İHD Diyarbakır Şubesi, ‘23 Nisan Çocuk Bayramı’ günü nedeniyle, Uğur Kaymaz anıtı önünde bir açıklaması düzenleyerek, çocuklara yönelik hak ihlallerine dikkat çekti. Türkiye ve bölgede güvenlik güçleri tarafından katledilen çocukların resimlerinin çocuklar tarafından taşındığı açıklamaya çok sayıda insan hakları savunucuları ile sivil toplum örgütü temsilcileri katıldı. Çalışan çocuklarında destek verdiği eylemde konuşan İHD Genel Başkan Yardımcısı ve İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, “Bu güne değin çocuklara yönelik gerçekleşen cinayetlere baktığımızda, 23 Nisan’ın Kürdistan çocuklarına hediye edilmiş bir bayram olmadığını görüyoruz” diye konuştu.

 

‘Anneler, çocuklarını toprağa gömmediği vakit, biz bu bayramı kabul ederiz’

 

Savaş ve çatışmalı ortam nedeniyle 585 çocuğun katledildiğini söyleyen Bilici, “ Çocuklar bu coğrafyada kolluk kuvvetleri tarafından öldürülmüştür. Hedef gözeterek öldürmüştür. Yine bu bölgede sokakta yaşayan yüzlerce çocuk görüyoruz. Yine hiç çocukların bulunmaması gereken yerlerde çocuklarımız, ailelerine ekonomik katkı gerekçesiyle çalışıyor. Bu da bu devletin ayıbı ve gerçek yüzüdür. Dolayısıyla biz bu şekilde bir bayramı kabul etmediğimizi belirtiyoruz. Ancak ve ancak, çocuklar cezaevlerinden bırakıldığında, öldürülmediğinde, kendi anadilinde eğitim gördüğünde, kültür ve geleneklerini özgürce yaşadığında ve hakları ihlal edilmediğinde biz bu bayramı kabul ederiz. Anneler, çocuklarını toprağa gömmediği vakit, biz bu bayramı kabul ederiz” diye belirtti.

 

‘27 yılda 585 çocuk yaşamını yitirdi’ 

 

Bilicinin konuşması ardından hazırlanan basın metnini okuyan İHD Diyarbakır Şubesi Çocuk Komisyonu Üyesi Av Mahsun Kaya ise, 23 Nisan gibi etkinliklerle yaratılan havanın gerçekte bu kadar sempatik ve sevecen olmadığını çok iyi bildiklerini söyledi. Kaya “Çünkü her yıl çocuklara yönelik yaşam hakkı ihlalleri, fiziksel ve psikolojik şiddet, cinsel istismar ve emek sömürüsü değişik kategorik konularda toplumsal yaşamımızda varlık göstermeye devam etmektedir. 8 milyon 500 bin çocuk güvencesiz koşullarda ‘işçi’ olarak yaşamını sürdürürken, günümüzde anadil ve dini inanç eğitimi hala yasaklıdır. Çocuklar, cezaevlerinde yetişkinler gibi muamele görmekte, haksız cezalara çarptırılmaktadır. Çocuk gelinler, sokakta yaşayan çocuklar, göç mağduru çocuklar ile ilgili yaşam hakkı ihlalleri hala varlığını sürdürmektedir. Ayrıca derneğimizin tespit etmiş olduğu verilerine göre son 27 yılda Türkiye ve Kürdistan’da, güvenlik güçlerinin müdahalesi, mayın ve savaş artığı patlayıcıların patlaması sonucu 585 çocuk yaşamını yitirmiştir” diye kaydetti. 

 

2014 yılı ve 2015 yılının ilk 3 ayında korkunç ihlaller

 

2014 yılı ve 2015 yılının ilk 3 ayında yılında bölgede meydana gelen çocuk ihlallerin ile ilgili tespit ettikleri verileri paylaşan Kaya ”Yıl içerisinde çıkan olaylar, toplumsal gösteriler nedeniyle 444 çocuk gözaltına alınırken, 106’sı tutuklandı. Gözaltında ve gözaltı yerleri dışında işkence ve kötü muameleye maruz kaldı. Aile içinde ve toplumsal yaşam alanlarında karşılaştıkları şiddet sonucu 3 çocuk yaşamını yitirmiş, 7’si yaralanmış, 17’si ise cinsel istismara maruz kalmıştır. 12’çocuk intihar ederken, 8’i ise teşebbüste bulunmuştur. 2015 yılının ilk 3 ayında ise 3 çocuk öldürülürken, 5 çocuk ise yaralandı. 3 çocuk cinsel istismara maruz kaldı ve 11 çocuk intihar etti. 872 çocuk ise fişlendi” diye belirtti. 

 

Çocuklara yönelik yapıcı sosyal politikaların yokluğu ve haklarının anayasal güvence altına alınmamış olmasının, yaşam hakkı ihlallerinin ortaya çıkmasındaki en önemli neden olduğunu belirten Kaya Türkiye’nin taraf olduğu BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’nde yer alan çocuk haklarına yönelik yükümlülüklerini yerine getirmesini talep etti.

 

Çocuklara çocuk hakları bildirileri ve kitaplar dağıtıldı

 

Açıklamanın ardından insan hakları savunucuları tarafından BM Çocuk Hakları Sözleşmesi bildirisi dağıtıldı. Sokakta çalıştığı görülen çocuklara ise, bildirinin yanı sıra Dünya klasiklerinden oluşan kitaplar hediye edildi.