bittikten sonra bize teslim edildi. Emniyet yetkilileri, olay yerinde mermi bulamadıklarını ve olayla ilgilerinin olmadığını söylediler. Oysa babam karakoldayken sokağa çıkma yasağı vardı. Kendisine ‘Sizde dışarı çıkmasaydınız’ demişlerdi.”
Yapılan konuşmaların ardından Hatice Atalay ve tüm kayıplar anısına 5 dakikalık oturma eylemi gerçekleştirildi.