Cizre Raporu: 22 yurttaş yaşamını yitirdi, sağlık hakları ihlal edildi

15.09.2015

DİYARBAKIR- Cizre günlerce süren sokağa çıkma yasağı süresi içersinde meydana gelen yaşam hakkı ihlallerini yerinde inceleyen insan hakları heyeti, hazırladıkları raporu kamuoyuna duyurdu. Raporda, sivil yurttaşların güvenlik güçleri tarafından hedef gözetilerek katledildiği ve yaralıların tıbbi tedavi alanlarına erişim çabalarının engellendiği, bu nedenle 22 yurttaşın yaşamını yitirdiği 24 yurttaşın ise yaralandığı belirtildi. 

 
Şırnak’ın Cizre ilçesinde 4 Eylül ile 12 Eylül 2015 tarihlerinde ilan sokağa çıkma yasağı ve ardından gerçekleşen polis operasyonu sırasında meydana gelen yaşam hakkı ihlallerini yerinde inceleyen İHD, TİHV Diyarbakır Temsilciliği, Diyarbakır Tabip Odası ve Pratisyen Hekimlik Derneği (PHD) Diyarbakır Şubesi, hazırladıkları raporu, bir basın toplantısı ile kamuoyuna duyurdu. Toplantıya İHD Genel Başkan Yardımcısı ve Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, MYK Üyesi ve Doğu-Güneydoğu Anadolu Bölge Temsilcisi Abdusselam İnceören, TİHV Diyarbakır Temsilcisi Barış Yavuz ile Türk Tabipler Birliği (TTB) Merkez Konsey Üyesi Şeyhmus Gökalp katıldı. 
 
‘İnceleme, raporlama faaliyetlerimiz engelleniyor’
 
Raporun okunması öncesi bir açıklamada bulunan İHD Genel Başkan Yardımcısı ve Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, daha önce Cizre’ye gitme girişimlerinde bulunduklarını ancak tüm çabalarına rağmen izin verilmediğini, yasak kalktıktan hemen sonra ilçeye giderek incelemelerde bulunduklarını belirtti. Yaşamı yitiren yurttaşların aileleri, tanıklar, sağlık personelleri ile görüşmelerde bulunduklarını belirten Bilici, inceleme çalışmaları sırasından korkunç bir tablo ile karşılaştıklarını söyledi. Bilici, insan hakları savunucularına yönelik baskıcı bir tutumun oluştuğuna dikkat çekerek, her şart altında insan hakları ihlallerini belgelemeye devam edeceklerini söyledi. 
 
‘İş çevreleri barış iradesi göstermeli’
 
Acil olarak çatışmalı sürecin sona erdirilmesi gerektiğini ifade eden Bilici, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecritin sona erdirilerek yeniden müzakere masasına dönülmesi çağrısında bulundu. Toplumsal barışın bireysel ve kolektif haklar sağlanması ile tesis edilebileceğinin altını çizen Bilici, tüm tarafları çatışmasızlığın oluşması için üzerlerine düşen sorumluluğu yerine getirmeye davet etti. İş çevrelerine çağrıda bulunan Bilici, ‘barış hemen şimdi’ sloganı ve beyaz bayraklarla barış iradesi göstermeye çağırdı. 
Bilici’nin konuşması ardından hazırlanan rapora dair tespit ve önerileri paylaşan TİHV Diyarbakır Temsilcisi Barış Yavuz şunları, sokağa çıkma süresi içersinde yurttaşların güvenlik güçleri tarafından hedef gözetilerek vurulduğunu, yaralandığını, yaralıların hastaneye erişimlerinin engellendiğini belirtti. Ayrıca bu süre içerisinde elektrik, su ve mobil şebeke kesintileri ile ilçenin dış dünya ile bağının kesildiğine dikkat çeken Yavuz, yurttaşların konut ve iş yerlerinin kurşunlanarak harabeye çevrildiğini ifade etti. 
 
Raporda yer alan bazı tespitler şu şekilde;
 
‘22 yurttaş yaşamını yitirdi, sağlık hakları ihlal edildi’
 
*Heyet olarak yapılan incelemeler sonucunda; operasyonun gerçekleştiği alanların sivil yerleşim alanı olması bakımından, operasyon hazırlıklarının sivil yurttaşların can ve mal güvenliğini dikkate alacak şekilde organize edilmediği, operasyon sırasında güvenlik güçlerinin aşırı güç kullanımına başvurduğu ve ağır insan hakları ihlallerinin meydana geldiği kanaatine ulaşılmıştır. Heyetimizin tespitlerine göre, 8 günlük sokağa çıkma yasağı süresince çoğunluğu ateşli silah yalanması olmak üzere ve acil tedavi hizmetlerine erişememeleri nedeniyle toplamda 22 yurttaş yaşamını yitirmiştir. 
 
