İnsan hakları heyeti ‘Sur Olayları Raporu’nu açıkladı

11.09.2015

DİYARBAKIR – Sur ilçesinde çıkan olaylarda meydana gelen yaşam hakkı ihlallerine yerinde inceleyen İHD, THİV ve Diyarbakır Tabip Odası’nda oluşan heyet, inceleme çalışmalarını içeren raporu kamuoyu paylaştı. Raporda yer alan tespitlere göre, operasyon gerçekleştiren özel hareket timlerinin sivil yurttaşları hedef gözeterek vurduğu ve yaralı olmalarına rağmen hastaneye götürülmelerinin engellendiği kaydedildi. Toplantıda konuşan İHD Genel Başkan Yardımcısı Raci Bilici, gerçekleşen sivil ölüm ve yaralanma olaylarına ilişkin, uluslar arası kamuoyu ve insan hakları örgütlerinin hareket geçmesi için acil koduyla çağrıda bulundu.  

 
Diyarbakır Merkez Sur ilçesinde 06 Eylül tarihinde çıkan olaylarda meydana gelen insan hakları ihlallerini yerinde incelemek ve raporlamak amacıyla heyet oluşturan İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (THİV) Diyarbakır Temsilciliği ve Diyarbakır Tabip Odası’nda oluşan insan hakları heyeti, inceleme çalışmalarını içeren raporu düzenlenen bir basın toplantısı ile kamuoyu duyurdu. İHD Diyarbakır Şubesinde düzenlenen toplantıya, İHD Genel Başkan Yardımcısı ve Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, İHD MYK Üyesi Gamze Yalçın, THİV Diyarbakır Temsilcisi Barış Yavuz, Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Cengiz Günay ve ilgili kurumların yöneticileri katıldı.
 
Uluslar arası örgütlere Cizre için ‘hareket  geçin’ çağrısı
 
Raporun açıklanmasından önce konuşan Bilici, meydana gelen bu olaylarla ilgili inceleme çalışmalarından bulunmaya devam edeceklerini belirtti. Cizre’de yaşanan ölüm ve yaralanma olaylarına ilişkin tüm girişimlerine rağmen giremediklerini ve incelemelerde bulunamadıkların belerten Bilici “ Cizre’ye hiçbir şekilde giremedik. Görüşmelerimiz devam ediyor. İç işleri ve Adalet Bakanlığı, Kamu Güvenliği Müsteşarlığı ile görüşmelerimiz devam ediyor. Yapmış olduğumuz resmi başvurular var. Biz acil olarak Uluslar arası Af Örgütüne, Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiserlerine Cizre için acil harekete geçme çağrısında bulunuyoruz” dedi. 
 
‘Yaşanan ölümlerden hükümet sorumludur’
 
İzne tabi olmayan Türkiye İnsan Hakları Kurumunun Cizre’ye gidebileceğini belirten Bilici, Cizre’de onlarca insanın yaşamını yitirdiğini söyledi. Bilici “Başbakan tek bir sivil ölmemiş diyorsa, bize izin versin, gidip bakalım. Kim ölmüş, kim kalmış! Şu saatten itibaren yaşanan tüm ölümlerden hükümet sorumludur. Bize izin versinler, gidelim. Canımız pahasına da olsa biz oraya gitmek istiyoruz” dedi. 
 
Bilici’nin konuşması ardından Sur ilçesindeki incelemeye dair raporun ayrıntılarını paylaşan İHD MYK Üyesi Gamze Yalçın, heyet olarak tespitlerini şöyle sıraladı: 
 
‘Tanık beyanlarıyla, güvenlik güçleri yurttaşları hedef aldığı tespit edilmiştir. 
 
*Diyarbakır ili Merkez Sur ilçesine bağlı Hasırlı mahallesi Kurşunlu Camii civarında 06 Eylül 2015 tarihinde, Yurtsever Devrimci Gençlik Hareketi (YDG-H) mensuplarınca polis ekiplerine yönelik roketli saldırı gerçekleştirilmiş, saldırı sonucu 2 Özel Harekat Polis yaşamını yitirmiş, 3 polis memuru ise yaralanmıştır. Polis ekiplerine yönelik gerçekleşen saldırının ardından, Diyarbakır Valiliği tarafından Merkez Sur ilçesinde sokağa çıkma yasağı ilan edilmiştir. Sokağa çıkma yasağını takip eden saatler içersinde ilçe merkezinde, elektrik, su ve mobil telefon şebekelerinde kesinti yapılmış, zırhlı polis araçları ve Özel Harekat Timlerinin katılımıyla hava destekli bir operasyon gerçekleştirilmiştir. 
 
