DİYARBAKIR- İHD ve Kayıp yakınların “Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın” sloganı ile her hafta düzenlediği oturma eylemlerinin 338’incisi gerçekleştirildi. Eylemde, 1996 yılında Diyarbakır merkez Güleçoba Hatuni mezrasında düzenlenen asker baskınında taranarak katledilen köy imamı Ahmet Kaya ile Nihat Yoldaş isimli yurttaşların faillerinin bulunup cezalandırılması talep edildi.
İHD ve Kayıp yakınların “Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın” sloganı ile her hafta düzenlediği oturma eylemlerinin 338’incisi Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleştirildi. Kayıp fotoğraflarının taşındığı eyleme, İHD Diyarbakır Şubesi yönetici ve üyeleri, Barış Anneleri Meclisi üyeleri, SES yöneticileri ile kayıp yakınları katıldı. Eylemde, 1996 yılında Diyarbakır merkez Güleçoba Hatuni mezrasında düzenlenen asker baskınında taranarak katledilen köy imamı Ahmet Kaya ile Nihat Yoldaş isimli yurttaşların faillerinin bulunup cezalandırılması talep edildi.
Oturma eyleminde bir konuşma yapan İHD Genel Başkan Yardımcısı ve Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, 338 haftadır bu alandan kayıplar kaybedilmesinden devletin sorumlu olduğunu belirtmelerine ve tüm kayıp olaylarının devlet arşivinde tutulduğunu belirtmelerine rağmen, bu güne dek devlet tarafından olayların aydınlatılması ile ilgili bir girişimde bulunulmadığını söyledi. Bu tutumunu sürdürüleceğine yönelik izlenim edindiklerini belirten Bilici “Biz bu işin peşini bırakmayacağız. Ta ki, adalet arayışımız kayıpların bulunması ve faillerinin yargılanması ile sonuçlanıncaya dek” diye belirtti.
‘Bu halkın evladı 13 cenazeyi sınır kapısında bekleterek devletin kudreti gösteriliyor’
Kandile yönelik hava operasyonları ve ev baskınları ile sonuçlanan gözaltı ile tutuklamalar hakkında değerlendirmelerde bulunarak konuşmasını sürdüren Bilici, yaşananları bir akıl tutulması ve izahı yapılamayacak gelişmeler olarak nitelendirdi. Başbakanın ‘devletin kudretini ve şefkatini göstereceğiz’ şeklindeki açıklamalarının hatırlatan Bilici “Cumhurbaşkanının da desteğiyle, ciddi anlamda devletin kudretini göstermeye başladılar. İşte Kandil’de 9 tane sivil insanı katlettiler, onlarcası yaralıdır. İşte Ağrıda 3 sivili infaz ettiniz. Bu halkın evladı 13 cenazeyi, sınır kapısında bekleterek bu devletin kudretini gösteriyorsunuz” diye belirtti. Devletin kudretinin göstermek cesaretinin, askeri ve siyasi yönelimlerle değil, diyalogtan yana kullanılması gerektiğini ifade eden Bilici “Sayın Öcalan ile görüşün. Görüşmekten, diyalogtan niye çekiyorsunuz? Görüşmek, askeri operasyon yapmaktan daha mı zordur? Biz artık bu ülkede çatışmayı, tutuklamayı, gözyaşını kabul etmeyeceğiz!” dedi.
Asker baskınında katledilen köylüler anıldı
Bilici’nin konuşması ardından İHD Bölge Temsilcisi Abdusselam İnceören tarafından, köylerine düzenlenen asker baskını sırasında taranarak katledilen köy imamı Ahmet Kaya ile Nihat Yoldaş isimli yurttaşların hikayesi anlatıldı. Nihat Yoldaş’ın annesi Hediye Yoldaş’ın beyanlarını aktaran İnceören şunları belirtti:
“Şubat 1996 tarihinde askerler köye baskın yapıp, tüm köy halkını dışarı çıkardılar. Kadınları camiye, erkekleri de okulun önüne topladılar. Karın üstünde sırt üstü yatırdılar. Askerler Nesih Selamoğlu adında birini arıyorlardı. Ancak o yoktu. Oğlum Nihat, İsmail ve köy imamı Ahmet Kaya ise, yoğun baskınlardan dolayı korktukları için kümeste saklanmışlardı. Köyde saklanan Nesih ve kardeşi Mehmet Salim’i buldular. Askerler bu şahıslara, ‘köyden saklanan başkaları var mı?’ diye sorduğunda, onlar da kümesi gösterince, kümeste saklanan 2 oğlumu ve köy imamını buldular. Hepsinin ellerini bağlayıp içeri götürdükten sonra taradılar. Köy imamı Ahmet ve oğlum Nihat olay yerinde yaşamlarını yitirdiler. Oğlum İsmail ise yaralanmıştı ve yaralı halde gözaltına aldılar. Askerlerle silahlı çatışmaya girdi iddiasıyla dava açtılar ve 36 yıl ceza aldı. Oysa bu olay tüm köy halkının gözü önünde yaşandı. ‘Oğlumu nereye götürüyorsunuz’ diye ağlayarak bağıdım. Beni de tekmeleyip camiye soktular.”
Konuşmaların ardından Kaya ile Yoldaş ve tüm kayıplar ansına beş dakikalık oturma eylemi gerçekleştirildi.