HDP'ye yönelik 2 ayda 114 saldırı gerçekleşti

20.05.2015

ANKARA - İHD, siyasi partilerin yürüttüğü seçim çalışmaları kapsamında uğradıkları saldırı, baskı, gözaltı, darp ve tutuklamalara ilişkin bir rapor yayınladı.2 aylık  süreyi kapsayan raporun verilerinde yer alan 126 saldırıdan 114'ünün HDP'ye yönelik gerçekleştirildiği kaydedildi. Ayrıca bu süre içerisnde, 32 HDP'linin işkence ve kötü muamele gördüğünü ifade edildi. 

 
İnsan Hakları Derneği (İHD), 23 Mart-19 Mayıs 2015 tarihleri arasında seçim çalışması yürüten siyasi partilere yönelik gerçekleşen saldırıları raporlaştırdı. Rapora göre, siyasi partilerin seçim bürolarına, araçlara, adaylara, mitinglere ve çalışmalarına yönelik 126 saldırı gerçekleştirildi. Bunlardan 114'ü HDP'ye, 7'si AKP'ye, 4'ü CHP'ye ve 1'i MHP'ye yönelik gerçekleşti. 
 
'Darp edilen 49 kişiden 47'si HDP'li'
 
Raporda saldırılar sırasında darp edilenlerin tamamına yakının HDP'li olduğu dikkat çekiliyor. Darp edilen toplam 49 kişiden 47'sinin HDP'li olduğu bilgisine yer verilen raporda, bu saldırılar nedeni ile 7 kişi gözaltına alınırken sadece bir kişinin tutuklandığı bilgisi paylaşıldı. Yine açıklanan raporda, seçim çalışmalarında toplam 125 kişinin gözaltına alındığı, 8 kişinin de tutuklandığı belirtildi. Raporda, seçim sürecinde gözaltına alınan 32 HDP'linin işkence ve kötü muameleye uğradığı bilgisi de paylaşıldı. Yine bu süreçte HDP'nin 2 mitingi, bir konserinin yasaklandığı, bir yürüyüşünün engellendiği ve bir mitingi içinde meydan tahsis edilmediği belirtildi. Yaşaman hak ihlallerine ilişkin raporda, HDP'nin seçim çalışmaları kapsamında en çok hak ihlaline uğrayan parti olarak yer aldı.
 
'Anti demokratik yasalarla seçim güvenliğinin sağlanamayacağı açık'
 
Rapora ilişkin değerlendirmelerde bulunan İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, 1980 darbesinden kalan anayasa hükümleri ve yasaların varlığını sürdüğünü belirtti. Türkdoğan, "Anti demokratik içeriğe sahip bu yasalarla seçim güvenliğinin sağlanamayacağı da açıkça ortaya çıkmıştır. Yüzde 10 seçim barajının uygulandığı seçim sisteminde TBMM'ye girecek parti sayısının milletvekili dağılımları üzerinde oldukça önemli etkileri olacağından HDP'nin barajı geçip TBMM'de temsil edilmesi Türkiye'de yeni bir siyasi dengenin kurulmasını da beraberinde getirebilir. Bu nedenledir ki siyasal partilere yönelik ihlaller en fazla HDP üzerinde gerçekleşmiştir" dedi.
 
'HDP'nin TBMM'de temsil edilmesi hayati bir öneme sahip'
 
Kürt sorununun demokratik çözüm sürecinde HDP'nin TBMM'de temsil edilmesinin hayati bir öneme sahip olduğunu belirten Türkdoğan, çözüm sürecinin önemli muhataplarından olan bir siyasal partinin TBMM dışında kalması için seçim sürecinde bu partiye yönelik yaygın ve sistematik saldırıların gerçekleşmiş olması Türkiye'nin geleceği bakımından da büyük bir risk teşkil ettiğinin altını çizdi. Türkdoğan, "Türkiye'nin en önemli sorunu olan ve Türkiye'nin demokratikleşebilmesi için mutlaka çözmesi gereken Kürt sorununu HDP'siz çözmek mümkün gözükmemektedir. Bu gerçeklikten hareketle HDP'nin de serbest ve özgür bir ortamda hiçbir baskıya maruz kalmadan seçim propagandasını yürütmesi ve eşit koşullarda faaliyet yürütmesi gerekmektedir" dedi. 
 
Raporda söz konusu ihlallerin giderilmesi ve olası ihlallerin önlenmesine yönelik şu önerilere yer verildi:
 
*Seçim sürecinde siyasal iktidar sözcüleri tarafından kullanılan ötekileştirici ve suçlayıcı dilin terk edilerek yasalar nezdinde eşit durumda olan siyasal partilerin aynı muameleye tabi tutulması gerekmektedir. 
 
*Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tarafsızlık ilkesine bağlı olarak tarafsızlığını muhafaza etmesi ve seçim sürecinde gerçekleştirdiği mitinglere son vermesi gerekmektedir. Cumhurbaşkanının muhalefet partilerine yönelik söylemi sona ermeli ve partiler arası siyasal yarışa müdahale etmemelidir. 
 
*Seçimlerin dürüstlük ilkesi uyarınca gerçekleşmesinden sorumlu olan YSK'nın seçime giren partilere yönelik ötekileştirici ve nefret içeren söylemlere karşı uyarıcı görevini yerine getirmesi gerekmektedir. 
 
*Seçim sürecinde özellikle HDP'ye yönelik saldırılar barış ve çözüm sürecinin sona ermesini amaçlayan çeşitli çevreler tarafından provokasyon amaçlı olarak kullanılmaktadır. Dolayısıyla barış ve çözüm sürecinin çökmemesi bakımından bu tip provokasyonlara gelinmemesi konusunda kamuoyunun duyarlı olması sağlanmalıdır. 
 
*Adana ve Mersin'de HDP'ye yönelik bombalı saldırılar devlet içerisindeki yasa dışı yapılanmaların hala etkisini ciddi olarak sürdürdüğünü göstermektedir. Bu durumda siyasal iktidarın siyasal sorumluluğu uyarınca devlet içerisindeki çete yapılanmaları konusunda etkili tedbirler alması gerekmektedir.