*Operasyonun gerçekleştiği alanın bir sivil yerleşim alanı olması bakımından, operasyon hazırlıklarının sivil yurttaşların can ve mal güvenliğini dikkate alacak şekilde organize edilmediği, aksine operasyona iştirak eden güvenlik güçlerinin can ve mal güvenliğini tehdit edecek şekilde hareket ettiğini ve sivil yurttaşları hedef gözeterek yaraladığı tanık beyanları ile tespit edilmiştir. Operasyon sırasından 1’i gazeteci 5 sivil yurttaş, isabet eden kurşunlar nedeniyle yaralanmıştır.
 
*Operasyon sırasında birçok yurttaşın ev ve işyerinin zarar gördüğü,  birçok vatandaşın can ve mal güvenliklerinin bulunmaması nedeni ile evlerini ve işyerlerini terk ederek ilçe dışına çıkmak zorunda bırakıldığı, tanık beyanları ile tespit edilmiştir. 
 
*Güvenlik güçlerinin açtığı ateş sonucu yaralana yurttaşların, can güvenliğinin bulunmaması nedeniyle sağlık hizmetine erişim hakkından mahrum bırakıldığı, yurttaşların evlerde tedavi gördüğü veya çevrede bulunan halk tarafından zor şartlar altında hastaneye yetiştirildiği, tanık beyanları ile tespit edilmiştir. Sağlık hizmetine erişim hakkının sokağa çıkma yasağı, sıkıyönetim veya OHAL ilanında dahi ayırım gözetmeksizin kullandırılması gerektiğini, ambulans, itfaiye ve belediyeye ait araçların halka hizmet vermekle yükümlü olduklarını, sağlık hizmetine erişim hakkının engellenemeyeceğini, heyet olarak ilgili mülki amirlere hatırlatmak istiyoruz. 
 
*Heyetimiz, operasyon sırasında güvenlik güçlerinin, suçlu- şüpheli- masum ayırımı yapmaksızın çevreye rast gele ateş açmasını ve sivili yurttaşları hedef gözeterek vurmasını, iç güvenlik paketi ile yürürlüğe giren yasaların güvenlik güçlerine ve mülki amirlere tanınan yetkilerin artırılmasının bir sonucu olarak sirayet ettiği kanaatine ulaşmıştır.
 
Yalçın, tespitlerin ardından raporda yer alan öneriler şöyle açıkladı:
 
‘Olaylara ilişkin etkin soruşturma başlatılsın’
 
*Heyetimiz, olayların gerçekleşme sebebi ve oluş şekline bakmaksızın, sivilleri hedef alan ve yaşam hakkı ihlali başta olmak üzere ağır insan hakları ihlaline neden olan saldırıları kınamaktadır. Olayların bütün boyutları ile açığa çıkartılması amacıyla etkin bir soruşturma başlatılmasını talep etmektedir.
 
*Heyetimiz, operasyon sırasında ve sonrasında güvenlik güçlerinin sivil yurttaşların can ve mal güvenliğini tehdit eden uygulamaları ile ilgili adli ve idari soruşturmaların derhal başlatılması ve bu soruşturmalar süresince ilgili personel ve amirlerinin açığa alınmasını önermektedir. Birçok eve isabet eden mühimmat parçalarının halen bile sokakta mahallede bulunduğu ve olayı soruşturmakla yükümlü olan savcılıklarca derhal delillerin toplanmasını, ayrıca önermektedir.
 
*Yapılan operasyonlar neticesinde heyetimizce yapılan gözlem ve incelemelerde, kişilerin konutlarında ciddi tahribatlar oluştuğu gözlemlenmiştir. Yapılan operasyon neticesinde kişilerin mülkiyetlerine ciddi zararlar verilerek Anayasanın 35. maddesi ihlal edilmiştir. Bu çerçevede kişilerin mülkiyet hakkına getirilen bu zararların derhal karşılanması gerekmektedir. Diyarbakır Valiliği tarafından bir zarar tespit komisyonu oluşturularak, olaylar sırasında yurttaşların yaşadığı maddi ve manevi mağduriyetleri karşılanmalıdır.
 
*Operasyon sırasında meydan gelen olaylar nedeniyle Surp Giragos Ermeni Kilisesinin camlarının kırıldığı, tabelasına kurşun isabet ettiği görülmüştür. Heyetimiz, kilise, sinagog gibi ibadethanelerin ve tarihi yapıların, devlet koruması altında olduğunu hatırlatır ve güvenlik önlemleri almaya davet etmektedir. 
 
*Heyetimiz genel olarak çatışmalı süreç ile birlikte meydana gelen yaşam hakkı ihlallerindeki artışa dikkat çekmektedir. Bu sebeple seçim hükümetini güvenlik politikalarından bir an önce vazgeçmeye ve taraflara da diyalog ve müzakereye dönülmesi çağrısında bulunmaktadır.