DİYARBAKIR - İHD Diyarbakır Şubesi, 90 günü geriden bırakın Sur ilçesinde sokağa çıkma yasağının hak ihlalleri ve hukuksuzlukları sürdürdüğüne dikkat çekerek, olası katliamların önlenmesi amacıyla yasağın derhal sonlandırılmasını talep etti. Açıklamada, yasağın sonlandırlması ile birlikte çatışmaların büyük oranda bitebileceğini ifade edildi.
İHD Diyarbakır Şubesi, Sur ilçesinde 90 gündür devam eden sokağa çıkma yasağına ilişkin dernek binasında basın toplantısı düzenledi. İHD şube yöneticilerinin katıldığı toplantıda konuşan İHD Genel Başkan Yardımcısı ve Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, 90 gündür Sur'da temel hak özgürlüklerin tamamıyla askıya alındığını ve bu durumun hiçbir uluslar arası sözleşmede, insani ve vicdani değerlerde yeri olmadığını söyledi. Yasak boyunca yaşam ve temel insan hakları ihlallerinin yaşandığını söyleyen Bilici, olası bir katliamın önüne geçilmesi amacıyla Valilik ile görüşmelerde bulunduklarını söyledi. Temel taleplerinin Sur'da bulunan sivil insanların alınması için uygun koşulların oluşturulması olduğunu dile getiren Bilici, "İlk talebimiz çatışmaların bitmesidir. Eğer bu bitmiyorsa da, en azından da bu insanların kurtarılması. Ama maalesef hükümet ısrarlı bir şekilde bu taleplerimize karşı adeta üç maymunu oynuyor" diye belirtti.
'Çıkacak yasayla yapılan katliamların hesabı sorulamayacak'
Sur'da bir saat sonra dahi ne olacağını tahmin edemediklerini aktaran Bilici, her an katliam yaşanabileceğini vurguladı. Devlet yetkilileri tarafından Kürtlere dair bir katliam kararı olduğunu ifade eden Bilici, şunları aktardı: "Pratikte yapılan çalışmalar katliam temelindedir. Örneğin bu çalışmalardan bir tanesi de şudur; askeri yetkililerin bu tür operasyonlarda yapacağı katliamlar ve insanlığa karşı işlenen suçların yargılanma izni Başbakan ve Milli Savunma Bakanlığı'na verme temelinde hazırlıklar yapılıyor. Çıkacak olan bu yasayla yapılan katliamlar hükümetin desteğiyle, askeriyenin de eliyle gerçekleştiğinin ispatı oluyor. Yani bu yasayla askeriye kendini güvence altına almak istiyor. Hükümet ve asker anlaştı. Bu bir nevi darbenin yasal çerçevesidir."
'Çözümünün yolu diyalog ve müzakereden geçer'
Bir yıl önce açıklanan Dolmabahçe Mutabakatı'nın, çözüm ve demokratikleşme konusunda yarattığı olumluluklara değinen Bilici, o süreden bu yana devletin eski katliamcı zihniyetine tekrar geri döndüğünü ve birçok katliamlar yaptığını, Kürdistan'ı yerle bir ettiğini söyledi. Bilici, bu ret politikasıyla sorunun çözülemeyeceğine dikkat çekerek, sorunun çözümünün diyalog ve müzakereden geçtiğini aktardı.
İHD Diyarbakır Şube Yöneticisi Av. Abdullah Zeytun da, Sur'da mahsur kalan birçok insan için AYM ve AİHM'e başvuru yaptıklarını ancak birçoğunun reddedildiğini vurguladı. Dernek olarak ayrıca birçok defa Valilik ve Sağlık Bakanlığı'yla görüştüklerini belirten Zeytun, "Sur'da mahsur kalanlar için defalarca 112 Acil Servisi'ni aradık ancak bize verdikleri cevaplar çok şaşırtıcıydı. En son olarak 76 yaşındaki Mehmet Şah Pervane için 112'yi aradığımızda kendisinden yasaktan beri haber alınamadığını ve telefon kullanmadığını söylememize rağmen, bize deniliyor ki 'kendisi belirlediğimiz yere gelsin, biz onu oradan alırız'. Ancak 76 yaşında ve 90 gündür haber alınamayan kişiye nasıl haber verilir bilemiyoruz" şeklinde tepki gösterdi.
Hukuksal yolların idari birimler, yargı organları ve kolluk kuvvetleri tarafından işbirliği içinde ve sistematik bir şekilde tıkatıldığını ifade eden Zeytun, bu suçların şimdi değilse bile mutlaka yargılama konusu olacağını söyledi.