DİYARBAKIR - İHD Diyarbakır Şubesi, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde 2015 yılının ilk 9 ayında yaşanan hak ihlallerine ilişkin raporunu kamuoyu ile paylaştı. 12 bin 725 hak ihlali yaşandığına yer verilen rapora ilişkin açıklamada bulunan İHD Genel Başkan Yardımcısı ve Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, “Süreci buzdolabına kaldırıp anahtarını da cebinde saklayan, tanımamazlık ve inkar tutumu ile pekiştirilen geleneksel ve tekçi devlet mantığı, çatışmalı ortama kapı aralamakla kalmamış, toplumsal barış ve huzuru yakalayabilme fırsatını da bu ülkede yaşayan halklardan adeta çalmıştır” diye belirtti.
İHD Diyarbakır Şubesi, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde 2015 yılının ilk 9 ayında yaşanan hak ihlallerine ilişkin raporunu kamuoyu ile paylaştı. Rapor şube binasında yapılan basın toplantısıyla açıklandı. Toplantıya İHD Genel Başkan Yardımcısı ve Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, İHD MYK üyesi ve Doğu-Güneydoğu Anadolu Bölge Temsilcisi Abdulsselam İnceören, Diyarbakır Şube yöneticileri Av Gamze Yalçın, Av Hatice Demir ve Av İbrahim Çelik katıldı.
Rapora ilişkin hazırlanan basın metnini okuyan Bilici, 10 Ekim 2015 tarihinde Ankara Tren Garı’nda gerçekleştirilen barış mitingine yapılan bombalı saldırıları kınayarak, “Bu saldırıyı gerçekleştirenler, hiç şüphesiz kandan beslenen, insan yaşamının kutsallığını hiçe sayan zalimler ve zorbalardır. Bu saldırının failleri ve organizatörleri bilmelidirler ki, barış davası uğruna bedel ödemeyi göze almış biz barışseverler, baskılar karşısında asla boyun eğmeyeceğiz!” diye belirtti.
Bilici’nin okuduğu basın metninden bazı satır başları şöyle:
Çözüm süreci ve çatışmalar
“Bu yılın Şubat ayında hükümet yetkilileri ve İmralı heyeti tarafından ortak basın toplantısı ile açıklanan 10 maddelik ve çözüm sürecinin ilkesel çerçevesini belirleyen deklerasyon, istendiğinde toplumsal barışın nasıl tesis edilebileceğini ve bunun mümkünlüğünü bütün ülkenin şahitliğinde ortaya koymuştur. Ne var ki, bu süreci buzdolabına kaldırıp anahtarını da cebinde saklayan, tanımamazlık ve inkar tutumu ile pekiştirilen geleneksel ve tekçi devlet mantığı, çatışmalı ortama kapı aralamakla kalmamış, toplumsal barış ve huzuru yakalayabilme fırsatını da bu ülkede yaşayan halklardan adeta çalmıştır.”
‘AKP güç kaybının faturasını, çözüm sürecine çıkarmıştır’
“Çözüme dair sürecin işlevli ve sürdürülebilir olmasının yolu hiç şüphesiz ki, tutarlı, ilkeli ve samimi politikalarla mümkündür. Ancak altını çizmek gerekir ki, AKP hükümeti bu sınavı başarı ile verememiştir. PKK militanlarının geri çekilmesini izleyen günlerden bu güne, maalesef çözüm mantığını olgunlaştıracak somut bir adım atmamış ve çözüm sürecinin rotasını seçim süreçlerinden elde ettiği kazanım ve kayıplara göre belirlemiştir. Nitekim 07 Haziran seçimlerinde karşılaştığı güç kaybı ile dış politikada içine düştüğü belirsizliğin faturasını, çözüm sürecine çıkarmıştır.”
Silahlı Çatışmalar
“Çatışmasızlığın sona erdiği son 3 ay içersinde yaygınlaşan şiddetli çatışmalarda, onlarca örgüt militanı, güvenlik güçleri mensubu ve siviller yaşamını yitirmiştir. 2015 yılının ilk 9 ayında bölgemizde 105 güvenlik görevlisi yaşamını yitirmiş, 254 güvenlik görevlisi yaralanmıştır. 104 örgüt militanı yaşamının yitirirken, 4 örgüt militanı ise yaralanmıştır. Operasyon sırasında yaşanan çatışmaların ortasında kalan 9 sivil yurttaş yaşamını yitirirken, 40 yurttaş da yaralanmıştır. 80 kişi ise PKK militanları tarafından alıkonulmuştur.”
