DİYARBAKIR- İHD ve Kayıp yakınların “Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın” sloganı ile her hafta düzenlediği oturma eylemlerinin 327’ncisi gerçekleştirildi. Eylemde, 1996 yılında Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde esnaflık yaptığı dükkandan zorla alıkonulan ve kendisinden bir daha haber alınamayan Emin Altan’ın akıbeti soruldu.
İHD ve Kayıp yakınların “Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın” sloganı ile her hafta düzenlediği oturma eylemlerinin 327’ncisi Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleştirildi. Eyleme İHD Diyarbakır Şubesi yönetici ve üyeleri, Mezopotamyada Yakınlarını Kaybedenler Derneği (MEYA-DER) yöneticileri, Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Dayanışma Derneği (Diyar TUHAD-DER) yöneticileri, Barış Anneleri Meclisi üyeleri, Sağlık Emekçileri Sendikası (SES), insan hakları aktivistleri ve kayıp yakınları katıldı. Eylemde, 1996 yılında Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde esnaflık yaptığı dükkandan zorla alıkonulan ve kendisinden bir daha haber alınamayan Emin Altan’ın akıbeti soruldu.
Eylemde bir konuşmada bulunan İHD Genel Başkan Yardımcısı ve Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, kayıpların akıbeti ortaya çıkarılmadan, failleri mahkemelere çıkıp yargılanmadan ve kayıp yakınlarından özür dilenmeden bu mücadeleyi bırakmayacaklarını ifade etti. Kayıpların devlet tarafından planlı ve organizeli olarak kaybedildiğini ve katledildiğini ifade eden Bilici, tek bir kayıp kalıncaya kadar kayıpların izini süreceklerini söyledi.
Kürt dil bayramı çerçevesinde de konuşan Bilici, Kürt dilinin hala yasaklı olduğunu söyledi. Bilici “Kürtler kendilerine 3 tane okul açtılar, orayı işkencehaneye çevirdiler. Siz “Bu dili öğrenemezsiniz, kendi dilinizde öğrenemezsiniz, kendi dilinizde rüyalar göremezsiniz’ dediler. On yıllardır bu yasağı sürdürdüler. Bizi inkar ve asimile ettiler. Bu insanlık suçudur. Birgün bu suçtan dolayı yargılanacaklar” diye konuştu.
Güncel gelişmeler ile ilgili konuşmasını sürdüren Bilici, seçime günler kala Halkların Demokratik Partisi’ne (HDP) yönelik ırkçı saldırılara, gözaltı ve tutuklamalarda yaşanan artışa dikkat çekti. HDP’ye yönelik gerçekleşen baskıların nedenini, siyasal iktidarın çözüm karşıtı açıklamaları olarak açıklayan Bilici, “Cumhurbaşkanından tutun Başbakana kadar, kabul edilemeyecek açıklamalarda bulunuyorlar. Yaşananlar bu konuşmaların ve yaklaşımların bir sonucudur. Öcalan’a yönelik ziyaretleri kestiler, yasakladılar. Bunlar bizi düşündürüyor. Biz bu süreci zarar verenleri asla kabul etmeyeceğiz. Çünkü bu proje, barış projesidir” diye belirtti.
Bilici’nin ardından konuşan İHD Diyarbakır Şubesi Kayıp ve Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu Üyesi Av Abdullah Zeytun, 1996 yılında Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde esnaflık yaptığı dükkandan zorla alıkonulan ve kendisinden bir daha haber alınamayan Emin Altan’ın hikayesini anlattı. Zeytun şunları belirtti: “30.01.2009 tarihinde Abdullah Altan, oğlu Emin Altan'ın zorla kaybedilmesi olayı ile ilgili olarak Silopi Cumhuriyet Başsavcılığı'na şu beyanlara göre;
Emin Altan Diyarbakır’ın Bağlar semtinde esnaflık yapıyordu. 7 Nisan 1996 tarihinde sabah işlettiği bakkal dükkanına gitti ve bir daha kendisinden haber alınamadı. Emin Altan'ın diğer esnaf komşuları, ailesine, Emin'in dükkandan tanımadıkları kişilerce zorla alınıp götürüldüğünü anlattı.Abdullah Altan bu olayla ilgili daha önce de Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na müracaat etti. Ancak konu ile ilgili soruşturma yapılıp yapılmadığını öğrenemedi. Botaş kuyularının açılmasını takiben Silopi savcılığınca yeni soruşturmalar açıldığını öğrenen Abdullah Altan, yeniden başvuruda bulundu. Yapılan kazılarda kemiklere ulaşılması halinde DNA testi yapılmasını talep etti.”
Yapılan konuşmaların ardından Altan ve tüm kayıplar anısına 5 dakikalık oturma eylemi yapıldı.