*Operasyon süresi içersinde sivil yurttaşların, operasyona iştirak eden güvenlik güçleri tarafından hedef gözetecek şekilde ateşli silahlarla vuruldukları, vurulan yurttaşların sağlık ocağı, hastane gibi tıbbi tedavi alanlarına erişim çabalarınınve yurttaşlar tarafından çağrılanacil servis görevlilerinin mahalleye girişlerinin güvenlik güçleri tarafından engellendiğitanık beyanları ile tespit edilmiştir. 
 
*Tıbbi alanlarına erişimi engellenen yaralı yurttaşların, hijyen ve ilaç sıkıntısı sorunu ile birlikte evlerde tedavi edilmeye çalışıldığı, bunun sonucunda yaralı yurttaşların tedaviye cevap vermeyerek yaşamını yitirdiği, kimi yurttaşların ise olay yerinde vurulduğu anda yaşamını yitirdikleri tanık beyanları tespit edilmiştir. Ayrıca sokağa çıkma yasağının bitiminden sonra bile, yaralı yurttaşların can güvenliği nedeniyle hastanelere gitmeye çekindikleri ve tedavilerinin evlerde devam ettiği bilgisine ulaşılmıştır.
 
*Operasyon sırasında birçok yurttaşın ev ve işyerlerinin zarar gördüğü,  birçok vatandaşın can ve mal güvenliklerinin bulunmaması nedeni ile evlerini ve işyerlerini terk ederek ilçe dışına çıkmak zorunda bırakıldığı, tanık beyanları ile tespit edilmiştir. 
 
*Yapılan operasyonun hangi amaçlı yapıldığı heyetimizce tespit edilememiştir. Zira sokağa çıkma yasağı duyurusundaki örgüt üyelerinin yakalanması amacı karşısında operasyon sonrası herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır. Bu durum da operasyonun aslında halka yönelik bir saldırı, korkutma, tehdit ve yıldırma niteliğinde olduğu kanaatine ulaşılmıştır.
 
Etkin soruşturmanın talep edildiği öneriler kısmında ise şunlar yer aldı; 
 
‘Derhal etkin soruşturma başlatılmalıdır’
 
*Heyetimiz, olayların gerçekleşme sebebi ve oluş şekline bakmaksızın, sivilleri hedef alan ve yaşam hakkı ihlali başta olmak üzere ağır insan hakları ihlaline neden olan saldırıları kınamaktadır. Olayların bütün boyutları ile açığa çıkartılması amacıyla etkin bir soruşturma başlatılmasını talep etmektedir. 
 
*Heyetimiz, operasyon sırasında ve sonrasında güvenlik güçlerinin sivil yurttaşların can ve mal güvenliğini tehdit eden uygulamaları ile ilgili adli ve idari soruşturmaların derhal başlatılması ve bu soruşturmalar süresince ilgili personel ve amirlerinin açığa alınmasını önermektedir. 
 
*Yapılan operasyonlar neticesinde heyetimizce yapılan gözlem ve incelemelerde, kişilerin konutlarında ciddi tahribatlar oluştuğu gözlemlenmiştir. Yapılan operasyon neticesinde kişilerin mülkiyetlerine ciddi zararlar verilerek Anayasanın 35. maddesi ihlal edilmiştir. Bu çerçevede kişilerin mülkiyet hakkına getirilen bu zararların derhal karşılanması gerekmektedir. Şırnak Valiliği tarafından bir zarar tespit komisyonu oluşturularak, olaylar sırasında yurttaşların yaşadığı maddi ve manevi mağduriyetleri karşılanmalıdır.
 
*Heyetimiz, operasyonlar sırasında elektrik, su ve mobil şebekelerinde gerçekleştirilen kesintilerin yurttaşların iletişim haklarına getirilen bir kısıtlama ve hak ihlali olduğu kanaatindedir. Kesintilerin hangi gerekçeyle hangi kurumun talimatı ile yapıldığı ve ilgili kurumların bu konudaki tasarruf yetkisini ne şekilde kullandığını kamuoyuna bir an önce açıklanmasını talep etmektedir.
 
*Heyetimiz, incelemede bulunduğu mahallelerde çöp birikintilerinin olası sağlık sorunlarına yol açabilecek bir mahiyet taşıdığını gözlemlemiştir. Heyetimiz, operasyon ve güvenlik gerekçesiyle çöplerin toplanamadığına ilişkin edindiği tanık beyanlarının dikkate alınmasını önermektedir. 
 
‘Çocuklar ruhsal bir travma yaşıyor’
 
Heyet içerisinde sağlık alanlarında da inceleme çalışmaları yapıldığı belirten heyet üyelerinden TTB Merkez Konsey Üyesi Şeyhmus Gökalp ise, Cizre’de yurttaşların sağlık haklarının ihlal edildiği belirtti. Olaylar nedeniyle çocukların ruhsal travma yaşadığını kaydeden Gökalp, “Aslında bu sadece Cizre’nin değil tüm dünyanın yaşadığı bir travmadır” diye belirtti.