“Askeri operasyonlar devam ederken, silahlı çatışma hukukunu uluslararası şekilde düzenleyen tüm insancıl hukuk kaideleri sistematik biçimde ihlal edilirken, ciddi insanlık suçlarının işlendiğine tanıklık ettik.”
“Askeri operasyonlarda kullanılan savaş jetlerinin örgüt militanlara ait mezarlıkları bombardımanına tabi tutması, dünyada neredeyse hiçbir çatışmalı ortam ve savaş deneyiminde karşılaşılmış bir durum olmadığını ifade etmek isteriz. Yine operasyonlar sırasında ormanlık yakıldı, doğa tahrip edildi.”
Sivil ölümler, gözaltı-tutuklamalar, işkence ve kötü muamele
“İlan edilen sokağa çıkma yasaklarını takiben gerçekleşen operasyonlarda, çok sayıda sivil yurttaş, güvenlik güçleri tarafından kasti, keyfi ve hedef gözetecek şekilde ateşli silah kullanımı sonucunda yaşamını yitirmiştir. Öyle ki, bu operasyonlar sırasında mahallelere tanklarla top atışları yapabilecek kadar pervasızlaşan inanılması güç bir uygulamaya şahit olduk. ‘Kamu Düzeni’ ve ‘Güvenlik’ gerekçesinin ardına sığınılan bu hukuk dışı ve keyfi uygulamaların sürdürüldüğü 9 ayda bölgemizde, 63 sivil yurttaş yaşamını yitirmiş, 93 sivil yurttaş ise yaralanmıştır. Yüzlerce konut ve işyeri tahrip edilmiş, tedaviye erişim, enerji ve iletişim hakları ihlal edilmiştir.”
“2015 yılının ilk 9 ayında bölgemizde, 74 toplumsal gösteriye müdahale edilmiştir. Güvenlik güçleri tarafından gerçekleşen orantısız müdahalelerde, 88 yurttaş çeşitli şekillerde yaralanmıştır. Sabahın köründe çoğunluğu kapıları kırılmak suretiyle bölgemizde 9 ayda, 1975 ev baskını gerçekleştirilmiştir. Baskına maruz kalan evlerde yaşayan yurttaşların kafalarına silah dayatılmış, darp edilmiş, işkence ve kötü muamelede bulunulmuştur. Çoğunluğu bu ev baskınlarında ve toplumsal gösterilerde olmak üzere 293’ü çocuk 3 bin 564 kişi gözaltına alınmıştır. 41’i çocuk 788 kişi ise tutuklanmıştır.”
‘Güvenlik paketi derhal geri çekilsin’
“Hiçbir demokratik hukuk devletinde, denetlenemeyen ve kontrol altında tutulamayan, keyfi ve hukuk dışı davranmayı kendinde yasal ve meşru bir hak gibi gören ‘güvenlik birimleri’ yoktur. Demokratik hukuk devletinde, hiç bir güvenlik görevlisini görevini ifa ettiği sırada tekbir getirirken, küfrederken, şiddet uygularken, etrafa rast gele gerçek mermilerle ateş açarken, mahalle duvarlarına ırkçı sloganlar yazarken göremezsiniz! O halde tüm bunların yaşandığı bir ülkede, polis yasalarının devletleştiğini iddia etmek abartılı olmayacaktır. Bu nedenle biz insan hakları savunucuları, dün olduğu gibi bu günde, gerek güvenlik görevlilerine ve gerekse de yerel mülki yetkililere geniş yetkiler tanınmasına olanak veren ve yürürlüğe giren güvenlik paketi yasalarının derhal geri çekilmesini talep ediyoruz. “
Cezaevleri
“Özellikle sağlık hakkı ihlallerinin hala devam ettiğini, 282’si ağır 721 hasta mahpusun cezaevlerinde adeta kaderine terk edilmiş durumda olduğunu ifade etmek istiyoruz. Cezaevlerindeki doluluk oranı nedeniyle gerçekleşen sürgünler, tecrit-izolasyon, haberleşme-ileteşim hakları, işkence ve kötü muamele yine hızından hiçbir şey kaybetmeden devam eden ihlaller arasındadır. PKK Lideri Sayın Abdullah Öcalan’a 16 yıldır uygulanan tecridin ise, hukukla bağdaşır hiçbir yanı yoktur. Toplumsal barışın önemli bir aktörü olması bakımından, Sayın Öcalan’ın hala tecrit koşullarında tutulması hem bireysel ve insani haklarının ihlali, hem de olası toplumsal bir barışın sağlanmasında sunabileceği barışçıl katkıları göz ardı eden siyasi bir tutum olarak görülmesi gerektiğini belirtmek istiyoruz.”
