DİYARBAKIR- İHD ve Kayıp yakınların “Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın” sloganı ile her hafta düzenlediği oturma eylemlerinin 350’ncisi gerçekleştirildi. Eylemde, 1989 yılında Siirt’in Eruh İlçesi Körüklükaya Köyü’nde kaybolan, ardından askerlerce helikopterle getirildiği komşu Bikat köyünde sessizce defin edilen Halil Başkurt’un akıbeti soruldu.
İHD ve Kayıp yakınların “Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın” sloganı ile her hafta düzenlediği oturma eylemlerinin 350’ncisi Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleştirildi. Kayıp yakınları fotoğraflarının taşındığı eyleme İHD Diyarbakır Şubesi yönetici ve üyeleri, Barış Anneleri Meclisi üyeleri, kayıp yakınları ile insan hakları aktivistlerinin katıldı. Eylemde, Eylemde, 1989 yılında Siirt’in Eruh İlçesi Körüklükaya Köyü’nde kaybolan, ardından askerlerce helikopterle getirildiği komşu Bikat köyünde sessizce defin edilen Halil Başkurt’un akıbeti soruldu. Oturma eyleminde bir konuşmada bulunan İHD Genel Başkan Yardımcısı ve Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, 350 haftadır kesintisiz olarak sürdürdükleri oturma eyleminin sonuç alıncaya dek süreceğini ve sonuç alınmadan da kimsenin kendilerini bu eylemi sürdürmekten vazgeçiremeyeceklerini söyledi.
‘Başbakanın sözleri itiraftır’
Geçtiğimiz hafta partisinin Van’da gerçekleştirdiği mitingte konuşan AKP Genel Başbakanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun gündeme oturan ‘Beyaz Toros’ açıklamasına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Bilici, “Başbakan, devletin eliyle planlı olarak bölgede kullanılan araçlar olduğunu itiraf etti. Biz de zaten onu söylüyorduk. Bu cinayet şebekelerinin nasıl kurulduğu, kim tarafından finanse edildiği ve arkasındaki siyasi güçlerin açığa çıkarılması için sürekli çağrıda bulunduk. Ama devlet her defasında gizledi, hala da gizlemeye devam ediyor” diye konuştu.
‘Samimiyseniz failleri açığa çıkarın ve yargılayın’
Başbakan Davutoğlu’na seslenen Bilici “AKP iktidara gelmezse, beyaz toroslar ortaya çıkar dediğine göre, bu torosların hangi garajlarda tutulduğunu ve bu araçların kimin bineceğini, geçmişte de kimlerin bindiğini çok iyi biliyorsunuz. Bu toros araçların içerisindekilerin yapmış olduğu cinayet ve katliamların hepsi devlet arşivlerinde kayıtlıdır. Biz beklenti içersindeyiz. Gerek 90’lı yıllarda ve gerekse bu güne dek, faillerin açığa çıkartılması ve yargı karşısına çıkartılması temelinde, bu yönde eğer iradeniz varsa ve samimiyseniz ortaya çıkarmanızı bekliyoruz” dedi.
Bilici’nin konuşması ardından, İHD Diyarbakır Şubesi Kayıp Komisyonu Üyesi Nigar Kocaman, 1989 yılında Siirt’in Eruh İlçesi Körüklükaya Köyü’nde kaybolan, ardından askerlerce helikopterle getirildiği komşu Bikat köyünde sessizce defin edilen Halil Başkurt’un akıbeti soruldu. Kocaman şunları belirtti:
‘Babamı askerler öldürdü’
“Halil Başkurt’un oğlu Resul Başkurt’un, Cizre Cumhuriyet Savcılığı’na olay ile ilgili verdiği ifade de şunları belirtti: ‘Körüklükaya-Derguvi mezrasında ikamet ediyorduk. Babam, köyden mezraya gittiği sırada kayboldu. Olaydan sonra, o dönemde Bikat Köyünden köy korucusu Necmettin, aynı köyde oturan kayınbabam Mehmet Ali Atabay’a, babamın öldürülmesi ile ilgili bilgi vermiş. Kayınbabam da bizlere, babamın cesedinin helikopterle bu köye getirilip gömüldüğü haberini verdi. Babamı, askerler öldürdü. Bu olaydan 2 ay sonra, Eruh Cumhuriyet Savcılığına çağrıldık. Savcıya ‘Babamı Askerler neden öldürdü?” diye sorunca, ‘Baban, teröristti. Çıkan çatışmada öldürüldü’ dedi. Babamın terörist olmadığını anlatmaya çalıştık. Ancak bir sonuç alamadık. Babamın ölümünden Tuğgeneral Erdinç Türe ve Nami Acar sorumludur.’
Yapılan konuşmaların ardından etkinlik, gerçekleştirilen 5 dakikalık oturma eyleminin ardından sona erdi.