Kadınlar ve çocuklar
“Kadına ve çocuklara yönelik şiddet artış göstererek, 2015 yılının ilk 9 ayında bölgemizde yine korkunç verilerle devam ediyor. Aile içi ve toplumsal alanda gerçekleşen erkek şiddeti sonucu kadınlar yine katledildi. 45 kadın yaşamını yitirirken, 15’i yaralandı ve 13’ü cinsel istismara maruz kaldı. 23 çocuğun yaşamını yitirdiği 2015 yılının ilk 9 ayında bölgemizde, 7 çocuk şiddet sonucu yaralandı, 8 çocuk ise cinsel istismara maruz kaldı.”
Basın özgürlüğü
“Siyasal iktidarın düşünce dünyası ile uyuşmayan muhalif basına yönelik gözaltı ve tutuklama, soruşturma ve dava açma, işten çıkarma, haber sitelerine erişimi engelleme, işkence ve kötü muamele, haber takibini zorlaştırma gibi uygulamalarıyla basın özgürlüğü üzerinde korkunç bir sansürün ve baskının oluştuğunu ifade etmek istiyoruz.”
Atanmışlar, seçilmişler
“Son olarak, 2 ayda DBP’li 17 Belediye EşBaşkanı ile onlarca Belediye Meclis Üyesinin tutuklanması ve atanmış bir İçişleri Bakanı tarafından görevden alınması, hukuk ve demokrasi ayıbıdır. Bir ülkede atanmışlar, halkın seçilmişlerini görevden alabiliyorsa, demokratik siyasetin ve özgürlüklerin kırıntısından dahi söz edilemez.”
Bilici’nin ardından İHD MYK üyesi ve Doğu-Güneydoğu Anadolu Bölge Temsilcisi Abdulsselam İnceören, raporda yer alan hak ihlalleri verilerini paylaştı.
Raporda yer alan bazı ihlal verileri şöyle:
*Polis ve jandarma tarafından öldürülen ve yaralananlar: 63 Ölü, 93 Yaralı
*Köy korucuları tarafından öldürülen ve yaralananlar: 2 yaralı
*Çatışmalarda yaşamını yitiren güvenlik güçleri: 105 Ölü, 254 Yaralı
*Çatışmalarda yaşamını yitiren örgüt militanları: 104 Ölü, 4 Yaralı
*Çatışmalardan kaynaklı yaşamını yitiren siviller: 9 Ölü, 40 Yaralı
*Resmi hata ve ihmal sonucu ölüm/yaralanmalar: 10 ölü, 1 yaralı
*Kadın intiharları: 20 intihar, 5 teşebbüs
*Çocuk intiharları: 16 intihar, 2 Teşebbüs
*Şüpheli Polis/Asker ölümleri: 12 Ölü, 2 yaralı
*Gözaltına alınanlar: 293’ü çocuk 3564 kişi
*Tutuklananlar: 41’si çocuk 788 kişi
*İşkence ve kötü muamele: 314
*Toplumsal olaylara müdahale: 88 yaralanma/darp
*Soruşturma, dava ve cezalara maruz kalan kişi sayısı: 626
*Cezaevlerinde yaşanan ihlaller: 296
*Toplam İhlal sayısı: 12725